ÜLKEDE, BÖLGEDE BARIŞ; EŞİT, ÖZGÜR, DEMOKRATİK TÜRKİYE!

233

Geçtiğimiz yıl 1 Haziranda ortaya çıkan Gezi isyanı AKP iktidarı için sonun başlangıcı olmuştur. Eşitlik, özgürlük, barış ve insanca yaşam talepleri ile sokağa çıkan milyonlar, AKP iktidarı ve onun Başbakanının ayrıştırıcı politikalarına karşı Türkü-Kürdü, Alevisi-Sünnisi, inananı-inanmayanı, yaşlısı-genci, kadını-erkeği başka bir Türkiye taleplerini ortaya koyabilmişlerdir.
Milyonların taleplerini görmeyen AKP iktidarı gelişen muhalefeti faşizan yöntemlerle bastırmaya çalışmış, bunun sonucunda Ankara’da, İstanbul’da Hatay’da, Eskişehir’de ve Lice’de 8 gencimizin ölümüne ve yüzlerce yurttaşımızın yaralanmasına neden olmuştur.
AKP İktidarının Neo-liberal Politikaları Can Almaya Devam Ediyor!13 Mayıs’ta Soma’da yaşanan işçi katliamının sorumlusu da, yıllardır taşeron sistemine karşı mücadele eden sendikaların taleplerini görmezden gelen AKP iktidarıdır. Resmi rakamlara göre 301 yurttaşımızı kaybettiğimiz faciadan sonra Başbakan “bu işlerin fıtratında ölmek var” deme pişkinliğini göstermiş, incelemeler için gittiği Soma’da halkın protestoları karşısında yine saldırgan tutumlar içine girmiştir. Şırnak’ta yaşanan maden kazasında 4 yurttaşımız yaşamını kaybetmesine rağmen yeteri kadar gündeme bile gelmemiştir. Ülkemizde 2013 yılında iş kazalarında ölenlerin sayısı resmi rakamlara göre 1235 olup her gün yine resmi rakamlara göre ortalama 4 yurttaşımız iş kazalarında hayatını kaybetmektedir.
Soma’da açık ihmal ve taşeron sisteminden kaynaklanan facia sonrası bir siyasetçinin bile istifa etmemesi ve gerekli önlemler alınmadığı halde emekçilerin madenlere inmeye zorlanması AKP iktidarının ikiyüzlü politikalarının tescilidir.
AKP’nin Barış Süreci İle İlgili Oyalayıcı ve Tutarsız Politikaları Devam EtmektedirAKP’nin alevi açılımı, Roman açılımı gibi Kürt açılımı ve barış süreci gelinen noktada tıkanmıştır.
28. 12. 2011 tarihinde düzenlenen hava operasyonunda 34 yurttaşımızı kaybettiğimiz Roboski katliamının sorumlularının henüz yargı karşısına çıkarılmadığı bir süreç halen devam etmektedir.

Bir yandan barış süreci deyip ülkemizin sınırları özellikle El Nusra ve Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) gibi örgütler tarafından yol geçen hanına dönüştüğü bir süreçte, sınırların kilometrelerce uzağına kalekollar inşa edilmekte, buna karşı çıkan halkın üzerine ateş açılıp siviller katledilmektedir.
28 Haziran 2013 tarihinde Gezi direnişi sürecinde barış talebi ile Lice’de inşaatı devam eden kalekol yapımını protestolar sürecinde kaybettiğimiz yaşı daha 18 olan Medeni Yıldırım hafızalarımızda tazeliğini korurken, 7 Haziran 2014 tarihinde benzer bir protesto eyleminde sivil halkın üzerine açılan ateş sonucunda Ramazan Baran ve Hacı Baki Akdemir, isimli yurttaşlarımız hayatlarını kaybetmişlerdir.
8 Haziran günü ise Lice’de bayrak provokasyonu yaşanmıştır. Tam da AKP iktidarının barış süreci ile ilgili politikalarının teşhir olduğu ve ülkenin her yanında Lice’de yaşanan katliamlarla ilgili protestoların yükselmeye başladığı bir süreçte iktidar yine bildik bir yönteme başvurmuş, yaratılan bayrak provokasyonu ile milliyetçi ve Kürt halkını hedef alan gösteriler bir çok ilde kendisine taban bulmayı başarabilmiştir. Kardeşliğimize dönük bu saldırıları boşa çıkarmak ve her koşulda karşılıklı değerlere sahip çıkmak bu tür provakosyanları boşa çıkaracak, AKP iktidarının da maskesini düşürecektir.
16 Haziran 2014 tarihinde Adana’da yaşanan Lice protestolarında kafasına isabet eden ses bombası sonucu 15 yaşındaki İbrahim Aras hayatını kaybetmiştir. İbrahim Aras’ın ölümünün birinci sorumlusu “Nasıl sabrediyorlar anlamakta güçlük çekiyorum, polis bundan sonra A’dan Z’ye her şeyi yapacak” diyen Başbakan’dır. Bu ülkenin çocuklarına sahip çıkmak ta hepimizin görevidir.
Gezi parkına AVM, İstanbul’a 3. Havaalanı, 3. Köprü, Lice’ye kalekol aynı zihniyetin ürünü olup AKP’nin ne-oliberal ve savaş yanlısı politikalarının sonucudur. Barışın, kardeşliğin, eşitliğin ve özgürlüğün ülkesini kurmak bu politikaların bir bütününe karşı ortak mücadele ile mümkün olacaktır.
AKP İktidarının Bölgede Uyguladığı Mezhepçi Politikalar İflas EtmiştirBaşta ABD olmak üzere emperyalist ülkelerin bölgedeki taşeronluğu görevini 12 yıldır sündüren AKP’nin gelinen noktada bölgedeki hegemonyası da ortadan kalkmıştır. İktidara gelir gelmez Irak’a asker gönderme konusunda Meclise tezkere getiren AKP, o dönem ortaya çıkan savaş karşıtı hareketin ortaya koyduğu muhalefetin etkisiyle tezkereyi Meclisten geçirememişti. O yıldan bu yana Irak’ta yaşananlar o dönemde sendikamızın da içinde yer aldığı savaş karşıtı muhalefetin ne kadar yerinde olduğunu göstermiştir.
Irak dışında Afganistan, Somali, Libya, Mısır, Suriye vb. Ülkelere emperyalist güçlerin demokrasi götürme sevdası! Bu ülkeleri içinden çıkılması zor bir bataklığa sürüklemiş birçoğunda etnik, mezhepsel vb. kanlı çatışmalar halen devam etmektedir. Komşuları ile sıfır sorun iddiası ile iktidar olan AKP’nin gelinen noktada iyi ilişkiler içinde olduğu hiçbir komşu ülke kalmamış gittikçe bölgede yalnızlaşan bir noktaya doğru gitmektedir.
Suriye askeri müdahale konusunda kraldan çok kralcı tutum sergileyen AKP, bölgedeki etkinliğini arttırmak için özellikle Suriye iç savaşının doğrudan bir parçası haline gelmiş, cihatçı güçlerle ittifak içerisinde ülkemizi savaşın üssü haline getirerek, bugün ortaya çıkan tablonun da sorumlusu olmuştur.
Irak’ta IŞİD’in sahne alması başta Irak olmak üzere bölgedeki dengeleri yeniden değiştirmiş bulunmaktadır. IŞİD’in Musul’u ele geçirmesi ve içlerinde işkolumuzda yar alan çalışanların da yer aldığı birçok kişinin rehin alınması birden bire tüm ülkenin dikkatlerini Irak’a çevirmesine neden olmuştur. IŞİD bölgede birçok etnik ve inanç grubu açısından ciddi bir tehdit unsurudur.
Ortadoğu coğrafyası emperyalist ülkelerin menfaat hesapları doğrultusunda her geçen gün etnik ve mezhepsel olarak daha kanlı çatışmaların yaşandığı bir hal almış olup, dengeler sürekli değişmektedir. önü alınamazsa orta doğudaki yangının ülkemize de sıçraması kaçınılmaz olacaktır. Bu gelişmeler karşısında AKP bildik yöntemlerle gelişmelerin medyada yayınlanmaması için yayın yasağını gündeme getirerek gelişmelerin sorumlusu olduğunu da ortaya koymakta suçlu psikolojisine girmektedir. Bize düşen görev halkların kardeşliği temelinde farklı inançların bir arada uyum içinde yaşayacağı gerçek laik rejimlerin kurulması için mücadele etmek ve her koşulda ülkede ve bölgede barışı kardeşliği eşitliği ve özgürlüğü savunmaktır.
AKP’nin bölgedeki gelişmeler içerisinde inisiyatif alma imkanı tamamıyla ortadan kalkmıştır. Cihadist çetelerle ittifak halinde Suriye ve bölgede güç olmaya yönelen AKP’nin mezhepçi dış politikası bölgedeki dengelerin değişmesi ile birlikte boşa düşmüş bulunmaktadır.

AKP’nin mezhepçi politikalarının bölgesel düzlemdeki çatışmaların hızla Türkiye’yi içine alma riski IŞİD ile birlikte bir kez daha ortaya çıkmıştır. AKP, Suriye’de olduğu kadar Irak’ta da merkezi hükümet karşısında aldığı konumla bugünkü mezhepçi çatışmaların gelişmesinde pay sahiplerinden birisidir. Bundan sonra oluşacak yeni denge içerisinde Erdoğan ve AKP’nin yeniden rol alabilme imkanı ortadan kalkmıştır.
Ortadoğu’nun kısa zamanda istikrar kazanması ve vahşet coğrafyası olmaktan çıkması pek de mümkün görünmemektedir. Yeni Ortadoğu düzeni bir anlamda bu yeni ortaçağ içerisinde şekillendirilmeye çalışılacaktır.

IŞİD tarafından rehin alınan yurttaşlarımızın bir önce özgürlüklerine kavuşmaları sağlanmalı ve çok ciddi ekonomik ve sosyal sonuçları olacak bu sürecin sorumlusu AKP iktidarının sürdürdüğü dış politikanın hesabı sorulmalıdır.
ülkemizde ve Ortadoğu’da yaşayan tüm halkların ve inanç gruplarının, kardeşçe yaşayacağı, bir düzen için; eşitlik, özgürlük ve barış temelinde mücadele etmek tek seçenektir.