DOĞA VE EMEK DÜŞMANLIĞINA KARŞI DERELER BİRLEŞTİ!

229

Derelerin, ormanların, yaylaların talanına karşı yaşamı savunuyoruz” diyen binlerce kişi Derelerin Kardeşliği Platformu’nun (DEKAP) 9 Kasım 2014 Pazar günü
“Karadeniz Kararmasın, Geleceğimiz Solmasın Mitingi“nde buluştu.
Artvin, Rize, Trabzon, Giresun ve Ordu’nun ilçelerinden, siyanüre, HES’lere, termik santrallere, çimento fabrikalarına orman talanına, çöp tesislerine karşı mücadele edenler Trabzon’daki mitingde yan yana geldi. Mitingde yapılacak olan müzik etkinliği Eğitim Sen üyesi Tonyalı öğretmen Bekir Elvan’ ın yaşamını yitirmesi dolayısıyla iptal edilirken, yapılan konuşmalar da mümkün olduğunca özetlenmeye çalışıldı.
Mitinge KESK Yürütme Kurulunu temsilen katılan Genel Sekreterimiz, konuşmasında “Doğayı talan eden, yer altı-yerüstü zenginliklerimizi yağmalayan sistemle, emeği sömüren, tüm çalışanlara kölelik koşulları dayatan sistem aynıdır. Bunun için insana, emeğe ve doğaya düşman bu sisteme karşı birlikte mücadele etmek zorunludur” dedi.
KESK Genel Sekreteri Hasan Toprak’ın Miting Konuşma Metni Aşağıdadır.
Merhaba!Toprağına, suyuna, ekmeğine sahip çıkmak için gecesini gündüzüne katanlar,
Merhaba!çocuklarına onurlu bir gelecek, yaşanabilir bir doğa bırakmak için kendi topraklarında nöbet tutmak zorunda bırakılanlar,

Merhaba!Dişi ile tırnağı ile umut ile sevda ile düş ile doğanın ve yaşamın tahribatına karşı vücutlarını kalkan ederek bizi rüsva etmeyenler.
Hepinizi Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu, KESK,
adına saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Sevgili Dostlar,Bugün dünyamız, üzerinde yaşayan tüm canlılarla birlikte tarihte görülmemiş bir yıkımla karşı karşıya. Emeğimize el koymak ve doğamızı talan etmek isteyen vahşi kapitalizm giderek daha da canavarlaşıyor.
Bu vahşi kapitalizmin ülkemizdeki
“ustalaşan” temsilcisi AKP iktidarı bir taraftan bizleri yoksullaştırırken, işsiz bırakırken diğer taraftan toprağımıza, suyumuza, ormanımıza, yaylamıza, vadimize el koymak istiyor.
Gün geçmiyor ki, cennetten bir parçamıza villalar dikmesinler, köprüler yapmasınlar, yollar açmasınlar! Cennet vatanımızı cehenneme çevirecek adımlar atmasınlar!
Yanlış tarım politikaları nedeniyle yediğimiz ekmeğin buğdayını bile ithal eder hale geldik. Doğduğu topraklarda doyamaz hale getirilen köylünün göçe zorlanmasıyla topraklarımız adeta insansızlaştırıldı. İnsansızlaştırılan bu topraklar GDO’lu tohumlara ve rant peşindeki büyük tarım şirketlerine terk edildi.
Halk istemiyor ama HES, termik santral inşaatlarına, ‘kentsel dönüşüm’ adı altında ranta,
nükleer santral projelerine devam ediliyor. Peki neden? Neden dostlar?

çünkü
gözü doymayan sermaye, siyasi iktidarın halkın değil, kendisinin yanında olduğunu biliyor.
çünkü
mahkeme kararlarına rağmen kamu arazisine katrilyonluk kaçak saray dikenlerin hukuksuzluğunun yanında olduğunu çok iyi biliyor.
Bunun için “beraber yürüdük biz bu yollarda” nakaratını tutturan patronlar ve AKP iktidarı kanunları beraber eğip, büküyorlar.
Beraber su yataklarına kentler kuruyor, tarım alanlarına beraber fabrikalar dikiyorlar.
Ormanları beraber yok ediyor, deprem bölgelerine bile nükleer santral yapmaktan vazgeçmiyorlar.

Mahkemeler hukuksuzluğa karşı yürütmeyi durdursa da onlar “talana, soyguna, yürütmeye! devam” diyorlar.

AKP iktidarı daha birkaç gün önce önümüzdeki dört yılda gerçekleştirmeyi planladığı programı ilan etti. “Yerli Kaynaklara Dayalı Enerji üretimi”,
Enerji Verimliliğinin Geliştirilmesi” ve “Su kaynaklarının Daha Verimli Kullanılması”
programın ana unsurları olarak açıklandı. AKP’nin bu programı bunca ölümlere, tahribata ve talana rağmen nükleer santrallerden, HES’lerden, taş ve maden ocaklarından vazgeçilmeyeceğini gösteriyor. çünkü özelleştirmelerle satmadık bir şey bırakmadılar. Artık nefes alacak, su içecek, beslenecek, kısacası yaşayacak bir dünya bile bırakmak istemiyorlar. Doğal yaşam alanlarımızı betonlaştırmak, zehirlemek ve havasız bırakmak istiyorlar.
Değerli DostlarHa toprağımıza siyanür katmışlar ha siyanürü bizlere içirmişler, fark etmiyor! Sonuçta zehirleniyor, felç oluyor,
öLüYORUZ!
Ha termik ya da nükleer santral kurmuşlar ha atom bombası atmışlar, fark etmiyor! Sonuçta kanser oluyoruz, çocuklarımız sakat doğuyor,
öLüYORUZ!
Ha HES yapmışlar ha bizleri tünellere kapatmışlar, fark etmiyor! Sonuçta derelerimiz ya kuruyor ya taşıyor,
öLüYORUZ!
Ha ormanlarımızı talan etmişler ha boğazımıza yapışıp nefessiz bırakmışlar, fark etmiyor! Sonuçta hava zehirleniyor, erozyonlarda toprak altında kalıyoruz,öLüYORUZ!
Oysa gölgesinden para kazanamadığı ağacı kesecek kadar dini-imanı para olanlar için doğanın ve onun bir parçası olan canlıların hiçbir değeri yoktur.
Sağlığımızın, çocuklarımızın geleceğinin göz göre göre tehlikeye atılmasının, tarih ve kültür mirasımızın lime lime edilmesinin onlar için hiçbir değeri yoktur.
çünkü sermaye ve onun iktidardaki temsilcileri kendi canları ve cepleri dışında hiçbir şeyi önemsemiyor, umursamıyor.
çünkü onlar, “ümidin ve akarsuyun,

meyve çağında ağacın ve serpilip gelişen hayatın düşmanlarıdır.
Bunun için doğayı katleden politikalarına tepki gösterenleri hemen vatan haini ilan ediyorlar.
Biz bu siyasal iktidarın ve temsil ettiği sermayenin doğaya ve emeğe olan düşmanlığına defalarca tanık olduk.
Biz bu düşmanlığı,

deresine, suyuna, toprağına sahip çıkan Metin Hocamızın, Metin Lokumcu’nun katledilmesinde gördük.
Biz bu düşmanlığı,
Gezi Parkı Direnişinde gördük.
Daha fazla rant için gittikçe betonlaştırılan İstanbul’un son yeşil alanlarından Taksim Gezi Parkının etrafında kenetlenen milyonların direnişine karşı sergilenen şiddette gördük.
Biz bu düşmanlığı,
daha hayatının baharında olan 6 gencimize kıyanların bugün hala sürdürdükleri nefret dilinde gördük.
Biz bu düşmanlığı,
301 maden işçisi kardeşimizi kurban verdiğimiz Soma Katliamında gördük.
Tütün Yasası ve Tekel’in özelleştirilmesi sonucunda topraklarında tütün yetiştiremedikleri için özel maden ocaklarına ucuz işgücü olmak zorunda bırakılan Somalılara kader, fıtrat diye dayatılan iş cinayetinde biz bu düşmanlığı gördük.
Sevgili Dostlar,Daha fazla kar ve rant için insan hayatını, doğayı hiçe sayanların icraatlarını derelerin can suyunu bile kurutan HES’lerde gördük, görmeye devam ediyoruz.

Sermayenin ve AKP iktidarının insana, doğaya düşmanlığını İstanbul Validebağ’da,
Somanın Yırca Mahallesi’nde görmeye devam ediyoruz.
Soma Yırca’da yapılmak istenen termik santrale karşı nöbet tutan köylülere,
şirketin özel güvenlik birimleri saldırıyor. Köylüler kelepçelenerek darp ediliyor, avukat kaçırılarak barakaya kapatılıyor. Şirketin dozerleri tam 6 bin zeytin ağacını kesiyor. Ama kaymakam, jandarma, AKP izliyor.
Mahkemenin yürütmeyi durdurma kararına rağmen Validebağ koruluğu talan ediliyor. Koruluğa sahip çıkan vatandaşın kurduğu çadır ‘5 metreyi geçiyor’ diye müdahale emri verenler doğa katliamını, hukuk katliamını görmezden geliyor.
Değerli Dostlar,Doğayı talan eden, yer altı-yerüstü zenginliklerimizi yağmalayan sistemle, emeği sömüren, tüm çalışanlara kölelik koşulları dayatan sistem aynıdır. Bunun için insana, emeğe ve doğaya düşman bu sisteme karşı birlikte mücadele etmek zorunludur.
Bizler kamu emekçileri olarak, taşeronlaşmaya, güvencesizliğe, işsizliğe, hak gasplarına karşı nasıl mücadele veriyorsak yaşam alanlarımıza yönelik saldırılara ve doğamızın talan edilmesine karşı da mücadele ediyoruz, edeceğiz.
Artık emeğe, insana ve doğaya düşman bu köhne düzenin
devamı için halka her tür kötülüğü yapmaktan çekinmeyenlere karşı,

Karadeniz’in dalgaları kadar özgür yaşam mücadelesini yükselteme zamanıdır.

Hırsızlara, soygunculara, sömürü ve talanın baş aktörlerine,

Artık size verecek ne tek bir ağacımız,
ne bir avuç toprağımız, ne de bir damla alın terimiz var!” demenin vaktidir.
Buradan bir kez daha derelerimiz, ormanlarımız, yaylalarımız satılık değil, çünkü yaşamımız satılık değil diyoruz.

Konfederasyonum adına hepinize tekrar sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
kckimg ct0ct class=ctavatarct name=cthaberct src=cthttp://www. bes. org. tr/resimler/haber/15460f0858caa5. jpgct /bykkckimg ct0ct class=ctavatarct name=cthaberct src=cthttp://www. bes. org. tr/resimler/haber/15460f085c110f. jpgct /bykkckimg ct0ct class=ctavatarct name=cthaberct src=cthttp://www. bes. org. tr/resimler/haber/15460f085de743. jpgct /byk