MEHVEŞ EVİN: MİLYONLARIN YÜRÜYÜŞÜNE ‘JEST’ OLSUN (12. 01. 2015)

218

Gün, acıları yarıştırma veya “kaç Müslüman’a karşılık kaç gayrı Müslim öldürüldü” diye parmak hesabı yapma günü değil. Gün, Charlie Hebdo yayıncıları ve karikatürist-lerini ‘hedef’ gösteren, ölümüne neden olan, dolayısıyla ifade özgürlüğüne tahammül edemeyenlere karşı birlik olma günü.
Dün

‘nın en önemli değerlerinden biridir. Bu değeri savunmak için buradayım. “
Paris yürüyüşüne katılan devlet yetkilileri arasında Başbakan Davutoğlu da vardı. AB ile üyelik müzakereleri süren,

İslamcıların öldürdüğü canlar için mi? Türkiye kendiliğinden yürüyüşe katılmayı düşünemediği ancak davete mecburen-icap ettiği için mi?
Yoksa saldırının akabinde yapılan bazı açıklamaları dengelemek için mi?
Keşke Türkiye Cumhuriyeti, Paris yürüyüşüne ‘jest olsun’ diye değil, ifade özgürlüğü başta olmak üzere, tüm özgürlüklere sahip çıkmak için katıldığını samimiyetle söyleyebilse. . .
Politika yapmayı, ekonomik denge ve çıkar ilişkilerini hesaplamayı bir kereliğine bırakabilse. . . İçtenlikle, kendi vatandaşlarının da canına kast eden ve giderek büyüyen bir tehdit olan IŞİD ve

‘da Cumartesi günü altı ayrı yerde bomba ihbarı yapıldığını. . . Birkaç gün önce Sultanahmet’te yapılan intihar bombası saldırısının bir polisi öldürdüğünü. . .
Charlie Hebdo’dan sonra Türkiye’deki mizah dergileri başta olmak üzere, gazetecilere de sosyal medyada tehditler yağdığını. . .
IŞİD’in Türkiyeli gazetecileri, konsolosluk çalışanlarını rehin aldığını. . . Şengal’de, Rojava’da kadın, çocuk demeden insanları katlettiğini. . . Ve halen yayın yasağı uygulanan Reyhanlı (Türkiye’de yapılan en büyük terör saldırısı) ve

‘da belediyeye ait olan bir panoya Kuachi kardeşlere güzelleme yapılabiliyor, “Allah şehadetinizi kabul etsin”
denebiliyorsa. . .
“Düşman kim?” diye düşünüp buna göre safları netleştirmek gerekiyor. Yarın ‘jest’lerle, siyasi manevralarla durumu kurtarmak mümkün olmayacak.
İFADE öZGüRLüĞü İçİN 200 KİŞİ* Dün İstanbul’da Paris’le eşzamanlı düzenlenen yürüyüş,