SERKAN ÖNGEL: SEN ÖYLE SANSAN DA İŞSİZ DEĞİLSİN! (18. 06. 2014)

214

İşsiz kalmak çoğunlukla yaşamını sürdürebilmek için gerekli olan gelirden mahrum kalmak anlamına gelir. O yüzden bir kabustur. Hele bakmakla yükümlü olduğunu birileri varsa omuzunuzdaki yük iki katına çıkar.
Bu nedenle işsizlik bir yöntem sorununa indirgenemeyecek kadar önemlidir. Bir hesaplama biçimi değildir. Bir gerçekliktir.
Resmi olarak açıklanan istatistikler çoğunlukla bu gerçekliği değil, hesaplama biçimini esas alır. Hele algı yönetimini sayısal verilerle sürdürmeye çalışan bir siyasal iktidar için yöntem değişikliği zaman zaman bir hayat öpücüğü olabilir.
Türkiye İstatistik Kurumu, geçtiğimiz günlerde bir yöntem değişikliğine gitti. Uluslararası norm ve standartlar dikkate alınarak veri derleme araçları zenginleştirildi. Ancak aynı zamanda resmi olarak işsiz sayılanların kapsamı da daraltıldı.
önceki uygulamada, referans dönemi içinde “son üç ay” içerisinde iş arama kanallarından en az birini kullanmış ve iki hafta içinde işbaşı yapabilecek durumda olan kişiler “işsiz” olarak değerlendiriliriyordu. Yeni uygulamada ise yalnızca “son dört hafta” içerisinde iş arama kanallarından en az birini kullanan ve iki hafta içinde işbaşı yapabilecek durumda olan kişiler “işsiz” olarak ele alınıyor. Yani 1,5-2 ay önce iş başvurusu yapmış olan ve işe başlamaya hazır bir kişi işsiz kategorisi dışına çıkartıldı. Bunun sonuçları doğrudan verilere yansımış durumda. Yaklaşık 300 bin kişi bu yöntem değişikliği ile artık işsiz olarak kabul edilmiyor. Bu kişiler Ocak 2014 verilerinde işsiz kategorisindeydiler.
Böylelikle hem işsizlik oranı azaldı hem de işsiz sayısı. Ancak bu durum söz konusu insanlar için işsizlik gerçeğini değiştirmiş değil.
Bir de çaresizler var. çaresizlik nedeni ile yeterli bir gelir sağlamayan bir işte çalışmak zorunda kalan ya da düzgün bir iş bulana kadar günü birlik işlerde çalışanlar. Geliri düştükçe alternatif iş arayanlar. Daha ağır çalışma koşullarını kabul etmek zorunda kalanlar.
Bunları da büyük oranda eksik ve yetersiz istihdam edilenler başlığında görmek mümkün. Sayıları 1 milyon 281 bini buluyor.
Umutsuzluk ve diğer nedenlerle iş aramayan ancak işe başlamaya hazır olanların sayısı ise 2 milyon 491 bin kişi ile resmi işsizlere yetişmek üzere.
çaresizler, umutsuzlar ve resmi işsizlerin toplam sayısı 6 milyon 519 bine ulaşıyor. Geniş istihdam içindeki payı ise % 21,2. Burada büyük bir sorunun olduğu açık. Tabi görmek isteyene.
özetle Türkiye’de kendini işsiz olarak gören pek çok insan resmi olarak işsiz bile sayılmıyor.

Not: İstihdamda süreklilik durumu, kişinin geçici bir işte mi, yoksa kadrolu bir işte mi çalıştığını gösteren bir veri. Geçici çalışmanın yaygınlaştırılmasının amaç haline getirildiği bir dönemde TÜİK Hanehalkı İşgücü Veritabanı’ndan bu konuyla ilgili verinin çıkartılmasını anlamak mümkün değil. Bu verilerin takip edilmesi istenmediği için mi bu veri çıkartılmış diye düşünmeden edemiyor insan.
18. 06. 2014 – BİRGÜN