ÇİĞDEM TOKER: ‘KOPUŞ SAVUNMASI’ (02. 04. 2016)

208

Basın Kanunu’ndaki dört aylık dava açma süresi geçirilerek, başında usul sakatlığıyla açılan
Can Dündar/Erdem Gül
davası, ilk gününden bu yana sadece gazeteciliğin yargılandığı bir dava olmadı. Hasmane karakteri tescilli olan bu davanın temsil ettiği değer ve mücadele alanları gün geçtikçe çoğalıyor, keskinleşiyor.

Daha ilk duruşmada alınan gizlilik kararı, duruşmaya iki gün kala yeni savcı görevlendirilmesi, mahkemeye yeni heyet atanması, gizlilik kararının, hukuk teamüllerinin tersine belirli duruşmalarla sınırlı olmayıp duruşmaların tamamını kapsaması, Cumhurbaşkanı’nın müdahillik talebinin kabulü, davanın siyasi karakterinin altını çizen son gelişmelerdi.

***


Geçen hafta ilk duruşmasını çağlayan Adliyesi’nde izlediğim davayı bu kez yerinde izleyemesek de duruşmadaki gelişmeleri gün boyu sosyal medyadan takip ettik. Anayasa Mahkemesi’nin temel hak ve özgürlükleri gözeten kararına karşın, 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin yeniden tutuklama kararı vermesi için canla başla kampanya yürüten iktidar yanlısı medya muhabirlerinin, duruşmayı izlemeye gelen diğer gazetecilere sarı basın kartı sorma cüreti, haber koordinatörümüz
Murat Sabuncu‘nun bir kadın gazeteciyi darp ettiği iftiralarına dek hemen her gelişmeden haberimiz oldu.

Arkadaşlarım, meslektaşlarım Can ile Erdem’i gazetemiz avukatlarının yanı sıra yaklaşık 500 avukatın savunmak istemesi, öyle görünüyor ki iktidar yanlısı medyayı ziyadesiyle rahatsız etmiş.

***


Dündar’ın, haklılığına inanmış insanlara has özgüvenle yaptığı dünkü savunmasının, savcı
Evliya çalışkan
tarafından
“kopuş savunması”
olarak nitelenmesi, duruşmaya damgasını vuran temel başlıklardan biri oldu.

Verimli bir tartışma alanı açacağa benzeyen
“kopuş savunması”, ceza hukuku alanında dünyaca tanınırlığı ve bir o kadar da tartışmalı bir ismi olan avukatJacques Verges‘in ürettiği bir savunma yaklaşımı.

“Kopuş savunması”
kısaca; geleneksel, alışılmış savunma çizgisinin dışına çıkarak,”yargılayanları yargılayan”
bir savunma yöntemi olarak nitelenebilir.
(Meraklısına not: Verges’nin kaleme aldığı
“Savunma Saldırıyor”
adlı kitabı, gazeteciVivet Kanetti
Türkçeye kazandırmıştı. )

“Kopuş savunması”nın karakterini anlatan bir diğer özellik ise avukatın, iletişim becerilerini ustalıkla kullanarak, haklılığına inandığı tezlerini, mahkeme salonlarından, koridorlarından dışarıya taşımak, o inandığı haklılığı kolektif bilgiye dönüştürüp kamuoyuyla paylaşabilmesi.

Tam bu noktada altını çizilmesi gereken konu şu ki; soruşturma aşamasından tutuklama kararına, iddianameden davanın kabulüne ve yargı makamlarının görmezlikten geldiği kara progpaganda üretimine dek, her aşaması hukuka ve adalet duygusuna aykırı olan bu davanın; bir de kamuoyuna kapatılması, hukuksuzluğu çoğaltan, derinleştiren bir işlev gördü.

Belli ki dün o salonda meslek onuruna, bu ülkenin layık olduğuna inandığımız demokratik değerlerine sahip çıkmak, ileriye taşımak adına yapılan savunmalar, iddia makamından
“kopuş
savunması”
olarak görülmüş.

Ki bu da gazetecilik onuru ve demokratik değerler adına gerçekte yüzakı bir tespittir.

Can ile Erdem hakkında verilen tutuksuz yargılama kararı, kara propaganda üretim merkezine geçmiş olsun.
02. 04. 2016 – CUMHURİYET