ŞÜKRAN SONER: ‘VE NERON ROMA’YI YAKTI’ (05. 08. 2014)

195

Ya da
“Pirus Zaferi”…
Tarihten en çarpıcı örneklerle. . İktidar tutkusu ile yola çıkan, çıkarlarını kollama adına varlıklarını borçlu oldukları ülkeler, insanlarına, yönetici olarak görev yaptıkları kurumlara verdikleri, verecekleri zararlarda sınır tanımayanlar için, ders verici olabilselerdi… Bilgi birikimi, tarih derslerinin yaşanmış örnekleri, teknolojik devrimler, doğal olarak insan algılamasının geliştiği günümüz dünyasında insanlık için yaşam bu kadar katlanılmaz, geriye çekilmiş olabilir miydi? Şöyle bir serinkanlı, özel yaşamımızın en yakın örnekleri, gözlemlerinden yola çıkıp ülkemiz, dünya çapında yaşananlara baktığımızda neler görüyoruz? Geleceğe ilişkin kaygılarımız neden bu kadar ağır boyutlarda katlanmakta?. .
Bilimsel gelişmeler sayesinde anne karnında dünya ile ilişkilendirilen bebeklerin, hele de iyi beslenebiliyor, olumlu bir çevrede gereken sevgiyi görüyor, doğru algılamalarla desteklenebiliyorlarsa, başlarını doğdukları günden dik tutabilmelerinden başlayın, müzikle ilişki kurmaları, yüz, vücut dili, çıkardıkları sesler, mimiklerle gereksinimlerini anlatabilmelerine uzanan gelişmeleri için
“diplomalı doğuyorlar”
yargısı ne kadar da yaygın, gerçekçi… Sonra ne oluyor da yüzyıllar gerisinde kaldığını sandığımız insanlık dışı şiddet, vahşet en çok İslam dünyası, ülkemizi aşağı çekerek, sarmalıyor?. .
Son günlerin katlanan kaosu, insanlıktan çıktığımızın halleri. . büyük acıları arasında akıl dengemi, adalet terazisi, akıl, mantık, kazanılmış değerlerimi korumaya çalışarak yazı yazmakta zorlanırken, Meclis’ten gelen kavga, büyük öfke, acımasız cepheleşmenin ürünü yaralamalı dövüşün haberi geliyor… Savaşın olmadığı ülkemizden çoğunluk haber görüntülerinde katlanan şiddet, vahşet karşısında aklı olan çocuklarının önünde haber izleyemiyor. çoğunluk bıkkın ve bezgin gazete-kitap okumamak, haber izlemekle övünüp duruyor…
***

Artık yüz diline de yansıyan bitmez bir kin ve öfke diliyle cumhurbaşkanı adayı, Başbakan
Erdoğan’ın, kampanya konuşmalarındaki hakaret, kendisine destek vermeyen herkese, kurumlara düşman, savaş ilanı yeni sözleriyle kulak tırmalıyor… Sonuçta kalabalık, destek veren bir kitle mitingi görüntüsü eşliğinde canlı yayın ekranlarında yer alıyor… Bu arada evrensel ölçekte seçim eşitliği ölçümlemesinde anlamlı olan AB uzmanlık kurumu raporunda, iktidar, parti, devlet, Başbakanlık güç ve kaynaklarının haksız, hukuksuz, eşitsiz alabildiğine kullanıldığının örnekleri ayrıntılı belgelenmiş, eleştiriliyormuş… Kimin umurunda? Seçime gün kala, hızlı tren açılışı törenindeki haksız yaratılan rekabet, devlet kaynaklarının kullanımında seçim suçu olarak rapora giren son örnek…
Satır arası çok küçük, bir o kadar çirkin ek örnek; resmi plakanın değiştirilip aracın seçim kampanyasında kullanılması haberinin görüntüleri reddedilemeyerek,
“yanlışlıkla
olmuş”
açıklamasıyla halkın aklı ile alay edilmesi. . demenin anlamı yok. çünkü çok daha çarpıcısı, çoğunluk medyada, gerçekten büyük kalabalık görüntüsü ile Erdoğan’ın İstanbul’daki son mitingini, seçim sonucu zaferi tadında sunmakla kalmadılar…
AKP örgütü denetiminde, kamu kaynakları kullanılarak, gelecek adına İktidarlarından pay almış seçmeni tehdit eder boyuttaki miting çalışmalarını, kitleleri devlet gücü ile taşımanın somut seçim suçu niteliklerini yok saydılar…
Miting sabahı evimin yolu üzerinden, kendi evlerinin yerleri sur dibindeki değişim projesinde AKP’nin zengin müteahhitleri ile villacıklardaki yandaş yeni ev sahiplerine terk edilmiş, Karagümrük’ün arka sokaklarında çok daha yoksul, olumsuz koşullarda sıkıştırılmış Romanların arasından geçiyordum. Yine mitinge taşınmak üzere yoklamalı toplanıyorlardı. Araçlar, kumanyaların hazırlıkları tamamdı… Yevmiyelerin yalancısıyım, olmasa da sıkıysa gitmesinler? Yoklama kaçaklarının devlet kaynaklı yardımlardan çizilmeleri en masum tehdit. Yaşamın her alanına dönük işler nasıl çözülecek? Bayramda her gün otobüsler yandı, nedenlerini uzmanlar saymakla bitiremediler… Sıkıysa o otobüslerin binlercesini birden mitinge kalabalıkları yoklamalı taşımada hizmete sunmasınlar, ayaklarının altındaki toprak kayıverir…
İktidarlarının kimi bakan sözcüleri hafta sonu IŞİD’in elindeki elçilik rehinelerimizin her an serbest bırakılabilecekleri müjdesi ile en çok yakınlarının yüreklerini ağızlarına getirirlerken, kimileri yalanlamak zorunda kaldılar. Türkiye Ortadoğu’daki son başına gelenlerin bütünü içinde çoktan dünyanın büyük ülkeleri arasında yer alma uçuşlarından yerlere çakılmış durumda. Yine bir bakanımız, sadece IŞİD’in ihracatımıza verdiği zararın 3 milyar dolara ulaşabileceğini açıkladı. Libya’dan her şeylerini bırakmış olarak şirketlerimiz ve çalışanları kaçırılıyorlar… Olsun, Erdoğan özenerek yaptırdığı Başbakanlık binasının açılışını yapamadan,
Cumhurbaşkanlığı’na çankaya’ya çıkmak için gözü kara, her şeyi kullanıyor… AKP’ye zararlarının derdine onlar düşsünler, bizi ülkemize ödetilen bedelleri yakıyor…
05. 08. 2014 – CUMHURİYET