KORKUT BORATAV: 2013’TE MİLLİ GELİR VE SORULAR (08. 04. 2014)

267

TÜİK 2013 milli gelir tahminlerini yayımladı. Ve bir çok soru, belirsizlik ve kuşku getirerek…
Resmi sonucu özetleyelim. 2013’te milli gelir yüzde 4,05 oranında büyümüş görünüyor.
önce bu bulguyu ana harcama öğelerine ayrıştıralım: özel tüketim, cari devlet harcamaları ve yatırımların toplamından oluşan iç talep bir yılda yüzde 6,39 oranında artmış görünüyor. Buna karşılık 2013’te mal ve hizmetlerden oluşan dış ticaret açığı büyümüş; bir önceki yıla göre milli geliri yüzde 2,34 oranında aşağıya çekmiştir. Zıt yönlü bu iki hareketin bileşkesi (toplamı) da milli gelirin büyüme hızını veriyor: Yüzde 4,05…
Bu noktada belirsizlikler başlıyor. Zira, iç talebin ana öğelerinden biri olan yatırımlar, sabit sermaye birikimi ve stok hareketlerinin toplamından oluşur. Birincisi gerçek, öbürü (büyük ölçüde) hayalîdir, zira TÜİK, milli gelir hesaplarındaki tüm hata ve noksanları stok hareketlerine yedirir. Hataları da içeren “yatırımlar” bir yılda yüzde 14,2; “gerçek” öğe olan sermaye birikimi ise sadece yüzde 4,3 oranında artmıştı.
Bu “temizleme” işlemini 2012’ye de taşısak ve son iki yılın milli gelir hesaplarının hata/noksan öğelerini (yani stok hareketlerini) “sıfır” kabul etsek, 2013’te milli gelirin büyüme hızı yüzde 2,46’ya inecektir. İki yıl arasında stokların eksiden artıya dönüşmesi büyüme hızını (yapay olarak) 1,6 puan yukarı çekmiştir.
Ne var ki , TÜİK milli geliri önce üretim, sonra da harcamalar yoluyla hesaplıyor. İki toplam arasındaki farkı da stok hareketlerine yediriyor. Bu nedenle, sözünü ettiğim “düzeltme”ye karşı, “esas olan üretim hesabıdır; gerisi teferruat” itirazı yapılabilir.
Ne var ki, üretim hesabında da (daha önce bu köşede öngördüğüm) ciddi boyutlu bir abartma belirtisi çıkıyor. Sektörlerin katma değer toplamlarından elde edilen milli gelirin öncü göstergelerinden biri gayri safi sanayi üretimidir. TÜİK 2013’te sanayi üretiminin yüzde 3,05 oranında artmış olduğunu daha önce belirlemişti. 2005-2012 arasında sanayi üretiminin ve milli gelirin aynı doğrultuda (artarak ve azalarak) hareket ettiği her yıl, milli gelir sanayiyi “geriden” izlemiştir. Hesaplanan esnekliklerin ortalamasına itibar edersek, 2013’teki sanayi üretimi ile tutarlı milli gelir hesabı bize yüzde 2. 4 civarında (yani yukarıdaki “düzeltme” ile tutarlı) bir büyüme hızı verecektir.
***
2013’te büyüme hızını belirleyen etkenlerin başında dış kaynak hareketleri geliyor. Geçen yıl bu bakımdan çalkantılı geçti. Yabancı sermaye girişleri yedi ay boyunca coştu; beş ay daraldı. Toplam (yerli/yabancı/kayıt dışı) sermaye hareketlerinin on iki aylık bilançosu yüzde 8’lik bir artıştır. Bu ılımlı katkı, 2012’de başlayan durgunlaşmayı 2013’e taşıdı ve resmi olarak yüzde 4’lük, önerdiğim düzeltmeleri kabul edersek yüzde 3’ün altında bir büyüme ile sonuçlandı.
Yabancı sermaye hareketleri açısından 2014 görüntüsü nasıl? AKP’nin “liberal” muhalifleri, uluslararası sermayenin “belirleyici”, en azından “hizaya getirici” rolüne, katkılarına fazlaca umut bağlıyorlar. 25 Mart’ta Başbakan’ı sarsması beklenen ses kayıtları yerine Dışişleri, MİT ve Genelkurmay’ın Suriye komploları yayımlanınca, yabancı sıcak paranın coşku içinde Türkiye’ye akması ve borsa, döviz, faiz göstergelerinin hızla düzelmesi bu beklentilerin kof olduğunu gösterdi.
27 Mart tarihli Financial Times’tan aktarıyorum: “Geçen yılın büyük bölümünde Türkiye’den uzak duran yabancı yatırımcılar, Erdoğan’ın hükümet üzerindeki kontrolünün zedelenmeyeceğini görüyorlar ve artık dönmeyi göze alıyorlar. Standart Bank’tan Ash, ‘burunlarını tıkayarak Türkiye’ye balıklama dalacaklar’ diyor. UBS’den Narain’e göre, politikaların sürekliliğine güvenerek pozisyon alıyorlar. JB Morgan’dan bir iktisatçı ise, AKP’nin yüzde 40-45 arasında oy almasının ‘piyasa-dostu bir sonuç’ olacağını söylüyor. “
Finans kapital, emperyalizmin baş oyuncusudur; parazit, bezirgân nitelikleri; günümüzü moda terimi ile, “risk iştahı” belirleyicidir. Bu aktörden demokratikleşmeye katkı beklemek, şaşkınlıktır.
2013 milli gelir verileri, on bir yıllık AKP iktidarının ekonomik bir bilançosunu çıkarmamızı da kolaylaştırıyor. önümüzdeki haftalarda bu konuya girmek istiyorum.
08. 04. 2014 – SOL