ERK ACARER: YOL UZUN (31. 10. 2015)

199

Zamanlaması manidar…Gazetelere seçim arifesinde el konulması, Erdoğan’ın o büyük savaşa hazırlandığını gösteriyor. AKP, alıştığımız tarzdaki kamuoyu yoklamalarını sürdürüyor. Bir sözcü çıkıp operasyonların süreceğini söylüyor. Açık açık sıranın başka gazetelere geleceğini de dillendiriyor. AKP ve Saray kamuoyu yokluyor. Tepkiye göre kararlılık artırıyor.


• • •

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir başka taraftan da gözdağı veriyor. Barıştan, çözümden söz etmiyor. Bölgedeki savaş oyununun süreceğini açıkça söylemekten kaçınmıyor. ‘Aydın’ kısmının otoriterleşme dediği, savaş hadisesinin derinleşmesi!


• • •

Mezhepçi, ırkçı, ayrılıkçı, sevgisiz eleştiriye tahammülü olmayan tek adam eliyle uzun süredir çalkalanan kokteyl demini alıyor. Tuhaf bir karışım. 13 yılda, dindar nesil safsatasıyla yaratılan kof, içi boş, etik değerlerden yoksun çirkin kokteyl özenle damıtılırken, artık onu reddeden açıkça hedef alınıyor.


• • •

Yumuşak söylemler bitti. Kandırmaca tükendi!Diktatörlüğün finişe yakın kısmındayız!Bir kademe sonrası dürüstçe açıklamaktır: “Yerseniz bizde böyle!”İşte o noktada, artık gerçekten de hukuktan, demokrasiden, insan haklarından dem vurmak manasızlaşacaktır!


• • •

İstesek de istemesek de, beğensek de beğenmesek de iş bu noktadadır. Gerçeği kabullenmek cesaret ister. Seçimin en derin anlamı, Erdoğan’ın son savaşında onu güçsüz bırakabilme basiretidir. Bu açıdan bakıldığında 2 Kasım, faşizmin kolunu kanadını kırmak açısından ilk adımdır.


• • •

“Bu seçim bir kırılma noktası…”Söyledikleri doğru… Zaman zaman aynı yerde buluşabiliyor akıl. Aslında bu bir seçim değil oylama!


• • •

Türkiye’nin yolu uzun ve karışık! Adım adım gideceğiz. İlk adım sandık!İlk basamakta, bir mafya babasının, irrite edici ses tonuyla halka seslenebilme meşruiyetini oylayacağız. Vals, tango, müzik mi yoksa cihatçı marşı olarak adlandırılan ‘neşid’ mi ona bakacağız. Maçtan sonra hakem kilitleyen kulüp yöneticisinin ancak Cumhurbaşkanı aradığında kendine geldiği orman kurallarıyla yazılmış tuhaf rejimi durdurmaya çalışacağız. Sonrası… Yol meşakkatli!Yaşam tarzımızdan, yaşam şansımızın tartışıldığı bir ülke yaratıldı. Her şeye rağmen umudumuzu yitirmeyeceğiz. Adım adım gideceğiz. İlk adım, bunun bir seçim değil oylama olduğunu unutmamak!Hayırlara…
***
IŞİD var mı, yüz var mı?
Söylemiştik. . . Ülke sonunda cihatçıların hesaplaşma merkezine döndü. Urfa’da öSO yandaşı oldukları iddia edilen iki gazetecinin IŞİD’ciler tarafından kafaları kesildi. Şimdi, Urfa Valisi ile birlikte Başbakan’a ayrı ayrı soruyoruz: “IŞİD militanları ve başka cihatçılar kol gezerken nasıl bir önlem alıyorsunuz, gerçekten sizde onları destekleyecek yüz yok mu?”
***
öyle ama…
Elbette Cemaat’in günahı çok! Elbette, AKP’nin yarattığı karanlıkta en büyük işbirlikçi onlar. Dahası 50 yıldır, tüm kademelerin kılcal damarlarına kadar sirayet eden bir oluşuma, hele hele referansını din bezirgânlığından almış bir yapıya asla güven olmaz! Ancak faşizm son sözünü söylemeden önce… Dost, düşman ayırmadan karşısında bağırmalı! önce ‘hukuk’ demeli! Türkiye, İBDA-C avukatının atandığı kayyumu da, polis eşliğinde yapılan yazıişleri toplantılarını da kaldırabilecek kadar ucuz bir ülke değil.
31. 10. 2015 – BİRGÜN