ERK ACARER: BİR DEVLET MODELİ: YAK YIK-ÇAL ÇIRP-DÜRT ÖRT (28. 03. 2016)

195

Kol kırılır yen içinde…İbadette gizli kabahatte…
Ayıp yorgan altında…
783. 562 kilometre karelik ülkeyi deyimler sözlüğünün üç kıytırık, gelenekçi maddesine topladılar… üstelik kabahati gizleyip ibadeti… Anladın onu; ‘cumanız mübarek olsun’ işte…

• • •

Daha o zaman vesayetle hesaplaşıyordu bunlar… Bir methiyeler bir övgüler…
Hooop Pozantı…
Cezaevinde çocuklara tecavüz edildiği ortaya çıktı… Rezilliğin bini bir para… Ama aslolan devletin mahremiyeti. Ya ne olacaktı? Alçaklığı ortaya çıkaran gazeteci tutuklandı. Ahlakları böyleydi… Müdüre, müdür yardımcısına terfi verildi. Olay unutulunca çocuklar ‘taş atmaktan’ müebbet yedi!

• • •

Daha o zaman… Dünyanın hamisiydi bunlar. Sıfır sorunla… Kolay yoldan ‘Esed’ vurdu diyip, hayırlısıyla namazı Suriye’de eda edeceklerdi. Nato’yu AB’yi, ABD’yi ikna etmek için…
Güüüm Reyhanlı…
Bir kadının ellerini iki yana açmış fotoğrafı hafızalarda hâlâ… Yağmur yağdı, cadde oluklarından günler sonra insan parçaları aktı. Yalancının mumu… O işin öyle değil, ‘böyle’ olduğu çabuk anlaşıldı. Ortalara saçılan istihbarat raporlarıyla birlikte… Bir asker, ‘devletin sırlarını deşifre etmekten’ cezaevine atıldı. 52 kişinin ah-ı unutuldu.

• • •

Gezi salladıydı ya bunları… Kabataş’la, birayla ahlâk sorgularlarken…
Küüt 17-25…
Hırsızlıkta suçüstü… Fakat suç; hırsızlığın ifşasına bağlandı. Yayın yasağı, gizlilik kararı derken… Paraleldi yamuktu; memleketin yarısı sürüldü. Koca koca kutularda, halkın parası pul oldu…

• • •

‘Pakistan’ iyiden iyiye göz kırpıyordu… Sınırda cihatçısı, çakılı, IŞİD’i cirit atıyordu
Muccck MİT TIR’ları…
Koca koca füzeler, ele gelmez fünyeler, kasa kasa mermiler… Velâkin muamele aynı: Devlet sırrının ifşası! Millet, Silivri’de nöbet tutmaktan heba oldu… Memleketin alayı anladı, bunlar yorulmadı… “Eyy Anayasa Mahkemesi…”

• • •

Diyarbakır, Suruç, Ankara: Gizlilik kararı… Diyanet’in iğrenç ensest fetvası: Paralele yamama sahtekârlığı…
Biter belki derken…
Haydaaaa Ensar Vakfı… 45 çocuğa tecavüz olayı…
‘Skandal’ demek skandala ihanet! Sonuç; elbette gizliliğin devamı! Neredeyse sapıklığı ortaya çıkaran dostumuz Serbay Mansuroğlu gündüz vakti taşlanacak.
Ama… Güzel şeyler de oluyor arada!!! Berkin Elvan’ın katilinin bir yıl önce bulunduğunu, adıyla sanıyla yazmıştık ya… Suçumuz belli oldu!
Kamu görevlisinin kimliğini ifşa etmek… Günahımız… İki yıl mı desek, yedi yıl mı?

• • •

Yazı, böyle akıp gidiyor işte.
‘Yazı’, böyle akıp gitmez ama!
Elini nereye atsan bir pislik çıkıyor. İyice anlaşıldı; koca bir ülkeyi önce soyup soğana çevirmişler sonra ırzına geçip bıçak darbeleriyle cinayet mahalline benzetmişler. çorap sökülmeye başladı. Artık geri dönüşü yok. Ya bütün ülkeye gizlilik kararı getirecekler ya da…

• • •

783. 562 kilometre kare…
Gizlilik kararı, sırların ifşası, devletin bekası, sistemin mahremiyeti…
Deyimler sözlüğünün üç kıytırık, gelenekçi maddesine topladıkları ülkeyi, hırsızlığın, arsızlığın, katilliğin, tecavüzün meşru sayıldığı, herkesin her şeyi bilip konuşmadığı üçüncü sınıf korku filmlerindeki bir kasabaya döndürmeye niyetliler.
Laannn…
Devlet dediğiniz şey ‘yak yık-çal çırp-dürt-ört’ modeli mi yoksa?
Yarattığınız pislikte boğulmamızı, kirli bir yorganın altında uyumamızı istiyorsunuz ya…
Yok öyle…
Kırılan kolun yende, ahlaksızlığın yorgan altında, hırsızlığın kutularda kalmasına izin vermeyeceğiz!
Uyumayacağız… Biliyoruz ki uyursak hepimiz öleceğiz!
28. 03. 2016 – BİRGÜN