İŞKUR’DA HÜLLE YOLUYLA ATAMALARA VE KADROLAŞMAYA SON VERİLSİN!

247

Son dönemlerde liyakatsiz, keyfi ve kamu hizmet gereklerine uygun olmayan kişisel işlemlerde ciddi ve hesapsız bir hızlanmanın yaşandığı kurumların biri de İŞKUR’dur.
İŞKUR’da da tayin, atama ve terfilere ilişkin çalışanlar arasında adalet duygusunu zedeleyen, kurumsal aidiyetİ yok eden ayırımcı, kayırmacı uygulamalar sabırları zorlayan bir duruma ulaşmıştır. Kurumsal aidiyet, örgüt kültürü ve çalışma barışı “laflarını” dillerine pelesenk eden, nerdeyse her gün iş barışı, performans denetimi, hak-hukuk diyenler; uygulamalarıyla gerçek yüzlerini tüm çıplaklığıyla göstermektedirler.
Konuyla ilgili olarak 30. 9. 2015 çarşamba günü İŞKUR Genel Müdürlüğü önünde basın açıklaması yapılarak; sendikamızın talepleri kamuoyuyla paylaşılmış, açıklamanın ardından “İŞKUR Atama, Terfi, Yer Değiştirme Raporu”






Genel Başkanımız Fikret Aslan’ın okuduğu açıklama aşağıdadır:
BASINA VE KAMUOYUNA


13 yıllık AKP iktidarının kamuda yarattığı tahribat her geçen gün artarak devam etmektedir. Yandaş sendikaları Memur-Sen’le imzaladıkları satış sözleşmeleri, kadrolaşma, esnek ve güvencesiz çalıştırma, ayrımcı ücret politikaları ve mobbing uygulamaları kamu emekçilerinin çalışma hayatında ciddi alt-üst oluşları de beraberinde getirmiştir.
AKP’nin yandaş sendikası Memur-Sen kamu kurumlarında adeta AKP’ye paralel bir örgüt işlevi görmekte, sendika olduğunu iddia eden bu yapı kamu kurumlarında “Personel Atama Dairesi Başkanlığı” gibi çalışmaktadır. Memur-Sen yönetici ve üyeleri, sendika görevleri sırasında veya bitiminde öncelikle görev yaptıkları kamu kurumlarında, duruma göre de diğer kamu kurumlarında yönetici kadrolarına atanmaktadırlar. Atandıkları yönetici kadrolarında Memur-Sen’in örgütlenmesi konusunda, baskı, tehdit, şantaj vb. yöntemleri ve kamu imkanlarını kullanarak, her yol mubah anlayışı ile Memur-Sen örgütlenmesinde kilit rol oynamaktadırlar.
AKP’nin Memur-Sen işbirliği ile kamudaki kadrolaşmasının boyutlarını 04. 09. 2015 tarihinde Genel Merkezimizde yaptığımız basın toplantısıyla kamuoyuyla paylaşmıştık.
Son dönemlerde liyakatsiz, keyfi ve kamu hizmet gereklerine uygun olmayan kişisel işlemlerde ciddi ve hesapsız bir hızlanmanın yaşandığı kurumların biri de İŞKUR’dur. İŞKUR’da da tayin, atama ve terfilere ilişkin çalışanlar arasında adalet duygusunu zedeleyen, kurumsal aidiyetİ yok eden ayırımcı, kayırmacı uygulamalar sabırları zorlayan bir duruma ulaşmıştır. Kurumsal aidiyet, örgüt kültürü ve çalışma barışı “laflarını” dillerine pelesenk eden, nerdeyse her gün iş barışı, performans denetimi, hak-hukuk diyenler; uygulamalarıyla gerçek yüzlerini tüm çıplaklığıyla göstermektedirler.
Sınavla atanması gereken kadrolara, sınavsız geçişin hülleleri ve hileleri çoğaltılmıştır. “Kurumda yetkili ama etkisi tartışmalı sendika” üyeleri başta olmak üzere, kuralsız atamalara her gün bir yenileri pervasızca eklenmektedir. Tüm atama yazışmaları gizlilik içerisinde yürütülmektedir. Kuralsız atamalar gizli bilgi niteliğine büründürülmüş bilgi alan/veren tehdit edilmeye başlanmıştır.
“Bağzı seçilmiş kişiler” üniversite genel sekreter yardımcılıklarına, belediye başkan yardımcılıklarına, İl Müdür Yardımcılıklarına,
hükümetin kasti olarak yarattığı hukuki boşluktan yararlanılarak atanmaktadır. Şef olma kriterlerini yerine getirmeyenlerin şube müdürü, şube müdürü olma kriterlerini yerine getirmeyenlerin il müdürü, il müdür yardımcısı olması hiçbir şekilde açıklanamaz.
Bu uygulamanın en çarpıcı örneği Ağustos ayında yaşanmıştır.
Genel müdürlükte görevli iki kişi Ağrı il müdür yardımcılığı kadrosuna bir kaç gün arayla atanmış ve araştırmacı olarak yine bir iki gün arayla genel müdürlüğe çekilmiştir. Bu durum, absürtlüğü nedeniyle dikkatleri çok fazla çekmiş ve İŞKUR emekçileri arasında ciddi huzursuzluğa yol açmıştır. Ancak bilinmektedir ki
İŞKUR’DA bu kuralsız, pervasız yapılan ilk atama değildir.
Diğer yandan, yer değişikliği uygulamalarındaki keyfilik birçok İŞKUR emekçisini zor durumda bırakmaktadır. Yer değişiklileri yapılırken, puan durumundan, özür durumuna, eş durumuna kadar her türlü bilgi listeleri ve ataması yapılanların listeleri yayınlanmalıdır.
İl müdürlerinin keyfi uygulamaları sonucu “çalışanlar” süresi belli olmayan görevlendirmelerle kilometrelerce uzaklıktaki ilçelerde çalışmak zorunda bırakılmaktadır. Hizmet merkezlerine görevlendirmeler mobbing aracı olarak kullanılmaktadır.
Görevde yükselme sınavı açmayan, açtığı sınavı yönetemeyen Kurum şimdi de kayırmacı ücretli vekalet uygulamalarıyla çalışma barışını bozmayı, çalışanlar arasında ikilik yaratmayı kendine yöntem olarak bellemiştir.

Diğer yandan mobbing uygulamarının her geçen gün arttığı İŞKUR’da yönetim zaafiyeti hat safhadadır. Geçtiğimiz Ağustos ayında İŞKUR İnsan Kaynakları Dairesi Başkanlığında çalışan üyemiz Ergün Akgün, doktorunun ifadesiyle aşırı stres nedeniyle, hayatını kaybetmiştir. Vefatından hemen önce işyerinde yaşadığı sıkıntıları Sendikamızla paylaşmış ve yöneticilerin çözüm üretmek yerine, sorunlara çanak tutan yaklaşımlarını bizlere aktarmıştı. Sevgili Ergün arkadaşımızı saygıyla anıyoruz. Bugün, İŞKUR İnsan Kaynakları Dairesi Başkanlığında aynı sorunlar devam etmekte ve çalışanlar yoğun stres altında çalışmaya mahkum edilmektedir. İŞKUR idaresi, Ergün arkadaşımızın vefatıyla sonuçlanan süreçteki basiretsizliğini bugün de devam ettirmektedir. Buradan sesleniyoruz, yaşanan yönetim boşluğu nedeniyle, herhangi bir İŞKUR çalışanının, bırakın vefatını, baş ağrısına dahi sessiz kalmayacağız. Ve hesabını mutlaka soracağız.
Burdan sesleniyor ve diyoruz ki; yaşanan tüm hukuksuzluklara, baskılara rağmen BES, çalışanların emeğine onuruna ve haklarına sahip çıkmak için onurlu ve meşru mücadelesini sürdürecektir.
Büro Emekçileri Sendikası olarak haksızlık ve hukuksuzluk karşısında hiçbir zaman susmadık ve bundan sonra da bedeli ne olursa olsun susmayacağız. Hak ve hukuk mücadelesinde bize omuz vermek, sesimize ses vermek isteyen tüm arkadaşlarımızı, haklının, emekçinin, ezilenin yerine, iktidardan güçlüden zalimden yana tavır ve tutum sergileyen bunu da açıkça ifade eden bu zihniyeti kınamaya ve mahkûm etmeye çağırıyoruz.


MERKEZ YÖNETİM KURULU