ÇİĞDEM TOKER: SAYIŞTAY’IN TİB RAPORU: 16 MİLYONLUK ALIMIN BELGESİ YOK (05. 10. 2015)

197

TİB, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın kısa adı.
“İnternetin trafik polisi”
olarak da anılıyor.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na (BTK) bağlı olan TİB, “katalog suçlar”da, yargı kararlarını icra etmenin yanı sıra, belli yasal koşullar altında erişimi resen engelleme yetkisine de sahip.
Bu kısa girişi şunun için yaptım:
Bütçeden pay ayrılan her kurum gibi, TİB’e aktarılan ödenek de halktan alınan vergilerle finanse ediliyor.
Dolayısıyla temel hak ve özgürlüklerden biri olan ifade özgürlüğü alanında, yasaların geniş yetkiyle donattığı bir kurumun, bağlı olduğu mevzuata uygun hareket etmesini beklemek en doğal hakkımız.

***

Oysa, Sayıştay’ın yeni yayımlanan 2014 yılına ilişkin BTK denetim raporu, TİB’in kendisini mevzuatla pek bağlı hissetmediğini belgeliyor.
TİB, -o çok tartışıldığı 2014 yılında- Sayıştay’ın açıkça “kanuna ve yönetmeliğeaykırı” olarak andığı bazı alımlar yapmış.
“Güvenlik ve savunmaya yönelik makine
ve teçhizat alımları”
hesabından yapılan bu alımların tutarı 16 milyon 222 bin TL.
Ancak bu yüklü alıma karşın, fişlerini düzenlememiş, belgesini tutmamış.
Düşünün; ortada 16. 2 milyon TL’lik bir harcama var. Ama bu harcamanın hangi sistemler ve cihazlar için yapıldığı, kime, hangi şirkete ne ödendiği bilinmiyor.
Sayıştay da raporunda mealen şöyle demiş:
“Ey TİB, harcamalar bakımından
sen Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol
Kanunu’na tabisin. Bu yasa da, ‘Eğer taşınır veya taşınmaz mallar satın almak, bunları elden çıkarmak istiyorsan, Taşınır Mal Yönetmeliği’ne uymak zorundasın’
diyor. “
Bunun anlamı da şu:
“Yapacağın her
alımı belgelemeli, denetim yaptığımda banagösterebilmelisin. “
Yani TİB’e bağlı olduğu mevzuatı hatırlatıp sormuş Sayıştay:
“Hal böyle olduğu halde, 16. 2 milyon
TL’lik alımı neden belgelemedin?” TİB uzun bir yanıt vermiş. özetle, şöyle diyor:
“TSK, MİT ve Emniyet gibi kurumlar,
gizlilik gerektiren alımlarda Taşınır MalYönetmeliği’nden muaf. Benim de o kurumlar
gibi yönetmelikten muaf olmam lazım. Çünkü ben de ulusal güvenlikle ve
suçluların takibiyle ilgili teknik imkânların
hızlı biçimde sağlanması ve destek olma
konusunda görevliyim. Eğer yönetmeliğe
tabi olursam sıkıntı çıkar. “
Verilen cevabın sonunda “Biz bu çalışmaları
Maliye ile yapacağız. Sonuçtan sizi
de bilgilendireceğiz” denilmesi de ihmal edilmemiş.
Anlaşılır kılmak için, kısaltıp özetleyerek aktardığım bu tespit ve yazışmalar, Sayıştay’ın internet sitesinde rapor olarak mevcut.
O raporu okuduğunuzda, 16. 2 milyon TL’lik güvenlik harcaması yaptığı ve bunu yasalara göre
belgelemek zorunda olduğu
halde belgelemeyen, TİB’in yaklaşımındaki “yüksek özgüven”i siz de hissedeceksiniz.
Kerameti kendinden menkul bir “gizlilik,
ulusal güvenlik” gerekçesini bağlı olduğu yasa ve yönetmeliğin üzerinde gören ve kendi kendisine “fiili muafiyet”
ilan eden bir “özgüven” bu.
Bizden toplanan vergilerin nasıl harcandığının hesabını soran Sayıştay’ın neden üç yıldır yoğun bir rapor baskısı altında olduğunu anlatan örneklerden sadece biri bu.
05. 10. 2015 – CUMHURİYET