MEHVEŞ EVİN: DİN VE MİLLİYET ADINA HEP VAHŞET (19. 07. 2014)

197

Devletler, siyasetçiler ve kurumlar yakın geçmişteki dünya savaşlarından sanki hiç ders almamış gibi. . .
Demokrasi kültürü ve insan haklarının onca ilerlemesine. . . Savaşın acı ve kayıplarının, doğuracağı sonuçların gayet iyi bilinmesine rağmen, 21. yüzyılın başında yine kan ve gözyaşı bataklığında yüzüyoruz.
Sinemada görsek insanlığımızdan utanacağımız dramlar, baskılar, şiddet ve vahşet her an yaşanıyor. Aferin bize!
Şakası yok: Avrupa, Ukrayna-Rusya
çatışması yüzünden savaşın eşiğinde. önceki gün Rus tipi bir füzeyle yolcu uçağı düşürüldü, 298 sivil öldü.
Ortadoğu malum, her daim kan gölü. . . Ancak Suriye
savaşının patlak vermesi, bölgeye yayılması ve İsrail’in Gazze’ye
yaptığı son saldırılarla işler çığırından çıktı.
üç İsrailli gencin kaçırılıp öldürülmesinden sonra İsrail, havadan karadan Filistin’e
saldırıyor.

On yıllarca etkileyecek
Dokuz günlük çeteleye göre büyük çoğunluğu sivil, 258 Filistinli ve 1 İsrail askeri öldürüldü.
çoluk çocuk demeden yapılan saldırılara tepkiler, bir kez daha dine, ırka, siyasete, çıkarlara göre veriliyor.
Zaten bütün felaketlerin yaşanmasının sebebi bu değil mi?
İnsan evladı, bilim ve düşüncede geldiği noktayı tartışacağına, çocukları için iyi bir gelecek inşa edeceğine birbirini din-iman-milliyet adına öldürmekle meşgul!
Siyasilerin aldıkları tavırsa tüm halkları sadece bugün
değil, on yıllarca etkileyecek.

İsrail devletinin suç ve hataları bir kez daha Yahudi
düşmanlığını körüklüyor.
Tıpkı radikal
İslamcıların yaptığı barbarlıkların, tüm Müslümanlara mal edilmesi gibi.
Hasarsız çıkamayız
Otoriter devletlerin liderleri, sırf kendi güçlerini korumak ve iktidarda kalabilmek adına, akıl almaz kışkırtmalara başvuruyor.
Buna bir de beyinsiz, nefret dolu yayınları ve kurumları eklediniz mi felaketin etkisi misliyle artıyor.
Misal; İsrail’in Filistin saldırısı yüzünden Türkiyeli Yahudiler hedef tahtasına oturtuluyor. İnsaf!
önyargılar, küçük hesaplar ve cehaletten çok çektik.
Cumhurbaşkanlığı seçimi, sadece iç siyasetteki dengeler açısından değil, kıyısında durulan büyük savaşlar nedeniyle çok önemli.
Tek dileğimiz, akıl-izan sahibi, barış için çaba harcayan, iletişimi şiddet ve ayrımcılık üzerinden kurmayan yönetenlerimizin olması.
Yoksa 21. yüzyılın kanlı başlangıcından hiçbirimiz hasarsız çıkamayacağız.
YAHUDİ DüŞMANLIĞI YAPANLARA çAĞRI
– Kendine dindar diyen kardeşim. . . Yıllarca “İslamofobi”den çekmedin mi? İnancın veya etnik kimliğin yüzünden dışlanmaktan, ezilmekten şikâyet etmedin mi? Batı’da Müslümanların topyekun “köktenci” muamelesi görmesi hak mıydı?
– Değildi. . . öyleyse İsrail devletinin savaş suçlarından yola çıkıp antisemitizme sarılamazsın. Kendi vatandaşlarına düşmanlık yapamazsın.
– En basitinden, kendi tarihine bakıp biraz utan. önce devlet politikalarıyla bir yüzleş, sonra “masum halkların” katledilmesini lanetle. Lanetlerken de ırkına, inanışına, yaşam biçimine göre pozisyon alma.
– 1915’ten sonra bu topraklardan Ermenilerin nasıl silinip atıldığını. . . Alevilerin nasıl canlı canlı yakıldığını ve bugün dahi sokakta kurşunlandığını. . .
Kürtlerin özellikle son 30 yılda nasıl bir devlet zulmü altında yaşadığını bir düşün!
– İnsan hakları ihlalleri yüzünden AİHM’de kaç kez tazminat ödemeye mahkum edildin? Sadece Roboski’yi hatırla, yeter. . .
19. 07. 2014 – MİLLİYET