VEFA TARHAN: AVRO SİSTEMİ ÇÖKMEYE MAHKUM (30. 06. 2015)

195

T24’de 3 sene kadar önce

1. Yunanistan, para politikası musluğunu sonuna kadar a& 1195;arak, hiper-enflasyon yaratabilir ve borcunun gerçek değerini düşürebilirdi (Hiper enflasyon ortamının & 1195;ok yüksek maliyeti olduğunu inkar etmiyorum. Sadece kağıt üzerinde mümkün olan makro politika & 1195;özümlerinden bahsediyorum).
2. Aşırı genişleyici yerine, ılımlı derecede genişleyici bir para politikası uygulayarak, belki ekonomisinin büyümesini olumlu olarak etkileyebilirdi (Yunanistan gibi ülkelerin en acil ihtiyacları büyüyebilen bir ekonomilerinin olmasıdır). Ancak, bu 2 alternatif de Yunan hükümetinin elinde değil. Avro bölgesi i& 1195;in para politikasını Avrupa Merkez Bankası (AMB) yönetiyor. Bu arada & 1195;ok kısa bir detur yapalım ve aslında başlı başına bir konu olan şu soruyu soralım: AVM para politikasını faiz, enflasyon, gibi makro verilerin düşük olduğu Almanya, İngiltere, Hollanda gibi ülkelere yönelik olarak mı yönetmeli, yoksa yüksek enflasyon ve işsizliğin hakim olduğu Yunanistan, İspanya gibi ülkeleri hedefleyen bir politikasının olması mı doğru olur? İspanya/Yunanistan’da işsizlik oranının yüzde 20-25 civarında, gen& 1195; nüfus işsizlik oranının ise diğer 3 ve benzeri ülkelere kıyasla
astronomik seviyelerde, olduğunu biliyoruz.
Sonu& 1195; olarak benim vurgulamak istedigim ana nokta şu: Hiper-Enflasyon’a yönelik olsun, Ilımlı-Büyüme’ye yönelik olsun, Avro sisteminde Yunanistan gibi ülkelerin borç konusundaki problemlerini & 1195;özmeleri ve diğer ekonomik konularla savaşmalarını mümkün kılacak Para Politikası silahları olmuyor. Bu birinci silah kaybı. Eğer Avro sisteminin bir par& 1195;ası olmasaydı, jenerik bir Yunanistan’ın bor& 1195; problemini & 1195;özme konusunda uygulayabileceği bir başka makro silah alternatifi Drahmayı devalue etmesi olurdu. Ama, Yunan hükümetinin elinde Drahma diye bir para birimi yok; Avro var. Olmayan bir para birimini devalue etmek icin herhalde Huduni olmak gerekiyor! Dolayısıyla kur politikasının aleti olmaması ikinci bir politika silah kaybını temsil ediyor. Geriye kala kala mali politika kalıyor (büt& 1195;e harcamaları ve vergiler). Kağıt üzerinde Yunanistan’nın bu silahı olmasına rağmen, pratikte yok diyebiliriz. Büyümeyi destekleyecek vergi indirimleri ve büt& 1195;e harcamaları yerine, IMF olsun, AVM olsun, bu kuruluşlar Yunanistan’a yardım i& 1195;in ne gibi şartlar koyuyorlar? Kemer sıkma politikası. Sonu& 1195;, olarak Avro sisteminin problemli ülkelerin problemleriyle savaşmalarını mümkün kılacak “makro politika silahları yok” dersek durumu abartmış olmamış oluyoruz.

Avro sisteminin çökmesinin kaçınılmaz olmasının ekonomik nedenleri
AB ülkesi olmasına rağmen Avro sisteminin bir par& 1195;ası olmayan, diyelim İngiltere’nin tüm 3 makro silahı da var. Bu ülke ilerde, küreselleşme ana neden olmak üzere, bu ve
diğer başka nedenlerden dolayı krizlerin daha sık, daha yaygın, ve daha şiddetli olacağını tahmin ettiğim bir ortama (küresel kriz savaşlarına), ok torbasında ü& 1195; ok ile katılırken, Yunanistan gibi bir ülke, ü& 1195; ok kullanabilmek yerine yumruklarıyla savaşmak zorunda kalmış oluyor. Bu savaşların galibinin İngiltere yerine Yunanistan olacağını beklemek herhalde hayal olur.
Bu arada yine bir detur yapıp, Avro değil de sadece AB üyesi olan, dolayısıyla
kendi para birimleri olan (Sterling), ve tüm 3 makro politika silahına da sahip olmalarına rağmen, İngiltere halkının yine de, AB üyesi olmakla memnun olmayı bir yana bırakın, AB ülkesi olmalarına bile itiraz etmeye başladıklarını, “Neden bizim & 1195;evre politikamız Brüksel tarafından belirlensin” meyanında itirazlarda bulunmakta olduklarını belirtmekte yarar var.
Avro sistemi üyesi olmanın sağladığı faydalar
Avro sistemi üyelerinin makro politika silahlarini kaybetmeleri boyutlu hasarlarını sıraladık. Buna rağmen, eğer Avro üyesi olmanın faydaları bu zararlardan daha yüksek seviyede olsa, yine de Avro sisteminin hayatta kalmasının faydalı olduğu iddia edilebilir. Peki, nedir Avro’nun faydaları; 2 faydası var.

1. Avro öncesi bir Alman şirketi ile bir Fransız şirketinin ticaret yaptıklarını düşünelim (kimin ihracat kimin ithalat yaptığı önemli değil). Fatura ya Deutschmark, ya da Fransız Frangı olarak düzenlenirdi. Birinci durumda kur riskini Fransız, ikinci durumda ise Alman şirketi taşırdı. Yani, Avro’nun varlığı kur riskini elimine etmiş oluyor. Peki, bu büyük bir faydanın kaynağı oluyor mu? & 1194;ok çesitli ve esotorik, türev ürünlerinin hakim olduğu bugünün dünyasında, bu kur riskini elimine etmenin maliyetinin abartarak neredeyse sıfır olduğu söylenebilir.
2. Yine söz konusu iki şirket ticaret yaptıklarında, eğer kur riskini elimine etmemişlerse, ya Alman şirketinin ya da Fransız şirketinin elinde diğer ülkenin para birimi kalır ve bunu kendi para birimlerine & 1195;evirmek i& 1195;in “Döviz bürosuna” gidip kendi para birimlerine & 1195;evirirken komisyon öderlerdi. Peki, bu komisyon ne kadar? Yine, neredeyse “sıfır”
2 gün sonraki yazımda Avro sistemi konusu ile ilgili kültürel faktörlerden bahsedeceğim. Bunlardan birisi Avro’nun ekonomik değil de bir takım politik faydaları olduğu argümanı olacak. Diğeri ise, şu soruyla ilgili: ABD’de eyaletlerinin (California ve Florida’yı örnek olarak alalım), Merkez bankaları yok. Ayrıca, bu eyaletler değişik para birimleri de kullanmıyorlar. Ek olarak, eyaletten eyalete vergi ve harcama farkları olsa da bu farklar, merkezi büt& 1195;enin boyutuna oranla & 1195;ok kü& 1195;ük. Bunlar gerçek. Bu ger& 1195;ekleri sıraladıktan sonra sık olarak sorulan retorik soru şu oluyor: Tüm bu Avro sistemi benzeri şartlarına
rağmen, Amerika Birleşik Devletleri var olduğuna göre, neden Avrupa Birleşik Devletleri de hayatta kalamasın? Bu sorunun cevabı ve 1-2 daha yan konunun cevapları i& 1195;in 2 gün sonra yayınlanacak yazımı okumanızı ve aynı zamanda Sayın
Ege Cansen‘in dünkü Dünya Gazetesinde yayınlanan “Türkiye’nin yeni hikayesi ‘Avroya ge& 1195;iş olmalı’ başlıklı” yazısını değerlendirmenizi rica ediyorum.
Bir Sonraki Yazının Başlığı:
Türkiye AB’ye ‘Evet Avro’ya ‘Hayır’ demeli30. 06. 2015 – T24