2336 id=goster name=154db762738788.jpg”>
kckimg class=avatar =313
margin: 5px; float: ; 280 /
24 Ocak 1993 Pazar günü otomobiline konulan bomba ile hunharca katledilen Cumhuriyet Gazetesi yazarı Uğur Mumcu’yu ölümünün 22. Yılında düşünce ve ifade hürriyetini, basın özgürlüğünü hedef alan baskıların hız kesmeden arttığı bir dönemde anıyoruz.
Türkiye’de toplumsal muhalefetten korkan siyasi iktidarların hedefinde hep aydınlar, yazarlar ve gazeteciler olmuştur.
Bu korkuyla gazeteler sansürlenmiş hatta bombalanmıştır.
Araştırıldığında gerçek failleri ve arkasındaki güçler çok rahat bir şekilde açığa çıkarılacak Abdi İpekçi, Muammer Aksoy, Turan Dursun, çetin Emeç, Hrant Dink, Musa Anter, Metin Göktepe cinayetleri gibi Mumcu cinayeti de “faili meçhul” bırakılarak devletin karanlık raflarına itilmiştir. Cinayetler,
kamuoyu baskısı sonucu yakalanan, birkaç tetikçinin meczupun üstüne yıkılarak arkasındaki güçler, gerçek failler hep saklanmıştır.
Eşit, özgür ve demokratik bir Türkiye için mücadele edenlerin seslerini susturmak isteyenlerin basın özgürlüğünü hedef alan saldırıları ne yazık ki bugün de artarak devam etmektedir. AKP iktidarı bir taraftan kurbanları arasında Mumcu’nun da bulunduğu cinayetlerin aydınlatılmasına yanaşmayarak basın özgürlüğünü hedef alan saldırıların artmasına, “faili meçhul” lerin devam etmesine adeta göz yummakta diğer taraftan yazılı ve görsel medyanın çok büyük bölümünü kendine bağlamasına rağmen en küçük eleştiriye dahi tahammül edememektedir.
Her yıl dünyada en fazla tutuklu gazetecinin olduğu ülkeler arasında ön sıralarda kendine yer bulan Türkiye’de, hükümetin en tepesindeki isimler özgür basını hedef alan açıklamalar yapmaya, işten attırmak istedikleri muhalif gazetecileri medya patronlarına şikayet etmeye devam etmektedir
Dün aydınları, gazetecileri cinayetlerle susturmaya çalışanların bugün basın üzerindeki baskı ve sansürü artırmaya devam etmesi halkın gerçek ve doğru haberleri alma özgürlüğüne karşı yasakçı ve tahammülsüz zihniyetin değişmediğini göstermektedir.
KESK olarak basın özgürlüğünün düşünce ve ifade hürriyetinin olmazsa olmaz en önemli unsuru olduğunun altını tekrar çizerek; bu noktada hükümetin öncelikli görevinin Mumcu gibi birçok gazeteci-yazar aydınımızı katleden karanlık güçlerin ortaya çıkarılması olduğunu hatırlatıyoruz.
Kalemini baskılar ve tehditler karşısında hiçbir zaman bükmediği, karanlıkla savaşımda asla boyun eğmediği için katledilen tüm aydınlarımızı, gazetecilerimizi ve yazarlarımızı Uğur Mumcu şahsında saygıyla anıyoruz.