ŞÜKRAN SONER: ‘ELLER HAVADA’ (19. 08. 2014)

267

Günlerdir Amerika’dan, dinmek bilmeyen isyandan
Missouri-Ferguson‘dan
“ellerhavada”
pasif direniş eylemlerine katılan siyah insanların görüntüleri geliyor. . . Polisin şiddetli müdahalesi ile dağıtılanların yeniden, yeniden toplanmalarını olağanüstü hal, sokağa çıkma yasağı durduramıyor.

Biz de öğrendik; ellerin havada olması, silahsız siyahi gencin polisin kurşun yağmuruyla öldürülmesini simgeliyor. Şiddet içermeyen pasif direnişçilerin eylemlerinde polis şiddetinin tırmanmasını önleyemiyor.

Ergin Yıldızoğlu
gazetemizdeki dünkü yazısında, zengin-yoksul uçurumunda, polise düzenin biçtiği
“isyanı bastırma
ordusu”
görevinin altını çiziyor.

Gezi’den derslerle şimdilerde Başbakan – Parti Başkanı -Cumhurbaşkanı görevlerini, üçü bir arada fiilen yürüten
Erdoğan’ın yaklaşımı ilginçti;
“Bizi suçluyorlardı. Orantısız polis gücü kullanmakla
suçluyorlardı”
diye sitem etti.
Erdoğan bir adım ileri
“fiili yarı başkanlık
sistemine”
geçildiğini ilan etmekle kalmadı. Partisini istediği gibi düzenleme, yeniden
“formatlama”
adına, çok kısa sürede güçlü yetkileri fiilen kullanmakta bir sakınca görmedi. Resmi Gazete’de 17 Ağustos’tan geçerli cumhurbaşkanı seçildiği ilanına yer verilmezken, üçlü atama kararnamesinde başbakan olarak imzasına yer verildi. Yetmedi, bağımsız yargının en üstüne uzanan baskı gücü ile anayasal-hukuka aykırı fiili durumlar boşlukta kaldı.
***

Haklı olarak Amerika’da
“eller
havada”
eylemlerinin mağdurlarının hiç değilse demokratik hukuk devleti, bağımsız yargı düzeninin işleyişinde suç işleyen polislerden hesap soracaklarını anımsatacaksınız. En azından bizdeki Gezi cinayetlerinde yaşananlar olmaz. Kanıtlı polis cinayetlerinin faillerinden hesap sorulur. Başkan
“kahraman”
sözü ile arkalarında duramaz.

Dahası seçim kazanmış cumhurbaşkanının partisini, AKP’nin gelecek başbakanı, parti başkanını seçebilmek, biraz daha ileriye dönük kamu görevlilerini belirleyebilmek uğruna fiili üçlü görevi yapmaya kalkışmasının dünyada bir başka örneği olamaz.

Dünyada elbette askeri darbeler, diktatörlüklerle rafa kalkan anayasal-yasal düzenler örnekleri vardır. Yok, bize özgü olanı, kâğıt üstünde bırakıp, fiilen çiğnemek Erdoğan’ın yaptığı gibi de
“seçmen oyu ile
onay verdi”
diyebilmek. . .

En başka AKP kadroları, milletvekillerinin, oy veren seçmenlerinin çok farklı hesaplar, kaygılarla
“eller havada”
duruşlarından yararlanabilmek. . .
***

Uzun yıllardır insanları insan gibi yaşayabilme koşullarından, örgütlülükler, hak arama gücünden koparan ideolojik gelişmeleri, yaşam gerçeklerini ağızlara almıyoruz.

Doğaldır ki ezilenler, itilip kakılanlar
“ezikler”
diye hakarete uğrayanlar insan hakları, demokrasi, örgütlü güç olma, hak arama bilincinden kopuşla bağlantılı kendi öznel koşullarının sorunlarını yaşıyorlar.

Yaşayan 2 kişiden birinin siyahi olduğu Ferguson’da yönetimde 6 kişiden 5’i beyaz olunca, beyaz polisin elleri havada siyahi genci öldürmesi, işsiz, yoksul, ezik siyahileri, toplumsal patlamaya sürüklüyor. Sorunları çözülmeyecek ama en azından demokratik bir hesap sorma, bağımsız yargılama, cezalamanın önü açılacak.

AKP’de neler olacağını çok merak ediyorum. Ne kadar karizmatik olursa olsun. . . Sandıktan çıkan lider pek çok niteliği, onlar adına yaptıkları ile değerli olursa olsun. . . Bizde yaşananlara sonsuza kadar göz yumulabilir mi?
19. 08. 2014 – CUMHURİYET