YALÇIN DOĞAN: İŞTE ŞİMDİ BATI’DAN KOPTUK (08. 02. 2014)

264

TİB yeni MİT oluyor. Telekomüni-kasyon İletişim Başkanlığı (TİB) istihbarat örgütü gibi.
Bırakın demokratik, demokrasi dışı hiçbir ülkede benzeri yok. TİB’in başına MİT’ten biri atanıyor. İnternet yasası yargı kararı olmadan, sansürü taş gibi ülkenin ortasına dikiyor.
Adına
“hukuk devleti”
deniyor. TİB yasama, yargı, yürütme yetkilerini eline alıyor. Sınırları belirsiz düzenleme ve idari yaptırım yetkisi ile birlikte. Anayasa ve insan hakları fena halde sakatlanıyor.
Atom çağı
yerini günümüzde
iletişim çağına
bırakıyor. Türkiye iletişime getirdiği yasaklarla iletişim çağına veda ediyor. Twitter, Facebook, YouTube gibi çağın en önemli iletişim araçları artık TİB kıskacında.
TORBA YASAAdına
“Torba Yasa”
deniyor. Birbiriyle ilgisi olmayan
kırk iki ayrı yasa
bir aydan kısa sürede hiç kimseye danışmadan, kendin pişir kendin ye, Meclis’ten geçiyor. 2004 yılında bu iktidar getirdiği yönetmelikle her tasarıyı sivil toplumla görüşerek hazırlayacağına, torba yasa tipi işlere yüz vermeyeceğine ilişkin hepimize söz veriyor. Ne gezer, son torba kim bilir kaçıncısı, ne ararsan var.
DEMOKRATİKLEŞMEAdına
“demokrasi paketi”
deniyor. Demokrasiye aykırı ne varsa pakette var.
özel Yetkili Mahkemeler
kalkıyor, ama
yetkileri ağır ceza mahkemelerine
devrediliyor.
Adına
“yolsuzlukla mücadele”
deniyor. Bu paketle birlikte, rüşvet ve yolsuzluğa adı karışanlar korunuyor. Mal varlığına konulan tedbirler
yeniden mahkemelere gidiyor ve oybirliği
aranıyor.
Adına “demokratikleşme” deniyor, el çektirilen ya da başka yerlere atanan kamu görevlilerinin hakkı alınıyor, Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararı zorlaştırılıyor.
DüNYA BASINIAmerikan, İngiliz, Alman basınına bakıyorum.
12 Eylül askeri darbe döneminde, demokrasi açısından görmediğim eleştirilerle dolu dünya basını.
Haber, karikatür, yorumlar arasında iç ve dış politikada
Erdoğan
‘ı tutan tek bir yazıyı ara ki bulasın. Oradaki iktidarların Türkiye’ye bakışı yansıyor.
Yolsuzluk, hukukun çiğnenmesi, skandallar, basına sansür, şirketlere baskı, TIR’lar, Suriye, dört bir yana savrulan polis müdürleri, yargıçlar, savcılar ve nihayet internet derken, hepsi birden
Batı’dan koptuğumuzun resmi.
Otoriter, hukuku çoktan unutan bir Ortadoğu ülkesi.
Veto ve beklentiCUMHURBAŞKANI Gül‘ün siyasal beklentisi varsa, bu beklenti yeniden Cumhurbaşkanı seçilmek üzerine kurulu ise, rakip
Tayyip Erdoğan
ise, Erdoğan
demokrasiye Cumhuriyet tarihinin görmediği onlarca tırpanı gözünü kırpmadan atıyorsa,
demokrasiye inandığını kanıtlamak için Gül‘ün önünde muhteşem bir fırsat var: Hukuku yine tanımayan internet yasasını veto etmek.
Görüştüğü kişilere Gül renk vermiyor. Bugüne kadar, toplumu pek de ilgilendirmeyen, tek tük itirazları dışında, önüne gelen yasa, kararname, atama, artık ne ise,
hepsine şakır şakır imzayı basıyor.
Ortada iki yıl önce
“internet özgürlüğünü”

savunan kendisine ait tweet var. Dış gezilerde, gelen konuklarla görüşmeleri sonrasında, törenlerdeki konuşmalarında “demokrasi” vurgusunda bulunuyor. Neden veto etsin? İki nedenle. Söylediklerinin arkasında durmak ve
yeniden seçilme beklentisinde demokratik görüntü vermek.
Veto zayıf olasılık, etsin de biz yanılalım.
08. 02. 2014 – HÜRRİYET