MUSTAFA SÖNMEZ: 2013?TEN 2014?E; KOŞAR ADIM KRİZE… (31.12.2013)

266

kckhtmlbykrnkckheadbykrnkcktitlebykkck/titlebykrnkck/headbykrnkckbodybykrnkckh1bykrnkckspan style=ctfont-size:14px;ctbykGeride bıraktığımız yılın nasıl bir yıl olduğunu anlamak için, en veciz saptamalardan birini, Doğuş’un patronu Ferit Şahenk, yılbaşı mesajında kullanmış. ‘AKP Rejimi’nde hızla yükselen ve Haziran 2011′de NTV’yi, medya grubunu iyice mutlak iktidar destekçisi bir çizgiye çeken Şahenk şöyle diyor: “Bazı yıllar vardır; bir dönemi kapatıp, yeni bir döneme geçişe sebebiyet verirler… ‘Ben yapıyorum, anlaşılsın’ devri kapandı”. Bunu Şahenk de anladığına göre, geriye “Nereye” sorusunu sormak kalıyor. Bir devir, 2013 ile kapanıyor da, 2014 nereye açılıyor?kck/spanbykkck/h1bykrn

KÖTÜ MİRAS

Ne yazık ki, bir devirden geriye iyi bir miras kalmıyor, hatta bir sorun yumağı, bir enkaz kalıyor. Siyaseten kutuplaşmış, birbirine tahammül edemeyen yığınlar kalıyor. Neresinden tutsan elinde kalacak vizyonsuz, ağır kamburları olan bir ekonomik enkaz kalıyor. Dış imaj olarak 2013’te maskesi düşmüş, bir despotun, tek adamlığa gözü kara yürürken halkı Haziran’da ayaklanmaya götürdüğü, ardından iş ortağı Cemaat ile kıyasıya kapıştığı bir Türkiye imajı var şimdi dünya için…

Son kapışmanın ‘sulh’ ile yeni yıla girmesi pek olası değil. Taraflar birbirlerine kıyasıya saldırırken; içeride ve dışarıda nefesler kesilmiş, bu bilek güreşi izleniyor. Cemaat’in, kadim ortağına tam da yumuşak karnından darbeleri indirdiği, ‘Yolsuzluk ve Rüşvet’ iddiaları sayesinde epeyi hazırlıklı bir soruşturmayla perdeyi açtığı söylenebilir. Ancak, sonraki perdelerde bu ‘dibi birbirinden kara’ tencerelerin nereye yuvarlanacakları merak konusu.

Yargı ve Emniyet’in üst kademelerinde kadrolaşan Cemaat’in, bu sayede RTE ve yakın çevresi ile ilgili epeyi bilgi topladığı ve servis ettikleri bu bilgiyle hatırı sayılır biçimde hasımlarını yıprattıkları söylenebilir. İç kamuoyunda, ‘kemik’ AKP’liler dışında, AKP seçmeninde ciddi kafa karışıklığına yol açan bu hamlelere; RTE ancak ‘Yargı’yı zapturapt altına alma ve Emniyet kadrolarını dağıtmaya çalışarak karşılık vermeye çabalıyor. Ancak bu çabalar, özellikle dış kamuoyunda sert tepkiler görüyor. ABD’de, AB yönetiminde, uluslararası medyada RTE ve çevresi için oluşan imaj; hukuk dışılık, “yargı bağımsızlığını ihlal eden tek adam” biçiminde…

TABANA HİTAP

RTE, bu dış algıyı umursamaz görünüyor; hatta Gezi’den sonra ikinci bir komploya maruz kaldığını, Cemaat-CHP-ABD üçlüsünden oluşan bir komplo koalisyonunun saldırısı altında olduğundan dem vuruyor. RTE, bu ‘mağduriyet’ üstünden tabanını konsolide etmenin peşinde, yeniden. Bu söylem, içeride belki bir yere kadar iş yapabilir; nitekim Etyen Mahçupyan (Zaman, 29 Aralık) gibiler bu söylemin iş yapacağını ve kimsenin erken sevinmemesini ifade etmektedirler. İçeride, Cemaat medyasının yanında demokrasi mücadelesinde muhalif sol medya, sosyal medya ve belli ölçülerde ana akım medyanın bir kısmı, AKP yolsuzluklarını halka duyurmada yan yana düştü. CHP, ABD seyahatinin ardından daha bir gayrete gelmiş gibi görünüyor. Ancak, AKP’nin 2014’te özellikle dış algıdan, dış ekonomik ilişkilerden büyük zarar göreceğe, ağır darbeleri dış şoklardan alacağa benziyor.
 
DIŞ ALGI, ŞOK

Türkiye, eskinin Türkiye’si değil. Milli gelirinin yarısı kadar ithalat yapıyor, milli gelirinin yarısına yakın borçlanmış, dış kredi kullanmış durumda. 800 milyar dolara yaklaşan milli geliriyle, 17. büyük pazar. Orta Doğu’daki jeopolitiği malum. Dolayısıyla, ne ABD’nin ne AB’nin sırtını döneceği bir ülke. Dışarıdan şu an; RTE Yönetimi, yargıyı engelleyen, yolsuzluk ve rüşvetlerin açığa çıkmasını önlemeye çalışan bir yönetim gibi görünüyor. Gezi Direnişi ile başlayan yeni algı, yolsuzluklarla pekişiyor ve RTE’nin kredisi hızla azalıyor. Bunun en kestirme etkisini Türkiye döviz kurunda yaşıyor.


style=ctborder- 0px; border-style: solid; : 143px; 300px;ct /byk
 
2012; 1,80 TL ‘$ / TL’ aylık ortalama ile kapanırken, 2013’ün Orta Vadeli Program’daki örtülü hedefine göre yılın ortalaması 1,86 TL olacaktı. Ama öyle olmadı, yılın aylık ortalaması 1,91 TL’yi buldu. Aralık sonu, 2,15 TL’ye yaklaşan bir dolar kuru ile tamamlandı. 2014 için öngörülen dolar kuru ise; 1,98 TL’den ibaret!..

YANGINA BÜTÇE

Bu, evdekine uymayan bir çarşı hesabı… Hele ki, Amerikan Merkez Bankası’nın (FED) tahvil alımlarında azaltmaya gittiği bir ortamda, Türkiye önümüzdeki 12 ayda yaklaşık 200 milyar dolarlık dış borç ödemek durumundaysa… Bu kaynağın karşılanma ihtiyacı, piyasalarda önceki yılların oldukça üzerinde bir dalgalanmaya yol açacak. Şimdiden yaşanan kur şoku; büyümenin yerini küçülmeye bıraktığı, enflasyonun ve beraberinde borçlanma maliyetlerinin hızla yükseldiği bir yıla işaret ediyor. Önümüzdeki 12 ayda 200 milyar dolara yakın borç ödemesi, yükselen kur üzerinden yapılacak ve şirketler çok büyük kambiyo zararı yaşayınca küçülmeye, o da yoğun işten çıkarmalara yol açacak; bankalar alacak tahsilinde zorlanacak, işten çıkarılanlar tüketici kredi borçlarını ödemede zorlanacak, iç talep hızla daralacak.

Bütün bu koşar adım krize sürüklenişe karşı iktidarın elindeki tek silah, bütçe. Ama onun da suyu bu yangına pek yetmeyebilir. Her zorluğa karşın; herkese mücadele azmi, cesaret ve Gezi Ruhu’nun yükseldiği bir yıl diliyorum.
 31.12.2013 – YURT