GÜRAY ÖZ: BUNCA ÖRGÜT NE İÇİN’ (13. 11. 2015)

262

Uluslararası örgütler denildiğinde yanılgı daha baştan bizi avlar. Gerçek tanımuluslararası sermaye
örgütleri
olmalı. Gelin en büyüğünden başlayalım. Nazilerin yenilgiye uğratılmasından sonra 1945’te kuruldu
Birleşmiş Milletler. Kuruluştaki ağırlığı nedeniyle Güvenlik Konseyi’nde veto hakkına sahip Sovyetler Birliği’nin yerini şimdi Rusya’nın aldığı, 192 devletin kayıtlı olduğu, bir tür
“tescil”
örgütüdür BM. Gerçekte üye devletlerin sorunlarının tartışıldığı bir yer değildir. çünkü bağlı örgütlerde de, yönetimde de uluslararası sermayenin ağırlığı belirgindir. Uluslararası çalışma örgütü
dahil tüm alt örgütlerde onun borusu öter.

***

BM’de tartışma yani çatışma esastır ama çatışma üye devletler arasında değil, veto hakkına sahip olanlar arasında olur; tartışmalar dünyanın nasıl yönetileceğine, uluslararası sermayenin çıkarlarının küresel çapta nasıl, örneğin askeri müdahale ile mi başka yöntemlerle mi, korunacağına ilişkindir. Yine BM ile bağlantılı, finanse ettiği projelerle ülkeleri yönlendiren
Dünya Bankası‘nı, uluslararası finans kuruluşlarından kimin ne kadar kredi alacağını kararlaştıran,
“muslukçubaşı” Uluslararası ParaFonu‘nu özellikle belirtmeliyiz.
***

İkinci büyük örgütlenmenin
Avrupa
Birliği
olduğu söylenir. Tarih boyunca birbirinin kanını dökmüş ülkelerin, birleşmelerden, dağılmalardan sonra bugünlere gelmiş devletlerin, ki hâlâ sonlandığı kanısında değilim, birliğinden söz ediyoruz. Son yıllardaki sarsıntılar birliğin giderek daha gevşek bir birliğe dönüşme ihtimalini güçlendiriyor. Ama yine de Avrupa sermayesinin aba sopa yöntemleriyle iş gören en önemli örgütlenmesidir. Halkların itirazlarına rağmen anayasalarına yazdıkları temel ilke
“serbest piyasa ekonomisinin değişmezliği”
ilkesidir.
***

Bir de adı çok duyulan
G7,
G20
gibi örgütlenmeler var. Başlıca marifetleri zenginlik sıralamasına göre toplanmak, küresel kapitalizmin bunalımlarına çare aramak, emperyal düzeni korumak kollamaktır. G7 en zenginlere, bu hafta sonu Antalya’da toplanacak olan G20 orta hallilere ayrılmıştır ama her örgütlenmenin içinde, büyükler mutlaka yer alırlar. Bunların dışında daha esrarengiz,
ideolojik besleme mekanizması
olarak düşünülmüş
Bilderberg toplantılarını,
Dünya Ekonomik Forumu’nun
Davos buluşmalarını, her yıl toplanan
Münih Güvenlik Konferansı‘nı da saymak, önemsemek gerekir.
***

Bütün bu örgütlenmelerin devasa gücü karşısında halklar ne yazık ki örgütsüzdür. Geçmişte kalan deneylerin acı tatlı hatıralarından başka bir şey yok ellerindeşimdilik. Ama bir yerden başlayacak. Başlamak zorunda. Peki biz ne zaman katılacağız unutulmuş enternasyonal kavgasına?
Dünyada olup bitenlere kendi küçük aynamızdan değil, tümünü birden görebilen bir ufuktan bakabildiğimiz, Ortadoğu’ya yüz yılı aşan emperyalist karışmanın sonuçlarını görebildiğimiz, Yunan halkının mücadelesine burun kıvırmadığımız, Portekiz’de olup biteni anlamaya çalıştığımız, doğudan, güneyden batıya doğru ölerek, boğularak göç eden yığınları acılarıyla birlikte yüreğimizde hissettiğimiz zaman. . .
Güneydoğu’da, Silvan’da, Cizre’de olup bitenleri görmezden gelmediğimiz zaman mesela. . .
13. 11. 2015 – CUMHURİYET