666 SAYILI KHK?NIN İPTAL KARARININ RESMİ GAZETE?DE YAYIMLANMASINA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME?

248

Bilindiği üzere, 666 sayılı Kamu Görevlilerinin Mali Haklarının Düzenlenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname KESK’in ve bağlı Sendikalarının tüm eleştirilerine rağmen 02.11.2011 tarih ve Mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmişti.
 
666 sayılı KHK ile Kurumların Merkez ve Taşra Teşkilatı personeli arasında ücret ayrımcılığı arttırılmış, bazı kurumların Merkez personelinin ücret ve tazminatları 657 sayılı yasa kapsamından çıkarılarak farklı bir statü yaratılmıştı. Cumhurbaşkanı Genel Sekreterliği, TBMM Genel Sekreterliği, Türk Akreditasyon Kurumu Genel Sekreterliği gibi kurumların personelinin ücretleri belirlenen ayrı bir cetvelde ödenmesine karar verilmiş ve Eşit İşe Eşit Ücret ilkesi ihlal edilmişti.
 
İkramiye, Döner Sermaye Ödemesi, Vekalet Ücreti, Fazla Mesai gibi pek çok kalemde yapılan ödemeler kaldırılmış ve pek çok kamu emekçisinin toplamda elde ettiği ücretlerde ciddi azalmalara neden olunmuştu.
 
Kurumların Merkez Teşkilatlarında “uzman” kadroları oluşturularak yeni istihdam biçimi olarak benimsenmiş, merkez uzmanları ile taşra çalışanları arasında derin ücret farklılıkları yaratılmıştı.
 
Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı ve Başbakanın Yakın Koruma ve Makam Hizmetlerinde Görev Yapanlara İlave Ek Ödeme getirilerek emekçiler arasındaki eşitsizlik artırılmıştı.
 
Kısacası, 666 Sayılı KHK ile Kamu Emekçilerinin bir kısmının maaş ve ücretlerinde azami artış yapılmış, bazılarının maaş ve ücretlerinde ciddi artışlar oluşturulmuş, büyük bir emekçi kısmının ise aldığı reel ücretlerin azalmasına neden olunarak adaletsiz durum yaratılmıştı.
 
Ana muhalefet partisi tarafından 2011/139 esas numarası ile Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvuruyu değerlendiren Mahkeme söz konusu Kanun Hükmünde Kararnamenin (KHK) bazı hükümlerini anayasaya aykırılık ve 6223 sayılı Yetki Kanunu kapsamında olmadığı gerekçesiyle iptal etti ve karar 10.10.2013 tarihli resmi gazetede yayınlanmıştır. 
 
Karara göre, Anayasa Mahkemesi 666 Sayılı KHK ile 375 sayılı KHK’na eklenen Ek 12.Maddenin 1. ve j bendi hariç 2. fıkrası yani Kurum ve Kuruluşların kendi teşkilat kanunlarında belirlenen döner sermaye payı, ikramiye, ek ödeme, vekalet ücreti gibi ödemeleri düzenleyen maddelerini iptal eden maddenin iptaline karar verilmiş olup, bu düzenleme Resmi Gazetede yayımlandığı tarihte; iptal edilen düzenlemelerin önemli bir bölümü ise mahkeme kararının Resmi Gazetede yayımlandığı tarihten dokuz ay sonra yürürlüğe girecektir.
 
10.10.2013 tarih 28791 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan karara göre;
 
– 375 sayılı KHK’na eklenen Ek 12.Maddesi yani Kurum ve Kuruluşların kendi teşkilat kanunlarında belirlenen fazla mesai, döner sermaye payı, ikramiye, ek ödeme, vekalet ücreti gibi ödemeleri düzenleyen maddelerini iptal eden madde;
 
375 sayılı KHK’na eklenen Geçici 11.madde yani Fark Tazminatını düzenleyen madde;
 
– 375 sayılı KHK’na eklenen Geçici 15.madde yani bazı kurumların personeline 31.12.2012-31.12.2014 tarihine kadar fazla mesai ödemesini düzenleyen madde;
 
666 sayılı KHK ile getirilen Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği, Türk Akreditasyon Kurumu Genel Sekreterliği personeline ödenecek ücret ve tazminatlara ilişkin hükümler;
 
iptal edilmiştir.
 
Bu karar doğrultusunda Anayasa Mahkemesi Kararları geriye doğru yürümeyeceğinden ve Resmi Gazete’de yayımlandığı tarihten itibaren hüküm ifade edeceğinden dolayı kararın resmi gazetede yayımlandığı tarihe kadar yapılan ödemelere ilişkin herhangi bir işlem yapılamayacaktır.
 
 Anayasa Mahkemesinin Kararı Kamu Emekçilerini Nasıl Etkileyecek?  
 
Anayasa mahkemesi kararları kural olarak kararın verildiği tarihten önceki olaylara uygulanmaz. Yani meclisin yaptığı hukuk dışı bir uygulama olsa bile anayasa mahkemesi karar verinceye kadar bu düzenleme mevzuatımıza göre uygulanmak zorundadır. Bu durumu önlemeye ilişkin mekanizma yürürlüğün durdurulmasıdır. Lakin 666 sayılı KHK’nin iptaline ilişkin uyuşmazlık konusunda AYM adeta hakları gasp edecek noktada yürürlüğün durdurulması talebine ret kararı vermiş, böylelikle hukuk dışı 666 sayılı KHK nin bugüne kadar uygulanmasına sebebiyet vermiştir.
 
Hukuk sistemimizde iptal edilen yasa hükümleri yerine varsa önceki düzenlemelerin otomatik olarak yürürlüğe gireceği yönünde bir kural bulunmamaktadır. Bu nedenle de iptal edilen hükümlerin yürürlükten kalkması ile bir boşluk doğacak ise bu boşluğun Yasama organı tarafından iptal kararının gerekçesine uygun olarak yapılacak yeni bir yasa ile doldurulması gerekmektedir.
 
Anayasanın 153. Maddesine göre özellikle bir yasa boşluğunun doğmasını önlemek gereken durumlarda Anayasa Mahkemesinin iptal kararının yürürlüğünü bir yıla kadar ileri bir tarihe bırakması olanağı bulunmaktadır. Anayasa Mahkemesi 666 Sayılı KHK ile 375 sayılı KHK’na eklenen Ek 12.Madde dışında kalan maddeler için verdiği iptal kararının Resmi Gazete yayınlanmasından dokuz ay sonra yürürlüğe girmesini kararlaştırmıştır.
 
Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının hangi sonuçları doğuracağı, geçmişe ve geleceğe yönelik etki doğurup doğurmayacağı hukuk öğretisinde bütün yönleri ile tüketilmemiş önemli bir tartışma konusudur. Ancak bazı durumlara ilişkin uygulamanın nasıl yapılacağını gösteren istikrar kazanmış Danıştay ve Anayasa Mahkemesi kararları bulunduğu gibi ağırlık kazanmış öğreti görüşleri de bulunmaktadır.
 
Kural olarak Anayasa Mahkemesi tarafından Anayasaya aykırılığı nedeniyle iptal edilen yasa hükümlerinin baştan itibaren Anayasaya aykırı olduğu saptanmaktadır. Ancak iptal kararlarının, iptal edilen yasa kuralını çıkarılmasından itibaren bütün sonuçları ile ortadan kaldıracağı kabul edilmemiştir. Böylesi bir mutlak kabulün, kazanılmış hakları ve hukuki güvenliği ortadan kaldırıcı, toplumun adalet anlayışını zedeleyici sonuçlar doğuracağı düşünülmektedir. Geriye yürürlük gibi geriye yürümezlik ilkesi de mutlak olarak kabul görmüş değildir. Örneğin bir davranışın suç olmaktan çıkarılması gibi hallerde iptal kararının geriye yürümemesinin kimi sakıncalı sonuçları doğuracağı ve Anayasaya aykırı durumları ortaya çıkaracağı da bilinmektedir.
 
Danıştay tarafından verilen kimi kararlarda geriye yürümezliğin kazanılmış hakların saklı tutulması, hukuki kararlılığın, kamu düzeninin korunması amacıyla getirildiği ve mutlak olmadığı belirtilmektedir. Bu amaçla sınırlı olarak somut uygulama işlemlerinin gözden geçirileceği ve sonucuna göre bir karar verileceği benimsenmiştir.
 
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 2009 yılında verdiği bir karar, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen ancak yayınlanmasından bir yıl sonra yürürlüğe girmesine karar verilen bir yasa maddesinden kaynaklanan uyuşmazlığa ilişkindir. Bu kararında iptal kararı verilen ancak kararın henüz yürürlüğe girmediği dönemde, iptal edilen yasanın uygulamaya devam edilemeyeceği sonucuna varırken; kckembyk“..Anayasa’ya aykırılığı hükmen saptanmış olan bir yasa kuralının uygulanmasının hukuken korunması gibi bir sonuca neden olur ki bu durumun Anayasanın üstünlüğü ve Hukuk Devleti ilkesine aykırı düşeceğinin kabulü gerekir.k” saptamasını yapmıştır. Bu saptama ile Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının yürürlüğü ileri bir tarihi tarihe bırakılmış olsa bile iptal edilen hükme hayatiyet verilemeyeceği ve uygulamaya devam edilemeyeceği sonucuna varılmıştır.
 
Danıştay’ın yukarıda değinilen kararları, hukuk öğretisinde kabul gören düşünceler ve Anayasa Mahkemesinin kimi kararlarından hareketle somut durumun değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda iptal kararının yürürlüğü ileri tarihe bırakılan 666 sayılı KHK’nin iptal edilen  Maddelerindeki düzenlemelerin bu gün ve ileriye dönük olarak uygulanıp uygulanamayacağına yanıt vermek gerekmektedir.
 
Anayasa mahkemesi verdiği kararın uygulanma tarihini ikiye ayırmış; Ek 12.maddede düzenlenen fazla mesailerin uygulamasını derhal;  bunun dışındaki özlük haklarının uygulamasını ise 9 ay sonrasına bırakmıştır. 9 aylık sure; Türkiye uygulaması gerçekliğinde anayasa mahkemesince yasama organına süre tanıyarak bir nevi hak gaspının 9 aydan sonrada devam edeceğinin göstergesi olarak algılanmalıdır.
 
Özetleyecek olursak; Ek 12. madde açısından Anayasa Mahkemesi yeni bir düzenleme için süre vermediğinden Resmi Gazete’de yayımlandığı 10.10.2013 tarihinden itibaren iptal hükümleri geçerli olacaktır. Bu doğrultuda her ne kadar öğretide ve uygulamada bu konuda tartışmalar sürüyor olsa da; Kurumların kendi teşkilat kanunlarında belirlenen Ek Ödeme, İkramiye, Vekalet Ücreti, Döner Sermaye Ödemesi ve Fazla Mesai gibi ödemeler Resmi Gazete’nin yayımından itibaren 666 sayılı KHK’den önceki hükümlere göre uygulanması gerektiğini düşünüyoruz.
 
Yine diğer maddelere ilişkin iptal kararları açısından, Anayasa Mahkemesi tarafından kararın resmi gazetede yayımlandığı tarihten itibaren 9 ay içinde bir düzenlenme yapılması için süre verilmiş olsa da, Hükümet tarafından yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar 666 sayılı KHK’da yer alan hükümlerin Anayasaya ve yetki kanununa aykırılığı tespit edilmiş olduğundan kamu çalışanlarının daha fazla mağdur edilmelerinin önüne geçilmesi için 666 sayılı KHK’den önceki hükümlere göre uygulanması gerektiğini düşünüyoruz.
 
Ancak, Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının uygulanma şekli geriye yürümezlik ilkesine dayandığından, kurumları 666 sayılı KHK öncesi uygulamalarda olduğu gibi ödemeleri yapmaya zorlayacak hukuk sistemimizde bir mekanizma bulunmamaktadır.