ERK ACARER: SORUN BATAKLIK (21. 04. 2016)

218

İktidar kirletiyor! çok zor bir hayatları var. . . ‘Sabah’tan Akşam’a hırsızı koruyup kollayayacaklar, akşamdan sabaha çocuk tecavüzcüsüne kol kanat gerecekler. . . Dahası; cihat yolunda harcanan emeği ‘boşa çıkarmak’ için uğraşacaklar!
“Reza Bey. . . “
“Hepimiz Ensarız!”
“İnsani yardım gitti. . . “

• • •

İktidar tüketiyor! çok zor bir hayatımız var. . .
Aslında savunulması bile abes şeylerin mücadelesini veriyoruz. ‘Muhalif’ deniyor ya. . . Açıkçası daha oralara gelemedik henüz.
‘Ahlak dersinin’ giriş kısmındayız. . .
“ülkenin geleceğini çalma!”
“çocuklarımıza dokunma!
“çakalları besleyip Ortadoğu’daki yangına benzin dökme!”
Söylediğimiz bunlar!

• • •

Günlerdir, tuhaf bir hava var. Darbe söylentileri öylesine gündemde kaldı ki, sonunda Genelkurmay Başkanlığı bu çalkantıyı boşa çıkaran bir açıklama yapmak durumunda kaldı. Tam bu dedikodular bitmişti, sosyal paylaşım sitelerinde, “Erdoğan Amerika’da rahatsızlandı” minvalli videolar yayıldı.
Neredeyse tüm muhalifleri ‘kolaycı’ bir sevinç havası sardı.

• • •

Fakat ‘kolaycı coşku’; büyük bataklıkla tezat bir anlam taşıyor. çünkü ‘Dünya Lideri’nin arkasında karanlık bir sistem görünüyor. Pek çok kişi hayretle; benzer soruların peşinden gidiyor. . .
“Nasıl oldu da çocuk taciz ve tecavüz vakaları bu kadar arttı?”
“Böylesine ahlaksızlık, hırsızlık, arsızlık nereden peydahlandı?”
“Türkiye nasıl bir anda Pakistan’a dönüştü?”
İşte sistem denilen de bu! Rüzgâr ekildi, fırtına biçildi. Hiçbir şey dünden bugüne olmadı. Kof, çürük, yoz bir yaşam tarzı ilmek ilmek dokundu. 1950’den itibaren dizayn etmeye çalışıp son 14 yılda ivme kazandırdıkları absürd temel çöktü; ülke altında kaldı! İşte mesele bu!

• • •

Onların hayatı ve yalanlarıyla; bizim basit doğrularımız ve hayatımız arasında sıkışan bir memleket resmi var şimdi. çamura batmış, yozluğun dibine vurmuş ahlaksızlar, ceplerine duble yol yapmış hırsızlar ve yaşamlarımızın orta yerini bombalarıyla parçalayan cihatçılar bataklığa dair kısa özet.

• • •

Silme sineklerle kaplı bir bataklığın ortasındayız.
İktidar kirletiyor, iktidar tüketiyor, iktidar batırıyor. . .
Kolaycılık, bataklıkla tezat!
Türkiye’de büyük bir lider sorunu olduğuna şüphe yok! Ne var ki karamsar bir bakışla arka tarafın daha can sıkıcı olduğundan söz etmek mümkün. Her şey bir anda olup bitmedi. Kolaycılık bizim işimiz değil.
Ne canlı bombadan korunma rehberi, ne cocukları tacizden nasıl korursunuz dosyaları ne darbe ne de azrail şamatası. . . Bizim işimiz bataklıkla!
***

Yine bir gün adliyede deri elbiseler içindeyiz!
Şaka şaka. . . Mesele trajikomik! Dündar ve Gül’ün davasını izlerken, havuz tetikçileriyle bizzat yakınlaşma şansımız oldu. Ahlaksızlığın, iftiranın, soysuzluğun hayret verici somutluğunu böylece test ettik. Havuz tetikçileri, bizler arkadaşlarımızın telaşındayken kendilerine yakışan, provokatif davranışlar sergilediler. Bir kadın, iki erkek ‘meslektaşımız’, kalabalığın arasına karışıp ortamı gerdiler. Kendilerinden hesap sorunca, seslerini yükseltip bizlere hakaretler ettiler, hatta basın kartı sorma cüretini gösterdiler. Sonrasında da gidip, “Vandallar bizi dövdü” diye haber yaptılar. Cumhuriyet Haber Koordinatörü Murat Sabuncu’nun hakaretler yağdıran kadın gazeteciyle hiçbir biçimde şiddet göstermediğine bizzat tanık olduk. Sabuncu’nun üzerinde deri elbise var mıydı, doğrusu dikkatimizi çekmedi! (Sabuncu’nun ihtiyacı olmasa da bir detay olarak ekleyelim. Uzunca bir dönem mesai arkadaşlığımız olmuştur. Buna rağmen, ‘Siz’ demeden hitap etmez. Değil bir kadına vurmak, karşısındaki herhangi birine sesini yükseltmez. ) Biz ise kadın gazeteciden bir hayli uzaktaydık. Yüz yüze bile gelmedik. Yanlış anlaşılmasın, bizimle diyoloğa giren 2 erkek muhabire, ‘münasip bir biçimde’ ve ‘nazikçe’ ağızlarının payını verdik, uyardık! Ekleyelim, deri elbiselerimiz yoktu!
Bitmek bilmez
Velhasıl; bunların bir ‘Kabataş’ tarafı var. Bitmek bilmiyor. Kurguları, fantazileri bol! Tutup şikâyetçi olmuşlar. Ne dediysek o! Biz de takipçisiyiz. Hatta görüntüleri bulmak için uğraşacağız. Ama biliyoruz ki iş; ‘deri pantolonlu Kabataş bebekleri’ masalına dönecek. İddia edilen darp görüntüleri asla bulunamayacak! çünkü yok, çünkü tarz aynı, yalan aynı. Bu arada; ‘gazeteci’ arkadaşlarımıza teşekkür ederiz. Sabah’a manşet olmayı başarmışız! Aklımızın ucundan bile geçmez, para versek böyle bir manşet yaptıramazdık! Arşivde ‘bize ait’ uyduruk bir haberleri daha oldu. Eyvallah ‘dostlar’ iyi ki varsınız! Sayenizde hem eğleniyor hem de ‘ahlak nasıl bir şey’ olmalı ya da olmamalı sorusuna cevap buluyoruz. Kadın arkadaşımız darp raporu ‘bulacakmış!’ Kendisine de ‘ruh sağlığının’ ne kadar önemli olduğunu bilen gazeteciler olarak yürekten geçmiş olsun diyoruz!

02. 04. 2016 – BİRGÜN