AZİZ ÇELİK: UZUN SOLUKLU YATAĞAN DİRENİŞİ (19.12.2013)

220

Türkiye’nin en uzun soluklu işçi direnişi Yatağan’da devam ediyor. Muğla’daki Kemerköy ve Yeniköy termik santralleri ile maden ocaklarının özelleştirme ilanının Resmi Gazete’de yayımlanmasının ardından, Türkiye Maden-İş ve Tes-İş üyesi maden ve enerji işçilerinin özelleştirmeye karşı başlattıkları direniş sürüyor. Daha önce çeşitli defalar özelleştirme çalışmalarını engelleyen Yatağan maden ve enerji işçileri Yatağan termik santralı önünde kurdukları direniş çadırında 16 Eylül 2013’ten bu yana direniyor.

Ülkemizde özelleştirme konusunda en uzun soluklu eylem zinciri Yatağan’da yaşandı. Yatağan ilçesinde kömür işletmesi ve termik santralın özelleştirilmesi girişimine karşı 1990’ların ikinci yarısında başlayan ve günümüze kadar çeşitli eylem biçimleriyle süren direniş silsilesi, uzun soluklu özelleştirme karşıtı eylemlerden biridir. Yatağan işçileri 2000 yılında özelleştirme kararını direnerek iptal ettirmişlerdi. İşçiler daha önce de ihaleye katılacak şirket yetkililerin santrala girmesini engellemişlerdi. Yatağan direnişleri halkın desteğini alan, yerel toplumsal duyarlılığın sağlandığı eylemler dizisi oldu.

Santraller ve maden ocakları yörenin turizm dışındaki en önemli iş ve gelir kapısı. O kadar ki, yıllarca filtre takılmadığı için yöre halkının zehir solumasına yol açan santrallerin kapatılmasına yöre halkı bu nedenle itiraz etmişti. Şimdi filtreler takıldı, zehir soluma dönemi bitti. Yıllarca santralın cefasını yöre halkı çekti, şimdi özelleştirilirse sefasını özel sektör sürecek. İşçiler, yakınları ve yöre halkı bu bilinçle özelleştirmeye karşı direniyor.

Direnişi çeşitli eylem biçimleriyle sürdüren işçiler Ankara’ya yürüdü. 7 Ekim’de Milas’tan yürüyüşe başlayan Yatağan işçileri 10 Ekim’de Ankara’ya ulaştı. İşçiler Meclis önünde bir protesto eylemi gerçekleştirdi. Direnişçi işçiler bütün engellere rağmen AKP il ve ilçe binalarına yürüdüler. İşçiler son olarak dönüşümlü açlık grevi yapıyor. Yatağan işçileri 29 Aralık’ta Milas’ta büyük bir protesto mitingine hazırlanıyor. Tes-İş ve Türkiye Maden-İş şubeleri ortak hareket ediyor. Sendikal dayanışmanın güzel bir örneğini veriyorlar.

Başbakan Erdoğan’ın Muğla ziyareti sırasında direnen işçilerin sesinin duyulmasını engellemek amacıyla Muğla Valisi, adeta sıkıyönetim ilan etmiş ve toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını askıya almıştı. Buna rağmen işçilerin tepkisi sonuç vermiş ve sendikacılar Başbakan Erdoğan ile görüşmüştü. Başbakan işletmelerin zarar ettiğini söyledi. Sendikanın verdiği bilgilere göre zarar bir yana işletmeler kar ediyor. Başbakan Erdoğan özelleştirme politikasını sürdüreceklerini söylemiş, ihaleyi ancak teknik-hukuksal bir eksiklik durumunda iptal edebileceklerini söylemiş.

Sendikaların ve işçilerin özelleştirmeye itiraz etmeleri sadece işçilerin hakları ile sınırlı değil, enerji üretiminin giderek daha büyük bir bölümünün özel sektörün eline geçmesinin ve kamu payının küçülmesinin yaratacağı sıkıntılara dikkat çekiyorlar. Özel sektörün satış koşullarını ve fiyatı beğenmemesi durumunda enerji üretiminde oluşacak düşüşlere dikkat çekiyorlar. Yöredeki açık maden ocağı işletmeleri arkeolojik açıdan da önemli eserlerin gün ışığına çıkmasına sebep olmuş. Özelleştirme sonrası kazılarda bu özenin gösterilmeyeceği kuşkusu da itirazlar içinde önemli bir yer tutuyor.

Ve elbette en önemli itiraz noktası, özeleştirme yoluyla şimdiye kadar olduğu gibi kamu kaynaklarının özel sektöre peşkeş çekilmesi ve işçilerin yaşayacağı sorunlar. Kömür sahaları ve termik santrallerde şu anda 3000 civarında işçi çalışıyor. Özelleştirmeden sonra, gerek bu işçi sayısının azaltılması, gerekse işçilerin mevcut haklarını kaybetmeleri işten bile değil.

Yatağan işçisi özelleştirmeye direnmekte kararlı. “Her yer Yatağan, her yer direniş” sloganıyla hem kendi dirençlerini hem de dayanışma beklentilerini ortaya koyuyor. Bu sese ses katmak gerek.

19.12.2013 – BİRGÜN