HES’LER DURDURULMALI, DOĞANIN TALAN EDİLMESİNE SON VERİLMELİDİR!

278


Bilindiği üzere, 24 Ağustos 2014 tarihinde, Botan çayı üzerinde bulunan Alkumru Barajı’ndan dere yatağına yüksek miktarda su bırakılmasından habersiz piknik yapan yöre halkı, kaçmaya dahi fırsat bulamadan onlarcası su akımına kapılmış ve altı vatandaşımız hayatını kaybetmiştir.
İhmaller dizisi ve hükümetin HES’lerde ısrarının sonucu olarak meydana gelen ve siyasal gündemin yoğunluğu içerisinde geçiştirilmeye ve unutturulmaya çalışılan bu facia açıkça bir katliamdır.
LİMAK adlı holding tarafından yapılan açıklamalar ile hükümetin açıklamaları neredeyse ölen vatandaşlarımızı facianın sorumlusu ilan etmektedir. Oysa, tatil olan Pazar günü Botan çayı etrafında piknik yapan yüzlerce insanın görülmemesi ve suyun tribünlenmesi durumunda taşacağının, dolaysıyla insanların su akımına kapılacağının bilinmemesi akıl alır bir durum değildir.
Kaldı ki,
Eylül 2011’de de Alkumru Barajı’nın tirbünlerinin 3’ünün birden üretime geçerek suların aniden yükselmesi sonucunda, bölgede piknik yapanlardan 2’si çocuk 3 kişi hayatını kaybetmişti. Bu olaydan sonra yapılan incelemeler sonucunda;
ani su salınmaması gerektiği, ikaz levhalarının sayısının ve sirenle erken uyarı sisteminin yetersiz olduğu, sirenin baraj bölgesinin her tarafından duyulmadığı ve tehlikeli alanların tel örgü ile çevrilmesi gerektiği gibi uyarılar yapılmıştı.
Ancak bölge halkı tarafından piknik alanı ve çobanların sürülerini geçirdiği bir güzergâh olarak yaygın şekilde kullanılan bölgede baraj işletmecisi LİMAK holdingin ve hükümetin ilk kazadan sonra da hiç bir önlem almadığı anlaşılmaktadır. çünkü sermaye ve AKP için insan değil para her şeyden önemlidir!
AKP hükümetinin ve sermayenin doğayı ve insanı kâr aracı görmeye devam ettiği açıktır. HES’lere son verilmediği sürece bu tür faciaları yaşamaya devam edeceğiz. Her faciadan sonra AKP’li Bakanlar, yetkililer bizleri suçlayacak, piknik yapmamızı yasaklamak isteyecekler. Yeteri kadar önlem alındığını, ancak insanların bunlara uymadığını iddia edecekler. Olayın soruşturulduğunu ve gereğinin yapılacağını söyleyecekler.
Doğamızı, sularımızı, kaynaklarımızı kirletmeye devam edecekler… özelleştirmedik bir kamu hizmeti, satılmadık bir doğa parçası bırakmamak için gece gündüz uyumadan uğraşıp duracaklar… Köyümüzden geçen suyu şişeleyip satacak, kalanına baraj yapacaklar. Ve taşırılan su bedenlerimize kefen olacak…
Artık yeter diyoruz. Bu facialar kader değil, uygulanan politikaların sonucudur. Siirt’te yaşanan yeni bir Soma’dır!
HES’ler durdurulmalı, doğanın talan edilmesine son verilmelidir.
Yaşamını yitiren vatandaşlarımızın ailelerine ve yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyoruz. Etkin ve bağımsız soruşturma yürütülmeli, ihmali olan yetkililer yargılanmalıdır.
Yürütme Kurulu