ŞÜKRAN SONER: İÇ HESAPLAŞMA ZOR. . . (31. 07. 2014)

291

Başbakan
Erdoğan
“İnlerine gireceğiz”
sözünü vermekle yetinmedi, Cumhurbaşkanlığı seçimine günler kala talimatını verdi. . Ramazanın kutsal gecelerinin sahur saati beklenmeden başlatılan ev baskınları, operasyonlardan sonra toplanan İktidarlarının göreve getirdikleri, en üstten başlayarak her rütbeden polisler Emniyet’te, adliyede günler geceler sorguda, aileleri kapı önlerinde nöbette. . . Sorgulama, yargılama süreçlerinin her anı çok farklı direnme, protesto eylemleriyle canlı gündemde. İktidarlarının yenilenen polis, yargı kadrolarıyla, şimdilerde”Cemaatçi,
paralel devlet, çete, casusluk, resmi belgelerde
sahtecilik. . . “
çeşitli ağır suçlarla suçlanan eski kadroları, aynı ağırlık, acımasızlıkta çatışma halinde, bayram günlerini geçirdiler. . .

Ortadoğu’nun her yerinde birden yaşanan çok ağır, kanlı, insanlığın yüzkarası çatışmaların ateşinde, bayram günlerinin duygusal tatil kaçışında, elbette ağırlıklı medya sansürünün, taraflı yayınlarının etkisinde, olup bitenin, adalet, vicdan, hukuk devleti düzeni işleyişi, insan hakları süzgeci, tartısından geçirildiğini söyleyebilmek söz konusu değil. . . Kabaca İktidarlarının 12 yıllık otoritesinde, yürüyüşünde engel, tehdit görülen her türden karşı duruşu, örgütlülüğü sindirme operasyonlarında görev yapmış cemaatin Emniyet, yargı kadroları şimdi Erdoğan’ın tek liderliğinde oluşan yeni kadrolarla temizleniyor.

Yine uzaktan bakıldığında özel yargı düzeni, kadrolaşmaları eliyle, İktidarlarının her istediğini yapabilmede önünü açan, bir on yıl gül gibi geçinilerek paylaşılan iktidar ortaklığının bozulması sürecinde, Erdoğan’ın çevresindeki kirli, hukuksuz, yolsuz işlere bulaşarak baş düşman konumuna düşen cemaat kadroları hedefte. . . Erdoğan iktidarlarının sivil darbe hukuku icraatları ile önünü açan, çok ağır insan hakları ihlalleri, yargısız infazlarla iktidarın kendisi için tehdit gördüğü her türden örgütlenme, düşünceleri ezme aracı olarak iş yapan polis-yargı kadrolarına, elbette yeni kadrolar eliyle yürütülen sorgulamalar, yargılamalar sürecinde ağır suçların eylemleriyle bir yargılama, cezalandırma süreci gündemde. . . Erdoğan cephesi, seçmenine, halka geç fark ettikleri paralel yapının iç-dış düşmanlarla ittifak halinde, sadece İktidarlarını değil, devleti hedef aldıklarını, devletin bu duruma asla izin veremeyeceğini, çok medyatik bir kampanya ile duyuruyorlar. . .

***

Doğal olarak başta TSK, üniversiteler, öğrencileri, meslek örgütlenmelerinden kimlikli duruş sergileyenleri, demokratik hak arayan bireylere uzanan bir halkada, çok fazla kurum ve insana ağır bedeller ödetmiş, insan hakları, hukuk devleti düzeni işleyişine aykırı özel yargının en acımasız davalarından örnekler, gelişmelerle karşılaştırmalar yapılıyor. İktidarlarının özel yargı eliyle sivil darbe hukuku uygulamalarında, ağır bedeller ödetilen kurumlar, bireylerin insan hakları ihlallerinden sorumlu olan uygulayıcıların bu kez paralel koşullarda yargılanmaları yoluna gidildiği gibi bir sonuç algılama ortaya çıkıyor. Erdoğan iktidarları cephesi açısından iktidar ortaklığının bozulduğu kadrolarla hesaplaşmanın, 17 Aralık yolsuzluk operasyonlarının ortada bırakılması, yolsuzluk suçlarının unutturulması, geçmişte birlikte işlenmiş insan hakları, hak-hukuk ihlallerinin suçlarının, cemaatin tek başına sırtında kalması, şimdi yargılanacaklara doğrudan yüklenmesi. . gibi pek çok sonucu var. . .
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine gün kala operasyonların aynı yöntemlerle gündeme sokulması ile İktidarlarına karşı en doğal demokratik haklarını kullandıkları için yıllarca hapis yatmış öğrenciler de içinde olmak üzere, darmadağınık edilmiş, toptan karalanmış TSK kadroları da dahil, haksız yargılamalar, tecrit, infazlar süreçlerinde ağır insan hakları gaspına, kayıplarına uğrayanlara toptan
“İşte sizi mağduredenlerden hesap soruyoruz. . “
ucuz siyaseti yapılıyor. Kişisel kanım, asıl mesaj siyasal İslamcı kesimlerin tümüne birden, en çok da AKP kadroları, seçmenlerine veriliyor. . .
“Aklınızı
başınıza alın. AKP eşittir
Tayyip Erdoğan. İktidar
gücüne karşı çıkanın geleceği kararır”
deniliyor. . .

Doğrusu Erdoğan iktidarları, iç-dış dengelerdeki dönemin büyük krizlerinde, emperyal projelerin odağında, İslam dünyasında ırk-mezhep-aşiretleri içine alan cepheleşmeler, çatışmalar, iç savaşlar, parçalanmalar, yeni haritalarla yeni dengelerin kurulması. . oyunlarında gönüllü üstlendikleri stratejik ortaklık rolleri sayesinde, savaş ganimetleri sayılabilecek nitelikte paylar kaptılar. . . Fazilet Partisi’nden kopuştan, iktidara gelişlerine, iktidarda büyümeleri süreçlerine, gelişmelerin insan haklarına aykırı, kuralsız düzenlerin kuralsız savaşlarının getirilerinden yararlandılar. . . Ancak gelişmeler öylesine zengin Kuzey dünyasının öngörülerinin de dışında öylesine kuralsız, insanlık dışı boyutlara, suçlara, kanlı iç savaşlara, yangınlara, çatışmalara, kaosa uzandı ki. . . İşler ters tepiyor. Diktatoryal güç, hukuksuz şiddet gereği katlanıyor. . .
31. 07. 2014 – CUMHURİYET