UTKU ÇAKIRÖZER: ÖNCE KOŞULSUZ ATEŞKES ( 30. 07. 2014)

210

Filistinliler ölmesin Diyorsak
İsrail’in Gazze’ye yönelik kabul edilemez karaoperasyonuna bayramda ara verebileceği umudunu
taşıyorduk. Maalesef olmadı. Arife günü
sağlanan geçici ateşkes, 24 saat dahi sürmedi.
İsrail ve Hamas’ın sorumluluğu birbirlerine attıkları
karşılıklı saldırılar sonrasında, yüzlerce masumFilistinli daha bayram gününde hayatını kaybetti.
Ateşkesi ‘koşul’ engellediUluslararası camianın ilk günden bu yana
yoğun çaba harcadığı ateşkes, tarafların karşılıklı
koydukları koşullar yüzünden bir türlü hayata
geçirilemedi.
Hamas, ateşkes karşılığında İsrail’in Gazze’ye
uyguladığı ablukayı kaldırmasını ve Mısır’ın da
Refah sınır kapısını açmasını istiyor
Başta koşulsuz ateşkese rıza gösteren İsrail
ise bu isteklere karşılık Gazze’den kendisine
yönelik füze saldırılarının sona erdirilmesi ve
Gazze’nin silahsızlandırılması garantisini istiyor.
Hamas yitirdiği desteğin peşinde

Hamas’ın da, İsrail’in de öne sürdükleri koşulların
arkasında siyasi beklentiler var. Suriye ve Mısır’daki gelişmeler sonrasında,
geleneksel destekçilerini (İran,
Beşşar Esad,
Müslüman Kardeşler, Hizbullah) yitiren Hamas,
Gazze’de maaşları ödeyemeyecek duruma
gelmişti. Bu yüzden El Fetih ile ulusal birlik
hükümetine
“evet”demek zorunda kalmıştı.
Gazze’de Hamas yönetiminden memnuniyetsiz
olanların oranı artmıştı. Şimdi bu krizde İsrail’e
kafa tutarak Filistinliler arasında yeniden popüler
güç olmayı hedefliyor.
İsrail ise barış masasında karşısında güçlü bir
Filistin yönetimi görmek istemediği için Filistinli
grupların arasının açılmasından yana politikalar
izliyor. Ayrıca dikkatler Hamas üzerinde olduğu
sürece, İsrail’in barış masasındaki sorumluluklarını
yerine getirmemiş olması gözlerden kaçırılabiliyor.
Olan sivillere oluyor

Taraflar şartlarında diretirken Gazze’de aralarında
çok sayıda çocuk ve kadının da bulunduğu
1200 Filistinli, İsrail saldırıları sonucu hayatını
kaybetti. İsrail de Hamas’tan gelen saldırılar
nedeniyle 50’ye yakın askerini ve üç sivil yurttaşını
kaybetti. Görüldüğü gibi ateşkesin sağlanamamasının
bedelini ağırlıklı olarak masum
Filistinliler ödüyor.

Tüm taraflarla görüşebilen yok.

Uluslararası camia ise bölünmüş bir görüntü
sergiliyor. Tarafların tümüyle görüşebilen kimse
yok. Taraf konumundaki ülkelere tek tek bakacak
olursak:
Ateşkes için çaba harcayan güçlerin başını
çeken ABD, çatışmanın iki tarafından biri ile
(Hamas) konuşmuyor. Diğeri (İsrail) üzerinde
ise sözünü dinletemiyor. Ateşkes planını hazırlayan Mısır, İsrail ile konuşuyor.
Mahmud Abbas
yönetimiyle (El Fetih)
arası iyi. Ancak Mısır’da Müslüman Kardeşler’in
darbe ile uzaklaştırılmasına tepki gösteren Hamas
ile aralarında güven ilişkisi yok.

İsrail sadece Mısır ve ABD ile görüşüyor; Hamas
ise iki destekçisi Türkiye ve Katar ile görüşüyor.
İlk reddeden Hamas

çatışmaların başında Filistin yönetiminin
(Abbas) talebiyle Mısır tarafından hazırlananateşkes planına Arap ülkeleri de destek verdi.
Ancak Gazze’de yönetimi elinde bulunduran
Hamas, planı o haliyle kabul etmeyip koşullar
öne sürünce plan hayata geçirilemedi. O ateşkes
kabul edilmiş olsa, belki statüko devam edecek,
Gazze’ye yönelik adaletsiz abluka sürecekti.
Ancak yüzlerce masum Filistinli hayatını kaybetmemiş
olacaktı. önce ateşkes, sonra müzakere

Daha fazla Filistinlinin ölmemesi ve savaşın
sona ermesi için her şeyden önce ateşkese ihtiyaç
var. Türkiye ve tüm uluslararası toplumun,
İsrail ve Hamas üzerinde baskı uygulayarak şu
adımların atılmasını sağlaması gerekir:1. Bir an önce
“koşulsuz”
ateşkes sağlanmalı.
2. Taraflar öne sürdükleri tüm koşulları ateşkes
sağlandıktan sonra masada konuşmalı.
3. İsrail artık masadaki muhataplarından birinin
Hamas olduğu gerçeğini kabullenmeli. Gazze’de
taş taş üstünde bırakmayarak Hamas’ı bugün için
etkisiz kılsalar bile, uyguladığı orantısız şiddet
nedeniyle orada daha radikal örgütlerin çıkmasını
engeleyemezler. Bu da kalıcı barışa ulaşılmasını
daha da imkânsız hale getirir.
4. Hamas da
“İsrail’in varlığını reddederek”
Gazze’de yönetimi altındaki halka refah ve can
güvenliği sağlayamayacağını anlamalı.
Türkiye artık ‘taraf’

Gazze’de yaşanan son kriz AKP yönetimindeki
Türk dış politikasının dışarıda nasıl algılandığını
bir kez daha görmemizi sağladı. Bu süreçte
dikkat çeken gözlemlerimiz şöyle:

1. Beş yıl önce tüm bölge ülkeleriyle konuşarak
sorunlara çözüm önerileri üretebilen Türkiye
artık, bu
“taraflar ötesi”
konumunu yitirmiş durumda.
Mısır ve İsrail ile konuşmayan, büyükelçi
bulundurmayan Türkiye, bu denklemde sadece
Hamas’a yakın ülke olarak algılanıyor.

2. Türkiye bu çatışmada
“taraf”
olmanın gereğini
de yerine getiremiyor. Ne İsrail üzerinde caydırıcı
etki yaratabiliyor ne de Hamas’ı ateşkese ikna
edebiliyor. Tam tersine, Başbakan ve Dışişleri
Bakanı, koşulsuz bir ateşkes anlaşması için
çaba harcamak yerine, dünyaya Hamas’ın dili
ile seslenmeyi, onun koşullarının savunucusuolmayı tercih ediyorlar.

3. BM Genel Sekreteri
Ban Ki mun
bu süreçte
bölge ülkelerini ziyaret ederken Türkiye’ye uğrama
ihtiyacı duymadı. ABD Başkanı
Barack Obama
da Avrupalı liderlerle yaptığı video konferansa
Erdoğan‘ı davet etmedi. ABD Dışişleri BakanıJohn Kerry
ise sadece Hamas’ın ikna edilmesi
konusunda Türkiye’nin kapısını çaldı
30. 07. 2014 – CUMHURİYET