SERKAN ÖNGEL: KAYIT DIŞI KAYIT ALTINA ALINIRKEN… (20.11.2013)

219

İletişim ve teknoloji alanında yaşanan hızlı gelişmeler, sistemin denetim fonksiyonlarını güçlendiriyor.  Kişisel deneyimlerimiz giderek daha fazla izlenebilir ve kayıt altına alınabilir hale geliyor. Kentin hangi noktasında ne vakit bulunduğumuzdan, kiminle ne konuştuğumuza, kişisel harcamalarımızdan, hastalıklarımıza ve yolculuklarımıza kadar kayıt altında. Her birimiz devletin elektronik belleğinde belli bir yer kaplıyoruz. Bu kayıtlar elbetteki sürekli izlenmiyor. İhtiyaç görüldüğünde ses ve yüz tanıma sistemleri, ilgili kurum bilgileri ile ele alınıyor.
Özel ya da kamu sağlık ve sosyal güvenlik kurumlarından, kamu düzeni ile ilgili kurumlara kadar bu bilgilerin taliplileri az değil.
Denetim mekanizması, sistemin güvenliğini ve piyasaların ihtiyaçlarını gözetiyor. Dolayısıyla sınıfsal bir karakter taşıyor.
Sistemi ya da siyasal iktidarı tehdit edecek bir durumun açığa çıkmasının önlenmesi temel meselelerden biri. Giderek artan eşitsizliklere ve sömürüye, doğal kaynaklarımıza, ortak yaşam alanlarımıza  zorla el konulmasına karşı oluşan tepkinin dozunun artarak bir alternatif yaratma ihtimali egemenlerin en büyük korkusu.
ŞİRKETLEŞEN DEVLET
Bir şirket ya da şirketlerin üst örgütü olarak örgütlenen yeni tip devletin toplumdan zorla elde ettiği kaynakları, temsil ettiği kesimler için etkin bir biçimde  kullanması açısından da bu kayıtlar son derece önemli.
Örneğin sağlık ve sosyal güvenlik sistemi bu ihtiyaç ekseninde yapılandırılmış durumda. 2008 yılında bütçedeki kara delik ilan edilen sosyal güvenlik sistemini kurtarmak için emeklilik yaşı 65 yaşa çıkartılmış, prim ödeme süresi uzatılmış, eş zamanlı olarak da işverenlere sigorta prim indirimi yapılmıştı. Söz konusu prim indirimi ile işverenlere 5 yılda 25 milyar TL’lik devasa bir kaynak kullandırılmış oldu. Sağlık ve sosyal güvenlik sistemi bu süreçte ticarileştirildi.
Özel sağlık ve sigorta şirketleri devlet tarafından büyük teşvik ve destekler aldı. Yine bu süreçte geçirdiğimiz hastalıklar kar amacı içerisinde risk unsuru olarak değerlendirilmeye ve fiyatlandırılmaya başlandı. Katılım payları sağlık sisteminin giderek daha fazla asli unsurlarından biri haline geldi.
  Bu dönemde Türkiye kayıtdışı ile mücadelede önemli adımlar attı. Sosyal güvenlik sistemi yeniden yapılandırılırken, kayıtdışı istihdam hızlı bir biçimde gerilemeye başladı. Son verilere göre kayıtdışı istihdamın toplam istihdamdaki oranı yüzde 40’ların altına düşmüş durumda. Bu düşüşün iki temel nedeni var. Birincisi İşverenler açısından kayıtdışı çalıştırmanın ayrıştırıcı bir avantaj olmaktan çıkmaya başlaması. Vergi ve prim indirimleri, bölgesel teşvikler vb. ile işverenler kayıtlı işçi çalıştırmanın maliyetlerinden büyük oranda kurtulmuş durumda. İkincisi  ise geçici ve kısmi süreli çalışma gibi esnek çalışma biçimleri ile işçilerin giderek daha fazla oranda prim maliyetlerini kendi net gelirlerinden üstlenmeye başlaması. Bu tip çalışma biçimlerinin işverenler tarafından giderek daha fazla istismar edilmesi.
KAYITDIŞI YASALLAŞIYOR
Kayıtlı istihdamın sistem açısından vergi ve prim geliri gibi iki önemli getirisi var. İşverenden yeterli vergi ve prim almaz, işçinin primini kendi gelirinden ödemesinin zeminini yaratırsanız kurduğunuz sistem kayıtdışının yasalaştırılmasından başka bir şey olmaz. İşverenden alınmayan vergiyi halka ödetir, primi işçinin net gelirinden tahsil eder, emeklilik yaşını yükseltir, emekli maaşlarını baskı altında tutmaya devam eder, kamu hizmetlerinin maliyetlerini de halkın üzerine yıkarsınız.
Ne diyorduk iletişim ve teknolojik gelişme ile sistemin denetim fonksiyonu gelişiyor. Ama sistem, uzun çalışma sürelerine, kanunsuz işten çıkartmalara, sendikal hakların gaspına, iş cinayetlerine, çocuk işçi çalıştırmaya, göçmen işçi sömürüsüne, meslek lisesi öğrencilerinin ucuz işgücü olarak kullanılmasına göz yummaya,  bunların besini olan taşeronlaşmada ısrara  devam ediyor. Anlaşılan buralarda da mobese kameraları bozuk.
Doğru ya, neyi kayıt altına alacaklarını bizden öğrenecek değiller. Türkiye’nin kayıt dışı ile mücadelesi hepimize hayırlı olsun.

‘20.11.2013 – BİRGÜN