ÇİĞDEM TOKER: ‘TERÖRE KARŞI MASTER PLAN’ (06. 02. 2016)

217

90’lı yıllardan bu yana, haber amaçlı kaç GAP (Güneydoğu Anadolu Projesi) gezisi izlediğimi anımsamıyorum. çok iyi anımsadığım şey ise, bu gezilerden yazılan haberlerde; o tarihten başlayarak üç yıllık dönemde GAP’a
“şu kadar lira ayrılacak”unsurunun hiç eksik olmadığı.

GAP gezilerinin hemen hepsinde, gazetecilere dağıtılan dosyalarda, proje adeta yeni başlamış ve ilk kez o hükümet döneminde büyük fedakârlıklarla devasa ödenekler ayrılacak havasında bilgiler yer alırdı.

Yanı sıra, adı o dönemler açıkça telaffuz edilmeyen “Kürt meselesi” kastedilerek, GAP sayesinde siyasal ve sosyal açılımın bir arada sağlanacağı söylenirdi.

AKP rejim döneminin ortalarında, sonra anlaşıldı ki İşsizlik Fonu’nda biriken paraların yaklaşık yüzde 30’u GAP’ın finansmanında kullanılmış.
Ne işsize ne GAP’a yarayan “beceri”de bir kaynak kullanımıyla karşı karşıyaydık yani.

***

Başbakan
Davutoğlu‘nun Mardin’de açıkladığı “Teröre Karşı 10 Maddelik
Master Plan”ı dinleyip okurken, yine bir GAP maddesine rastlayınca, GAP’taki nafile bereketin, kim bilir daha kaç gazeteciyi “emekli” edeceğini düşündüm.

Başbakan’ın içinde Moğol, Haçlı, yiğit kelimeleri geçen konuşmasıyla beslenen plandaki başlığa göre, bu kez “2016-2018 döneminde GAP bölgesine
26. 5 milyar TL yatırım yapılacak”tı.

2018 geldiğinde -eğer yaşarsak-, 26. 5 milyar TL harcanıp harcanmadığını ve hangi harika yatırımlara dönüşüp bölgeyi kalkındırdığının takibini sizlerle paylaşırım.
Fakat keşke işin en önemli kısmı bu olsaydı.

***

Cizre’de bir bodrum katında sıkışan 9 kişinin yanarak öldüğü haberleri ekrandan akarken, Davutoğlu’nun açıkladığı, “Teröre Karşı 10 Maddelik
Master Plan”, her şeye karşın “çözüm
Süreci”ne dönüleceği beklentisi taşıyanların umudunu çöpe attı. Planın açıklandığı yer olarak, tarih boyunca pek çok farklı uygarlığa ev sahipliği yapmış Mardin’in seçilmesi ise “simgesel” önem taşıyor.

Şüphesiz ki bu plan, Cumhurbaşkanı
Erdoğan‘ın, daha geçenlerde kaymakamlara “koyun mevzuatı bir kenara” seslenişini hatırlayanlar için o talimatla son derece tutarlı hükümler içeriyor.

Plandaki, “Kamu düzenini tehdit
eden tüm unsurlar engellenecek. Herkesin
eşit pay sahibi olduğu bir kamu
düzeni oluşturulacak” maddesi, yakın gelecekte belki yasayla, belki de valilikler ve mevcut düzenlemeler marifetiyle, HDP yönetimindeki belediyeler üzerindeki merkezi baskının yoğunlaşacağının işaretlerini taşıyor.

Bu başlığı ise planın 8. maddesiyle birlikte değerlendirmek gerekiyor.

“Yasal ve idari düzenlemeler” başlığında “yerel yönetimlerin yetki alanlarıgenişletilecek. Ancak aynı zamanda
yetki istismarının önüne geçilecek, denetimlerartırılacak” deniyor.

Bilinir ki, bir metinde “ama” geçiyorsa, öncesinin hükmü düşer. Dolayısıyla 8. maddeyi, sadece “ancak” ile başlayan cümlesiyle okumak daha gerçekçi.
(“Denetimi artırılacak bir alanda yetki
alanları nasıl genişletilecek” sorusunu sormak ise meşru tabii. )
Master Plan’da yer alan ve Davutoğlu’nun konuşmasında da birkaç kez kullandığı “mekân ihyası”nın ne anlama geldiğini merak edenler ise Atatürk Orman çiftliği üzerindeki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na veya Yassıada’nın bir yıl arayla çekilmiş son fotoğraflarına bakabilir.
06. 02. 2016 – CUMHURİYET