YAKUP NUHOMO: IŞİD VE MÜSLÜMANLAR (29. 08. 2014)

200

Hıristiyan bir coğrafyada doğduğum ve bu kültür içerisinde büyüdüm. Lise yıllarında “semavi” bütün dinleri; kitaplarını okuyarak ve âlimleriyle sohbet ederek öğrenmeye çalıştım. Sonuç olarak bütün dinlerin temel bir felsefesi olduğunu ve bu felsefe çerçevesinde her din ortaya çıktığı dönemde, hitap ettiği toplumun özelliklerine göre şekillendiğini gördüm.
Bu yüzden de, adını henüz koyamadığım bir yaratıcının varlığına inanmakla birlikte klasik dini duyguları fazla gelişkin olan biri değilim. Dolayısıyla da “dini” diye tanımlanan birçok konuya ben; dogmatik değil, bilimsel çerçeveden bakmaya çalışırım.

Mesela dinlerin binlerce yıl önce koyduğu hiçbir kuralı sorgulamadan ve bugüne uyarlamadan kabul etmem. Ama kimsenin inancına, bana zarar vermediği sürece, karışmam ve kimsenin de karışmasına izin vermemeye çalışırım. çünkü inancın bireysel bir şey olduğuna inanırım.

Ancak şunu da her yerde söylemekten geri kalmam; dinler, ayırımsız hepsi, içinde toleransı barındırmazlar. Kendilerinin en doğru olduğuna inanırlar ve kendilerinden sonra hiçbir dini inancın olamayacağını söylerler. Sadece Hıristiyanlık, ortaya çıktığı dönemdeki koşullar veya geçirdiği evreler nedeniyle diğerlerine oranla biraz daha demokratik olduğunu düşünüyorum. Bununla birlikte her din, kendinden öncekini “bozulmuş” ve kendinden sonrakini “batıl” sayar. Bu da dinlerin herhangi bir toleransa sahip olmadığını ortaya koyuyor. Bütün bunlardan yola çıkarak, bugünkü koşullarda dinsel bir gözlükle insanları yönetmenin yanlış olduğunu düşünürüm. Tabi bu çerçeve içerisinde herhangi bir devletin yönetim esaslarını dine dayandırmasını da yanlış görür, gücüm oranında karşı çıkmaya çalışırım.

Şuraya gelmek istiyorum; bildiğiniz gibi günümüzde IŞİD diye terörist bir grup var ve bu grup, kendinden görmediği insanlara vahşet uyguluyor. İnsanların başını keserek, bir yere topladıklarının üzerine rastgele ateş açarak ve daha başka yollarla katliam yapıyor. Daha da kötüsü bu terörist örgüt, bütün bu yaptıklarını Müslümanlık adına ve bu dinin kurallarına göre yaptığını söylüyor.

Kimilerine göre -ki bunlar genellikle Müslümanlar- IŞİD’in bu söyledikleri doğru değil ve yapılanlar kesinlikle İslam’la bağdaşmıyor. Bazıları da, Müslümanlığın tam da bu “yapılanlar” olduğunu söylüyor. Ben bunların, yani yapılanların, Müslümanlıkla bağdaşıp bağdaşmadığının tartışmasını yapmayacağım. Lakin şunu hatırlatacağım:

IŞİD yaklaşık bir yıldır, herkesin gözü önünde, Suriye ve Irak’ta bahsettiğimiz bu barbarlığı yapıyor. Kendinden aymadığı birçok dini mekânı bombaladı, yaktı ve yıktı. Onlarca din adamını kaçırıp öldürdü. Binlerce suçsuz insanı, en vahşi yöntemlerle katletti. En sonunda Ninova Ovası ve Şigor (Şengal)’da bir etnik temizliğe yöneldi. Buna rağmen, ister kişi isterse de devlet olarak “dini bütün Müslümanlar” suspus.

Bırakalım Ortadoğu’daki şeraitçi, gerici yönetimleri. Kendilerine “demokrat” diyen en ilerici Müslüman ülkeler bile hala kılını kıpırdatmadılar. Mesela “batı uşağı” olmakla suçlanan Mısır’daki Sisi yönetiminin uygulamalarına demediğini bırakmayan Türkiye hükümeti, bütün bu olup bitenlere rağmen, “IŞİD terörist örgüttür” demedi. Ya da, İsrail’in veya herhangi bir batılı (Hıristiyan) ülkenin yaptığı hak ihlaline karşı, özellikle cuma namazı sonrasında sokağa dökülen Türkiyeli Müslümanların, IŞİD’in bütün bu yaptıklarına karşı en ufak bir tepki gösterdiklerini gördünüz mü? Ben görmedim.

Sizce bu olup bitenler ne anlama geliyor?

IŞİD’in yaptıkları Müslümanlığa uygun olduğu için mi, kendine Müslüman diyen kişi kurum ve devletler, bu yapılanlara ses çıkarmıyor? Yoksa yapılanlar Müslümanlığa uymuyor da işlerine mi geliyor?

Açık söyleyeyim: Benim için fark etmiyor. İster Müslümanlığa uygun olsun veya olmasın, bu yapılanlara sessiz duran, karşı çıkmayan kim ve ne adına olursa olsun, benim gözümde en az yapanlar kadar suçludur ve hesabını bir gün mutlaka verecektir.
29. 08. 2014 – öZGüR GüNDEM