YİNE MADEN YİNE CİNAYET! AKP İŞÇİLERI ÖLDÜRMEYE DEVAM EDİYOR!

240


AKP iktidarının emeğin haklarına yönelik saldırıları işçilerin canını almaya devam ediyor. 12 yıllık iktidar döneminde işçi sağlığı ve güvenliğine ilişkin önlemleri ‘ilave maliyet’ olarak gören bu sömürü zihniyeti 14000 işçinin ölümüne sebep olmuştur.
Soma’da açıklanan resmi rakamlara göre 301 işçinin yaşamını yitirdiği tarihin en büyük işçi katliamlarından birisinin sorumlusunun hükümet, işveren ve sendika arasındaki karanlık ilişkiler olduğu kamuoyuna yansımıştır. Daha fazla kömür çıkarılması için 10 saat civarında çalıştırılan işçilerin çalışma şartlarına ilişkin hiçbir güvenlik önlemi alınmamıştır. Rödövans adı altında maden ocaklarını sermayeye peşkeş çeken AKP hükümeti, firmanın bu sömürü ağına göz yumarak hatta onay vererek ölümlerin birinci dereceden sorumlusudur.
Böylesine büyük bir katliamın üzerinden kısa bir süre geçmişken Şırnak’ta 3 Haziran günü yine bir maden faciası yaşanmıştır. Şırnak’ta yaşanan maden cinayetinde yaşamını kaybeden işçi İbrahim Sağnak’ın ailesine başsağlığı dilemek ve kömür çıkarılan maden bölgesinde incelemeler yapmak üzere KESK Genel Başkanı Lami özgen, MYK üyesi Baki çınar, ESM Genel Başkanı Mustafa Şenoğlu, SES Genel Başkanı Gönül Erden, Tüm Bel Sen Genel Başkanı ömer Salih Erol, Eğitim Sen MYK üyesi Mesut Fırat ve Diyarbakır, Şırnak ve Ş. urfa Şubelerimizin yöneticilerinden oluşan bir heyet olarak 11 Haziran günü bölgeye gittik. Maden çıkarılan bölgede şahit olduklarımız karşısında tam bir şok yaşadığımızı ifade etmeliyiz. 18. yüzyılın koşullarında yerin yüzlerce metre altından kömür çıkarılmaktadır. Bir kuyu deliğinden girilen ocaklarda işçiler el yordamıyla yapılan halatlarla yer altına inmekte, aynı halatlarla kömür yer altından çıkarılmaktadır. Ocakların havalandırmasına ilişkin hiçbir önlem ve tertibat bulunmamaktadır. (Ocaklara ilişkin fotolar açıklamanın ekinde yer almaktadır)
Bölgenin girişinde Şırnak İl özel İdaresi tarafından
‘İş Sağlığı ve İş Güvenliği önlemlerine ve Maden Mevzuatına uyulmadığından üretime kapatılmıştır’
tabelası asılmasına rağmen herkesin gözü önünde kömür çıkarılmaya devam edilmektedir. Kamu otoritesinin göz yumduğu bu durum yaşanan faciaların birinci nedenidir. Daha feci olanı ise, işçilerin ifade ettiklerine dayanarak bölgede üretimi yasakladığını söyleyen kamu otoritesine bağlı kurumların üretimden pay aldıkları ve çıkarılan kömürün TKİ’ye satıldığıdır.
Yaşamlarını sürdürebilmek için başka çareleri olmadığı için bu kuyulara inen işçilerin hayatına dair hiçbir önlemi almayan kamu otoritesi ve siyasi iktidar işçilerin emeklerini sömürmeye ve doğrudan ölüme göndermeye devam etmektedir.
Söz konusu maden sahasına ilişkin Maden İşleri Genel Müdürlüğü uzmanlarınca hazırlanan raporlarda bölgede üretimin durdurulması gerektiği Şırnak Valiliğine ve TKİ’ye geciktirilerek bildirilmesine rağmen kağıt üzerinde ocakları kapatan Valilik üretimin devam etmesine göz yummaktadır. TKİ tarafından İl özel İdaresine rödövans usülüyle işletmesi verilen 25 hektarlık Şırnak kömür havzasının farklı yöntemlerle firmalara tahsis edildiği ifade edilmektedir. Bu firmalar tarafından Türkiye’de terk edilen ve büyük riskler içeren kuyu yöntemiyle kömür çıkarmaktadır. Tüm bu gelişmeler bizzat kamu otoritesinin gözü önünde yaşanmaktadır.
Heyetimiz bölgeden ayrıldıktan kısa bir süre sonra yeni bir göçük haberini aldık. Göçük altında kalan üç işçi arkadaşımız da maalesef ki hayatını kaybetti. Gözlemlerimize dayanarak ifade edebiliriz ki, bu şartlarda yapılan kömür çıkarma işinden dolayı işçilerin hayatta kalabilmesi bile mucizelere bağlıdır. Yukarıda ifade edilen bilgiler ışığında yaşananların tam bir cinayet olduğunu ifade edebiliriz.
Yaşanan bu cinayetlerin birinci dereceden sorumlusu alınan üretim yasağı kararına rağmen sahada üretimi engellemeyen Şırnak Valisidir. Yine İl özel İdaresi ve TKİ hem özel firmalarla yapılan anlaşmalar ve kömürün satın alınması nedeniyle bu cinayetleri teşvik etmiştir. Yine üretimi yapan firmalar işçilerin güvenliklerine ilişkin hiçbir önlemi almadığı için sorumludur. Söz konusu sorumlular hakkında derhal idari ve adli soruşturma başlatılmalıdır.
AKP iktidarı kamu kurumlarını ve işletmelerini özelleştirme ve rödövans adı altında sermayeye devretmekten vazgeçmeli, maden gibi riskli bir alanda üretimin kamu dışında yapılmamasını sağlayacak önlemleri derhal almalıdır.
İşçi sağlığı ve güvenliğine ilişkin uluslararası standartları sağlamayan hiçbir ocakta üretim yaptırılmamalıdır.
Kamu otoritesinin ocak işletmecileriyle girdiği karanlık ilişkiler açığa çıkarılmalı, kamunun ocaklarda etkin denetimini sağlayacak önlemler derhal alınmalıdır.
Maden işçilerinin sosyal ve ekonomik hakları insanca yaşayabilecek düzeye çıkarılmalı ve iş güvencesi sağlanmalıdır.
Yürütme Kurulu