ASLI AYDIN: AYVAZ KASAP HEP BİR HESAP! (19.12.2013)

223

Borsa en düşük noktalarından birine çakıldı, Dünya Bankası Türkiye için 2014 yılı büyüme tahminini yüzde 4,5’tan yüzde 3,5’a indirdi. Tarih 17 Aralık…

AKP-Cemaat arasında uzunca bir süredir devam eden çatışmada cemaatin AKP’yi geriletme hamlesi bu kez çok sert oldu. Öncelikle atış yaptığı hedeflerden biri çok kritikti. AKP’nin bugüne kadar inşa ettiği rejiminin dayanaklarından birine, ekonominin tekerine çomak sokuldu. Dün yapılan operasyonla birlikte AKP’nin en yağlı işleri havada, en yağlı iş ortakları müdahalenin ucunda kaldı. Yolsuzluğun, hırsızlığın, tüm kirli işlerin görünür olmasından çekinenler ise bir anda borsadan parasını pulunu çekti, uluslararası kuruluşlar öngörülerini revize etti. Pislik ortalığa saçıldıkça yani, çamurun üzerine sıçramasından korkanlar ya tarafını netleştirdi, ya da ortalıktan kayboldu.

AKP-C ortaklığı bugüne kadar rejimini güçlendirmede ekonomiyi, ekonomiyi güçlendirmede de inşaat sektörünü öne çıkardı. Dış kaynağın gelmesiyle dönmeye başlayan çarklar doğrudan inşaat sektörüne taşındı, döndükçe çevresine para saçtı. Neden bu kadar önemliydi inşaat’ veya bugün cemaatin AKP’yi resmen yere yatırmak için yaptığı bu hamlede bir devlet bankası genel müdürü ve 3 bakan oğlunun yanında müteahhitlerin ne işi vardı’ Daha önce banka patronları, hatta daha da öncesinde sanayi patronlarını bilirdik de, bu müteahhitler nereden türedi de siyasi amaçlı bir operasyonun ilk uğradığı yer haline dönüştü’

Sermaye birikimini inşaat sektöründe yoğunlaştıran bu düzen, kuşkusuz kendi patronlarını yarattı. Ekonomik ilişkiler, rant, avanta ve vurgun ilişkisine dönüştü. İşte bu ilişkinin “kazan+kazan” ekseninde devamlılığını da TOKİ sağladı. Sanayiden inşaata doğru uzanan bu yolda sanayi arsaları (Paşabahçe gibi) AVM, otel yapımı için TOKİ aracılığıyla inşaat patronlarına devredildi, kamu arazileri hibe edildi, orman arazileri vasıfsızlaştırılarak inşaat alanının tahakkümüne açıldı.

Şimdi ortada öyle bir rant pazarı oluştu ki, iktidar içindeki paylaşım kavgasında cemaat AKP’ye “bu rantı sana yedirmem” diyor açıkça. Çünkü iki tarafta biliyor, iktidardan pay kapmanın en önemli adımı rant gücünü ele geçirmektir.

Bu gücü bugüne kadar AKP, TOKİ sayesinde epey genişletti. Mali yapısının güçlendirilmesi ve genişletilen yetkileriyle TOKİ, tam bir müteahhit devletin paravan ofisi gibi çalıştı. Bu ofis, yandaş patronlara veya yandaş olması istenen patronlara arazi buluyor, sonucu baştan belli ihalelerle bu patronları yüklenici yapıyor ve ucuz emek, kalitesiz malzeme ile yapılan ucuza yapılan konutlar satılınca da ortaya çıkan pay bir güzel paylaşılıyordu. Bunun ötesinde her yapılan AVM, metro veya yeni yol, köprü projeleri de çevresindeki arsaları TOKİ’nin yüksek değerden pazarlayacağı birer alan haline getiriyordu. Keza eğitime ve sağlığa yapılan toplam kamu sabit sermaye yatırımlarının ulaşıma yapılanların içte biri olmasının altında yatan neden de budur. Kısaca, yasa yolunu aç, kamu sabit sermaye yatırımlarıyla alanı cazip hale getir, TOKİ parsel parsel çevreyi müteahhitlere açsın. Bu sayede müteahhit-banka ortaklığından doğan Gayri Menkul Yatırım Ortakları borsada bayram yapsın, Araplar başta bu bayramı gören-duyan ülkeye aksın. Ayrıca inşaatın doğrudan çarklarını döndürdüğü demir-çelik, çimento, cam gibi birçok sırf “sana” üretim yapan sanayi çalışsın, ithalat tavan yapsın.

İşte böyle bir yağmaya “yok öyle yağma”! Öküz ölünce, ortaklık bozulunca bu yağmayı tek başına zor yedirirler adama!

Öyle veya böyle neticede ayvaz kasap hep bir hesap… Aynı kümesin horozları tepişir, tepiştikçe altlarındaki çamur ortaya çıkar. Ortaya çıktıkça da tüm pisliği süpürmek yetmez, horozları da kışlamak gerek…

‘19.12.2013 – BİRGÜN