Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluk dosyasına adı karışan dört eski bakan, Yüce Divan’a gitsin mi, gitmesin mi?Bugün, Meclis Soruşturma Komisyonunda oylama yapılacak. Havada uçuşan kulis bilgilerine göre. . . Başbakan Davutoğlu, bakanların kendilerinin Yüce Divan’ı istemesinden yana. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bakanların komisyonda aklanmasından yana. . .
Kimi AKP’lilere göre komisyonda aklama olursa bu dava hiç kapanmaz. Kimisine göre ise aklama olmazsa bütün o ‘paralel darbe’ iddiaları çöker!”üç bakan gidecek, ‘Ne yaptımsa büyük patronun bilgisi dahilinde yaptım’ çıkışını yapan Bayraktar hariç diğer 3 bakan harcanacak” tahmininde bulunanı da çok. . . “Komisyon aklama yönünde karar verse bile Mecliste muhalefetin vereceği ‘Yüce Divan’a sevk’ önergesinin gizli oylaması nedeniyle AKP içinde çok sayıda fire olacağı” beklentisinde olanı da. . .
Cumhurbaşkanı devreye girmişse AKP içindeki sorun ve tereddütler, reisin istediği yönde aşılır.
Zira AKP’nin aşma sorunu yok!Meclisteki soruşturma komisyonunun çalışması da ancak yargı aşamasındaki engeller aşılınca mümkün olabilmişti. çalışma başlamıştı ama AKP’li komisyon başkanının talebiyle yayın yasağı getirilmişti. Yolsuzluğun odağındaki isim Reza Zarrab Meclis Komisyonuna ifade verme lütfunda bile bulunmadı.
çağlayan, 700 bin TL’lik saatin vergi cezasını kendisinin verdiğini iddia etti. Oysa cezayı “tanımadığını” ileri sürdüğü Reza’nın adamı, Murat Yılmaz’ın ödediği anlaşıldı. Ne iş diye sorsak mesela. . . İranlı kurye Muhammed Sadık Soruşturma Komisyonuna dedi ki. . . “Ben her gün bir çok yere görevli gidip gelirim. Müşterilere para getirip götürme işini yaparım. Ankara’ya çok defa para götürdüm. Ama kime verdiğimi hatırlamıyorum. “İstanbul’dan Ankara’ya 2 milyon Avro, 2 milyon dolar ve 1. 5 milyon liralık “paketler” taşı ama hafızan, bunca parayı kime verdiğini hatırlayamayacak kadar zayıf olsun!İşkenceyle hafızayı yerine getirmeyi savunamayacağımıza göre şöyle bir öneri sunsak: Yasa dışı denilen ses kayıtlarını bir dinlesek paralar kime gitmiş bir anlasak.
BİZİM PARALARIMIZ AŞIRILIYORAşırılanlar da, o paralara ödenen faizlerde bizim paramız. önce faizlerden başlayalım. 17 Aralık soruşturması kapsamında gözaltına alınan Reza Zarrab’ın adamı Abdullah Happani’ye el konulan paraları geri verildi. 1 milyon TL. 800 bin Avro. 60 bin dolar. 2 kilo altın. El konulan ve geri verilen bu paralar adliyeden bavullarla çıkarıldı. İşte bu paralara bir de
55 bin TL faiz ödendi. Vatandaşın ödediği vergilerden ödendi bu faiz. Yani ödenen faiz halkın parası.
Ekonomi Bakanı Ali Babacan da TÜİK’ten sağlanan dış ticaret verilerine göre Zarrab’ın altın ticaretiyle ilgili bir kayıt ve bilgi bulunmadığını söylemişti. Maliye Bakanlığı’nın açıkladığı gelir vergisi rekortmenlerinin listesinde “Cari açığın yüzde 15’ini ben kapattım” diyen Zarrab yer almıyor. Evinde para bulunan da, trilyonluk rant yatırımı yapabilenler de vergi vermiyor.
örneği, İstanbul Zeytinburnu’da 16/9 kulelerinden verelim. . . Hani Sultanahmet Camii’ne hançer gibi saplanan, mahkemenin tıraşlanması kararı verdiği, eski Başbakanın, ‘tıraşla’ dediği halde talimatına uymayan yapıcı firma sahibine küstüğünü söylediği kuleler. Kulelerde, dairelerin fiyatı 1 milyonla 4 milyon arasında değişiyor. (Eski fiyatla 1 trilyonla 4 trilyon arasında değişiyor. )Eski belediye başkanlarından büyükşehir belediyesi çalışanına birçok AKP’linin kulelerde dairesi var. Kredi çekmeden ‘şak’ diye ödemişler. Bu kadar gelirleri var da bu kadar vergi ödemişler mi? Yok!Konuşabilmeliyiz, soruşturabilmeliyiz, evlerdeki o paraların nereden, nasıl hasıl olduğunu!
Soruşturabilmeliyiz ki nasıl soyulduğumuzu iyice bir görelim. Ve unutmayalım ki, devlet soyulmaz halk soyulur!KURBANIN OLAYIM DİYANET BİR DE BUNA FETVA VER!Meclis Soruşturma Komisyonu’na bir bilirkişi raporu sunuldu. Mali Suçlar Araştırma Kurulu bilgilerine dayanılarak hazırlanan bilirkişi raporunda denildi ki: AKP’li eski bakanlar Muammer Güler, Zafer çağlayan, Egemen Bağış ve Erdoğan Bayraktar’ın mal varlıklarındaki
artış gelirleriyle orantılı değil. Bayraktar hariç, 3 eski bakan savunma dilekçelerini soruşturma komisyonuna sundu.
İşte, “Mal bildirimi formunda böyle bir sütun bulunmadığı için saati bildirmedik” denildi.
Oysa komisyonda, “Şirketin hisselerini devrettiğim kardeşimin bana yapmış olduğu ödemeyle saatin ödemesini yaptım ve bu da mal bildirimimde çok net bir şekilde görülmektedir” denilmişti. Daha önce kardeşimin alacağıydı denilen rakam, “mevzuata uymayan bir değerlendirme” denilerek reddedildi. “Gelirlerimiz düğünde elde edilen altın, mücevherat ve döviz satışından sağlanmıştır” savunması getirildi.
Bir diğeri, “oğlumun serbest meslek mensubu olması sebebiyle mal bildiriminde bulunma zorunluluğu da bulunmamaktadır” dedi. Bir diğeri, “Komisyonun, 2013 yılı öncesine ait malvarlığımı araştırma yetkisi yoktur” çıkışı yaptı.
Raporu hazırlayan bilirkişi Ali Demir de cevap verdi: “Verilen ifadeler orantısızlık saptamasını azaltacak değil artıracak niteliktedir. “İş kazalarında, yılbaşı eğlencelerinde hep iktidarın hoşuna gidecek fetvalar veren ey Diyanet! Kurbanın olayım. Bu kadar çok altın istifleyenlere de, kasada, kutuda dolarlı Avrolu stokları olanlara da bir fetva ver.
Sürekli bize israf etmemizi hatırlatan fetvaların bir tanesine de saltanat israfları üzerine bir iki kelam ekle!
kckp align=05. 01. 2015 – EVRENSELkck/bodykck/htmlbyk