20 Temmuz’da Suruç’ta ülke tarihimizin en acı olaylarından birini yaşadık, barış diyen kardeşlik diyen 31 gencimizi hunharca bir saldırıya kurban verdik. Onlarca da yurttaşımız yaralı olup tedavilerine devam edilmektedir.
ülke genelinde birçok ilde, yaşanan katliama yönelik dün gerçekleştirilen protesto eylemlerine yüz binler katılırken, kimi illerde yapılan eylemlerde AKP ve IŞİD’e yönelik tepkiler emniyet güçleri tarafından müdahale ile bastırılmaya çalışılmıştır. Sonrasında ise katliamla ilgili görüntülere yayın yasağı ve sosyal medyaya dönük sınırlamalar getirilmiştir.
IŞİD gibi barbar bir örgüte bile uzunca bir süre laf ettirmeyen, yapılan eleştirilere “islamofobi yaratılmak isteniyor” diyen dönemin Başbakanı Reyhanlı’da yaşanan ve 52 yurttaşımızı kaybettiğimiz benzer bir katliam karşısında da “Sünni yurttaşlarımızı kaybettik” diyerek ülkede ve bölgede ortaya koydukları mezhepçi politikaları açıkça ifade edebilmiştir.
IŞİD’ın Türkiye tarafından desteklendiği tüm dünya tarafından bilinmekte olup, ülkemizin Suriye
sınırı yol geçen hanına dönmüştür. Kobane’nin yeniden inşası kapsamında Kobane’ye çocuk parkı, kütüphane açmak isteyenlerin günlerce sınırda bekletildiği bir süreçte IŞİD’li caniler ellerini kollarını sallayarak sınırdan giriş çıkış yapabilmektedir. Dahası ülkemiz topraklarında yer alan kamplarda askeri eğitim verebilmektedirler. Dönemin Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun terörist demeyi yakıştıramadığı IŞİD için, “öfkeli gençler topluluğu” ifadesi hala hafızalarımızdaki tazeliğini korumaktadır.
Bölgede AKP’nin taşeronluğunu yapan barbar sürüsü, aynı rolü ülke sınırları içerisinde oynamaya başlamıştır. 5 Haziran’da Diyarbakır’da yapılan mitingine saldırı ile yaratılmaya çalışılan kaos ve iç savaş ortamı sağduyu ile savuşturulmuş olup, son olarak gençlerimize dönük Suruç’ta gerçekleştirilen katliamla korku ve kaos ortamı yaratılma çabaları devam etmektedir.
Suruç katliamının sorumlusu AKP iktidarıdır. Ülkede ve bölgede izledikleri mezhepçi siyaset onları eli kanlı IŞİD barbarlığı ile ittifaka kadar götürmüştür. Ülkemizi ve bölgeyi ortaçağ karanlığına sürüklemek isteyenleri bir kez daha uyarıyor, aydınlığa olan inancımızla savaşa karşı barışı, faşizme karşı özgürlüğü, şovenizme karşı kardeşliği her zamankinden daha fazla savunmaya devam edeceğimizi kamuoyu ile paylaşıyoruz.
Suruç katliamında kaybettiğimiz gençlerimizin, kardeşlerimizin anıları önünde saygıyla eğiliyor, ideallerini yaşatma sözü veriyoruz.
KORKMUYORUZ! YILMAYACAĞIZ!
“BARIŞIN KARDEŞLİĞİN üLKESİNİ KURANA KADAR MüCADELE EDECEĞİZ!”
MERKEZ YÖNETİM KURULU
