Metal işçilerinin sendika seçme özgürlüğü için 2015’in yaz aylarında gerçekleştirdiği barışçı toplu hak arama eylemleri sonucunda yüzlerce metal işçisi hukuksuz bir biçimde işten atılmıştı. Kocaeli’de kurulu Enpay fabrikasında da Türk Metal Sendikası’ndan istifa ederek Birleşik Metal-İş Sendikası’na üye olan işçilerden 240’ı işten çıkarılmıştı. İşten çıkarılan Enpay işçilerinin bir bölümü tarafından açılan dava önceki gün Kocaeli. 3. İş Mahkemesi tarafından karara bağlandı. Kazanan işçiler ve iş hukukunun evrensel ilkeleri oldu.
Mahkeme işten çıkarmaların sendikal nedenle yapıldığını saptayarak bu nedenle işten çıkarma işlemlerinin (fesihlerin) geçersizliğine, işçilerin işe iadesine ve sendikal tazminata hükmetti. Bu karar metal işçilerinin hak arama eylemi ve işten çıkarmalarla ilgili ilk karar olması nedeniyle büyük önem taşıyor. İşçiler adına mahkemeye sunulan dilekçede, Anayasa Mahkemesi’nin kararlarında vurgulandığı gibi davada ILO sözleşmelerinin ve ILO denetim organları kararlarının dikkate alınması istenmişti. Yerel mahkemenin kararı önümüzdeki günlerde Yargıtay tarafından ele alınacak.
Enpay davası halen devam eden metal işçilerinin işe iade davaları açısından da önem taşıyor. Enpay işçilerinin hak arama eylemi ve dava süreci endüstri ilişkileri ve iş hukuku açısından bir laboratuvar niteliğinde. İşverenlerin en eski ve aşağılık sendikasızlaştırma yöntemlerinden biri olan sarı köpek sözleşmeleri Enpay sürecinde hortladı.
Sarı köpek sözleşmeleri (yellow dog contracts) ABD’de işverenlerin 19. yüzyılın ikinci yarısından 1930’lara kadar kullandıkları bir yöntemdi. Bu sözleşmeyle işe girmek isteyen işçi işverene hiçbir sendikaya üye olmayacağını ve sendikal faaliyete katılmayacağını taahhüt ediyordu. İşe ihtiyacı olan işçiye bu sözleşmelere dayatılarak sendikalaşma önleniyordu. Yellow dog ifadesi İngilizce’de ahlaksız, korkak, alçak gibi anlamlara geliyor. Sarı köpek sözleşmeleri ahlaksız ve korkakça sözleşmelerdi. Bu sözleşmeler 1930’larda yasadışı hale geldi. Ancak pek çok ülkede fiilen uygulandı ve uygulanıyor, Türkiye dahil. Dahası sarı köpek sözleşmelerinin yerini sarı sendikalar aldı.
Enpay’da yaşanan bu sarı köpek sözleşmesi zihniyetinin tipik bir örneği. Direniş sonrası işten atılan işçiler işveren tarafından çağrıldı, insan kaynakları yetkilileri ve noter huzurunda pişmanlık dilekçeleri imzalatıldı. Nedamet getirenler işe alındı. Haklı olduğunu söyleyenler geri alınmadı. Tazminatsız olarak işten atıldı. İşten atılanların ortalama kıdemleri 18 yıldı. Dile kolay.
İşte işçilere (iktisadi zorla, iş korkusuyla) imzalatılan sarı köpek sözleşmelerinden bazıları:
“Yapmış olduğum eylemlerden dolayı pişman olduğumu bildirir, Enpay AŞ’de görevime devam etmek istediğimi beyan ederim” (29. 07. 2015, adı bizde saklı).
“Bu iş durdurma eylemi başından beri yanlıştır. Bunun da nedeni benden kaynaklanmıyor. . . Hiçbir sendikaya sempati duymuyorum, hiçbirinin şakşakçısı olmadım. Dünya görüşümde hiçbir sendikaya yer yok zaten. Tek bir dileğim var. Saygı duyduğum bu işimde sendikasız çalışma imkanına sahip olmaktır” (28. 07. 2015, adı bizde saklı)
Hak arayan işçilere iş korkusuyla diz çöktürüp pişmanlık dilekçeleri imzalatan işveren, pişman olmayan ve Birleşik Metal’den istifa etmeyen işçileri ise açlığa mahkûm etti. İşte Enpay davasında verilen karar, işçileri aşağılayan, korkutan ve sindiren sarı köpek sözleşmesi zihniyetinin de mahkum edilmesi anlamına geliyor. Umarız diğer mahkemeler ve yüksek yargı da bu hukuksuz ve çağdışı sarı köpek sözleşmesi zihniyetini mahkûm eder ve iş hukukunun evrensel ilkelerini dikkate alır.
26. 11. 2015 – BİRGÜN