YALÇIN DOĞAN: PAKETTE ÖZGÜRLÜKLERİ ARIYORUM (02.10.2013)

245

“Adil yargılama ihlali”, Anayasa Mahkemesi’ne sekiz buçuk ayda yapılan başvuruların yüzde yetmişi bu itiraza dayanıyor.

Sekiz buçuk ayda, Anayasa Mahkemesi’ne beş binden fazla başvuru var. Son anayasa değişikliği sonrasında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden önce Anayasa Mahkemesi’ne başvuruluyor. Beş binden fazla başvurunun dört bine yakını adil yargılamada ihlal bulunduğu inancında.  
Bu resmi bilgi, CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu‘nun sorusu üzerine Adalet Bakanı Sadullah Ergin‘in yanıtı.
Diğer başvurular çeşitli özgürlük kısıtlamaları ve yasa önünde eşitlik ilkesinin bozulmuş olduğuna ilişkin itirazları içeriyor.
Büyük çoğunluk adil yargılama olmadığı inancında ve bu kaygı toplumda en çok tartışılan konulardan biri, ancak “Demokratikleşme Paketi”nde yok. Demokrasi önce özgürlüklerin güvencesi ise, bu pakette adı bile geçmiyor.
UZUN TUTUKLULUK
Son yıllarda çeşitli davalarda binlerce kişi hüküm giymeden yıllarca tutuklu kalıyor. Uzun tutukluluk sürelerine Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Başbakan, Adalet Bakanı ve diğerleri her fırsatta karşı çıkıyor. Demokrasinin en ağır yaralarından biri uzun tutukluluk süresi.Kendileri de her zaman eleştirdikleri halde, pakette bu yönde hiçbir adım yok.Tam da böyle bir pakette yer alması gerektiği halde, toplumda kanayan yaraların başında geldiği halde, AKP bunları görmezden geliyor. Bu durumun mağdurlarına, ıstırap çeken yurttaşlara “Nasıl olsa benden değil” diye bakıyor.
2002’de hapishanelerde 56 bin kişi varken, bu rakam şimdi 135 bine çıkmış, ne gam. Tek başına bu rakam bile, uzun tutukluluk sürelerine ve adil yargılamaya itirazın ne kadar yerinde olduğunu gösteriyor.
Demokrasi önce ifade ve basın özgürlüğü ile toplantı ve gösteri yürüyüşlerindeki özgürlükten, temel hak ve özgürlüklerden geçiyor.Özgürlüklere uygulanan baskının kalkmasından bu pakette eser yok. Önceki gün ve dün yandaşların paketin ne kadar demokratik olduğuna ilişkin övgülerine şaşmamak mümkün değil.

CHP’ye dört kanal

SAYIYORUM, bir, iki, üç, dört, evet dört.
Tayyip Erdoğan‘ın açıkladığı “Demokrasi Paketi”ne CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu dün basın toplantısıyla yanıt veriyor. Basın toplantısını dün sadece dört kanal canlı yayınlıyor. Bir gün önce Erdoğan‘ın açıklamalarına on bir kanal, dün Kılıçdaroğlu‘na dört kanal.
1- Bu bile demokrasinin ne kadar geride olduğunun kanıtı.
2- Bu bile, medyanın nasıl baskı altına alındığının kanıtı.
Yetmiyor, önceki gün sabahtan gece yarılarına kadar açılan paket tartışılıyor.
Hızını alamayanlar, “Çok partili hayata geçtiğimiz 1950’den bu yana en demokratik paket” deyimini kullanıyor. Tarihe propaganda ustası olarak geçen Hitler‘in baş adamlarından Goebbels bile sınıfta kalır.

Arınç anında öğrenmiş

DEMOKRASI Paketi açıklaması sonrasında Bakanlar Kurulu toplanıyor. Açıklamanın üstünden dört-beş saat geçmiş, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç gazetecilerin karşısında:“Demokrasi Paketi tutmuştur, halkın yüzde 75’inin paketten memnun olduğu anlaşılmıştır”.
Bravo, dört-beş saat içinde halk paketi öğreniyor, iktidar nabız tutuyor ve her dört kişiden üçü paketi beğeniyor. Bu da propagandanın başka türlüsü.

02.10.2013 – HÜRRİYET