“Bu kaçıncı bahar?” diye bir şarkı vardır, aşktan meşkten söz eder…
Peki, “Bu kaçıncı sistem” derseniz ne olur?
Eğitim sistemi olur?
***
Televizyonda Bakan’ı dinlerken şöyle bir düşündük:
1940’larda ilkokula başladığımız yıllar, okul ve sınıfta siyah önlük giyerdik, hali vakti biraz
iyi olanların, Beykoz ayakkabısı vardı.
Ortaokul üç sınıf, lise de aynen üç…
Bunların değişeceği hiç aklımıza gelmezdi.
Haziranda 2 dersten bütünlemeye, ikmale kalır eylülde çoğu sözlü sınavlara girerdik.
Başarırsan, bir üst sınıfa geçilirdi, öyle tek ders, çift ders yoktu.
***
Eylülde bir üst sınıfa geçilirdi ya da borçlu kalınırdı…
Dedikodu gırtlak boyu:
“Falancanın oğlu ya da yeğeni tek dersten ya da iki dersten çaktı, ‘borçlu’ geçmek icat
edilmiş.”
Giderek bu borçlar çoğaldı, hatta Danıştay bile başarılı sınıf geçirtti.
***
Haaa, biz de sistemden acı bir ders aldık.
Ortaokulda biyolojiden “Eylül”e kaldık, eylülde de veremedik, sınıfta kaldık…
Kayıp üç yıl.
Sistem üç yılımızı alıp götürdü.
“Atmacanın kafa kesitini, renkli tebeşirlerle kara tahtaya çizememek” diye bir ödül kazandık, kayıp üç yıl…
***
Bundan sonrakileri artık saymıyoruz, sayamıyoruz, Almanya’dakiler sistem dışı.
Bayrağı iki oğlumuza teslim ettik, şimdi sıra torunlarda.
İlk hedefte “SU” var, arkada “LÂL” kulvara girmiş bekliyor,
Gazeteye baktık, manşet koca koca harflerle:
“Eğitimde reform”.
***
Biz yorulduk, çocuklara bıraktık; şimdi sıra torunlarda, onun için hiç ilgilenmedik, ilgilensen ne olacak?
En iyisi bir bilene sormalı…
Abbas Güçlü varken başka kime soracağız?
Bakın ne diyor:
“Sistemin uygulanabilirliği konusunda, haddinden fazla sorun çıkacak. Henüz uygulamaya geçmeden, yarından sonra, sistemde çok önemli değişiklikler olursa hiç şaşırmamak gerekir. Çünkü ayrıntılar yeterince düşünülmemiş!
Seçici olduğunu söylemek de yanıltıcı olur. Çünkü eşit koşullarda yarış olmayacak. Şişirilmiş not ve dershane, özel öğretmen dopingi alan öğrenciler hep bir adım önde olacak.
Yararları olmaz mı, elbette olur. Örneğin okulların başarı skalası bir şekilde ortaya çıkabilir. Ama getirisi götürüsünün yanında hiç kalır. Dünyada en kısa eğitim süresi bizdeydi. Şimdi bu süre yılda 4 gün sınavlara ayrılarak daha da kısalacak…
Özetin özeti: Kurbağayı ürkütmeye değdi mi? Kesinlikle hayır…”
Mehmet Barlas bilir…
Şarkıcı Necmi Rıza, Burhan Felek’e koşmuş:
“Abi, iki kurban kestim!..”
“Hayrola?”
“O dertten kurtuldum diye!..”
Necmi Rıza’nın “kurtuldum” dediği dert bir gönül macerası…
Rahmetli Burhan Felek gülmüş:
“Necmi, hayvanlıkları sen yapıyorsun, olanlar hayvancıklara oluyor!”
Bu da aynı hesap!
Ha kurban kesmişsin, ha kurbağaları…
07.09.2013 – MİLLİYET