FEHİM TAŞTEKİN: MEDET YA KOMPLO! (23.12.2013)

257

Yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun ‘kendisine Asya’dan Afrika’ya, Ortadoğu’dan Latin Amerika’ya etkinlik alanı açıp Osmanlı’dan beri ilk kez sınırlarını aşan Türkiye’ye karşı bir komplo’ olduğuna dair hummalı bir savunmadır gidiyor. Bunun dayanağı, işin içinde Halkbank Genel Müdürü’nün olması. Sanırsınız çok başarılı bir dış politika var da çokuluslu güçler çelme takıyor. Bir kere Türkiye’nin ilk kez kendi sınırlarını aştığı savı safi propaganda. Sınır aşan misyonları sabık hükümetler de üstlenmişti. AKP’nin ‘aktif dış politika’ söyleminin pupa yelken olduğu günlerde şimdi başkomplocu ilan edilen ABD yönetiminin gözünde Türkiye ortaklıktan model ortaklığa terfi etmişti. Bush yönetimi BOP’ta, Obama yönetimi ‘Arap Baharı’ sürecinde Türkiye’ye genişçe kredi açmıştı. Düne kadar iktidar çevreleri “Obama ile en fazla konuşan lider Erdoğan” diye böbürlenmiyor muydu’ Ne oldu da Türkiye gözden düştü’ İşte burada komplolara sarmak yerine bir muhasebe yapılmalı! Türkiye’nin kredisini bitiren faktörler tartışılmalı; maceracılık, aşırı hevesler, altyapı olmadan açılma hırsı, büyüklük hastalığı, kendi iç sorunlarını çözmeden komşunun benzer sorununa uzanma alışkanlığı, müdahalecilik, mezhepçilik ve bunların kaçınılmaz sonucu olan dışlanmışlık konuşulmalı. ‘Değerli yalnızlık’ safsatasına girmeden “Nerede hata yaptık” diye sorulmalı.

Dışarda güven kaybı
En temel sorun iş yapma ve konuşma tarzından kaynaklanan güven kaybı. Ufak bir dış gezintiyle ne demek istediğimi anlatayım:
– Önce Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nu Irak’a gönderip Başbakan Nuri el Maliki’ye “Sizinle koordinasyonsuz iş yapmayacağız” diye güvence vereceksin, ardından Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani ile petrol-doğalgaz arama ve üretimi, üretilen petrolün boru hattıyla Kerkük-Yumurtalık hattına eklenmesi, üretilecek doğalgazı Türkiye’ye taşıyacak yeni bir boru hattını öngören 6 anlaşma imzalayacaksın. Sonra aldatıldığını düşünen Maliki hava sahasını özel uçuşlara kapatınca bunu Irak liderinin patavatsızlığına vereceksin!

– Çin’den füze savunma sistemi alacağım deyip, NATO’dan tepki gelince bunu fiyat kırdırmak ve teklifi değiştirmek için koza dönüştüreceksin!

– Suriye’de “Bu iş 3 ayda biter” diyerek gerçekten kopuk projeksiyonlarla uluslararası topluma gaz vereceksin ama iç savaş uzadıkça ortakları ihanetle suçlayacaksın. Suriye’nin Dostları Grubu’nun öncüsüyken tutmayan hesaplar yüzünden giderek ağırlığını yitireceksin, Suriye Ulusal Koalisyonu’nda ipleri Suud’a kaptıracaksın! Rejim devirme oyunuyla karargâh sağladığın ‘Özgür Suriye Ordusu’nun eriyip gitmesine paralel olarak Kaide, Türkiye’nin dibinde emirlikler kurarken vekâlet savaşında Suud ve Katar’ın beslediği Selefilere sarılacaksın! Batı önce Kaide tehdidi ile frene basıp ardından ÖSO’yu bitiren İslami Cephe yüzünden yardımları askıya alırken sınırlarını silah ve militan geçişine açık tutmaya devam edeceksin! Türkiye radikal grupları besliyor eleştirileri ayyuka çıkmışken birtakım insanlar silahlar ve kimyasal maddelerle yakayı ele verecek ama doğru düzgün kovuşturma yapmayacaksın! Suriye’ye giden silahlar BM ve TÜİK raporlarına girecek ama “Spor amaçlı” diye savunma yapacaksın.
 – Bölgede ‘MİT’in Suriye şubesi’ esprisiyle anılan Kuzey Fırtınası’nın elindeki Lübnanlı rehinelerin bırakılması için ağırlığını, rehinelerin tutulduğu Azez’in Kaide’nin eline geçme tehlikesi belirinceye kadar koymayacaksın! Sonra Türkler için Lübnan tehlike ülke haline gelince sızlanacaksın!
Obama’nın kredileri
– Yine Obama kendi kişisel kredisini ortaya koyup Kudüs’te İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’ya özel telefonundan Erdoğan’ı arattırıp özür dilettirecek ve özrü kabul ettiğini açıklayacaksın ama ilişkilerin normalleşmesine yönelik diğer adımları atmayacaksın. Sonra bunu onurlu duruş diye pazarlayacaksın! Onurlu bir duruş, ta başından başka türlü bir tavrı gerektirirdi. – Gezi olaylarında dış bağlantı arayıp “Occupy eylemlerinde de 17 kişi öldü” diye gerçek dışı açıklamalar yapacaksın ama ABD bunu not etmeyecek!
– Obama’nın Mısır’da İhvan’a tanıdığı krediyi unutup ABD’yi darbecilere destekle suçlayacaksın! Ve sonunda kendi elçini de kovdurtturacaksın!
 – 2005’te imzaladığın Gümrük Birliği Ek Protokolü’nün gereği olarak limanları Rumlara açmayacaksın, müzakere süreci tıkanınca suçu AB’ye yıkıp iki de bir “AB olmazsa Şanghay altılısına girerim” diye şantaj yapacaksın!
– Yine Ermenistan’la ilişkilerin normalleşmesine yönelik protokollerin onayı için sonradan Karabağ şartı koşacak, yine suçu Erivan’a atacaksın!
 Bu örnekler daha da uzatılabilir.
Bu bir Halkbank operasyonuysa ABD, bunu İran’la diyaloğa geçtikten sonra neden yapsın’ ABD rahatsız olsa da Halkbank’ı yaptırım listesine almamıştı. İran 34 yıldır ambargoların arkasından dolanmak ve petrolün parasını tahsil edebilmek için binbir yola başvuruyor. Savcılıktaki iddialar doğruysa dış ticaret açığını kapatma oyunları ve rüşvet çarkıyla İran’ı feci bir şekilde ifşa etmek de Türkiye’ye nasip oldu! Komplo varsa bunu deşifre etmenin yolu soruşturmayı örtbas değil derinleştirmekten geçer. Önce para dolu pabuç kutularının sırrına erelim, sonra komploya sıra gelsin.

23.12.2013 – RADİKAL