Haziran İsyanı’nda iktidar sözcülerinin dilinden düşmeyen ve Tayyip Erdoğan’ı yemeye çalışmakla suçlanan “faiz lobisi” 18-19 Eylül’de İstanbul’da toplanıyor. “Küresel Finansın Liderleri buluşuyor” sloganıyla toplanan zirvenin ana teması “Sürdürülebilir Büyümenin Finansmanı.” 50’den fazla ülkeden temsilcilerin geleceği zirvenin katılımcıları arasında Almanya’dan Deutsche Bank, İngiltere’den HSBC ve ABD’den Merill Lynch gibi uluslararası devlerin yanı sıra, Malezya ve Körfez ülkelerinden finans sektörünün önde gelen temsilcileri yer alıyor. Tayyip Erdoğan’ın “faiz lobisi” olarak Gezi sürecinde vandalizmin yanında olmakla eleştirdiği Garanti Bankası ve İş Bankası da zirvenin katılımcıları arasında.
Tabii ki hükümet halk hareketine çamur atmak amacıyla “faiz lobisi” söylemine sıkça başvurduğu diye böylesi bir toplantıyı engellemesini beklemek söz konusu değil. Ancak durum bunun da ötesinde. Ekonomi Bakanlığı, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Merkez Bankası (TCMB) gibi devletin en üst düzey kurumları da katılımcılar arasında. Bu sene dördüncüsü düzenlenen zirvede Bakanların da gelip konuşma yapacağı duyuruluyor. Başbakan Yardımcısı ve Ekonomi Bakanı’nın yanı sıra Başbakan Başdanışmanı Erol, TCMB Başkanı, Hazine Müsteşarı, Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı toplantıya katılacak “devletli” isimlerden sadece bazıları. İktidarın resmi yayın organı haline gelen Anadolu Ajansı Zirve’nin resmi iletişim ajansı görevini üstlenirken, uluslararası medya partneri ise bir başka dış mihrak “CNBC”.
Yani özetle birbirlerine düşmüş gibi görünen kesimler, beraber tartışacaklar, küresel ekonomik krizin sarsıntıları yeniden şiddetlenirken “çareler” arayacaklar. “Sürdürülebilir büyüme” için kentlerin yağmasının, işçilerin kölece çalıştırılmasının, doğanın talanının önündeki engelleri kaldırmanın öneminden bahsedecekler. Finansal balonlarının ancak bu şekilde şişirilebileceğini süslü, teknik ifadelerle sonuç metnine yazacaklar. Başbakanın milyonlar önünde attığı hamasi nutuklar sürerken, iktidar ve “faiz lobisi” bir günlüğüne 600 dolar verilerek izlenebilen toplantılarda “gerçekleri” konuşacak.
Dünyanın en büyük beş zirvesi arasında olması hedeflenen bu kadar iddialı bir organizasyonu, Yedi24 Organizasyon ve PGlobal Küresel Danışmanlık ve Eğitim Hizmetleri unvanlı iki şirket örgütlüyor. Ankara merkezli bu iki şirketin çaplarına bakıldığında şaşırtıcı bir manzarayla karşılaşılıyor. PGlobal’in toplam sermayesi sadece 100 bin lira ve ortaklarına bakıldığında tam bir küçük ölçekli aile şirketi görünümünde. Saadet Partisi’nin eski Genel Başkan Yardımcısı olan Ertan Yülek’in oğlu Murat Yülek ve gelini Elif Yülek şirketin iki ortağı olarak görünüyor. Bu ikilinin eski ortaklarından ve MÜSİAD’ın önemli isimlerinden Hüdayi Çakır, hisselerini 2013 Şubat’ında Murat Yülek’e devrettikten sonra şirket tam bir aile şirketine dönüşmüş. Bu aile şirketinin danışmanlık ve eğitim hizmeti verdiği kurumlar arasında Hazine, Halkbank, Özelleştirme İdaresi, TCDD ve Başbakanlık Yatırım Destek ve Kalkınma Ajansı ve Atatürk Üniversitesi gibi kamu kurumları dikkat çekiyor. Bunlara ne gibi bir danışmanlık ve eğitim hizmeti verdiğini bir başka yazıya bırakıp, Hüdayi Çakır ile Elif Yülek’in ortak oldukları bir diğer şirket olan Semih Ofset’in de 2009’da da 4 milyon 671 bin TL’lik Milli Eğitim kitaplarını basım işini aldığına dikkat çekelim.
Küresel finans devlerini ve iktidarı buluşturan bir diğer şirket olan Yedi24 Organizasyon ise 50 bin lira sermayesi ile daha “amatör” bir görüntü sergiliyor. İstanbul Finans Zirvesi gibi büyük bir organizasyona imza atan şirketin internet sitesindeki birçok sayfayı tıkladığımızda “güncelleniyor” yazısı karşımıza çıkıyor. Şirketin kurucusu ve Zirve’nin Yürütme Kurulu Başkanı Ömer Faruk Ünal’ı tanımak için kişisel internet sitesine girmek istediğimizde “Gideceğiniz Web Sitesinde Kötü Amaçlı Yazılım Var!” uyarısıyla karşılaşıyorsunuz ama neyse ki bir twitter hesabı var da kendisini tanıma şerefine nail oluyoruz. Onun twitlerine göre direnişi tribünde sürdüren Beşiktaş taraftarı “Bir grup serseri”, dinlendiği ortaya çıkan Mimarlar Odası ise “fasulye”. Bir ay içinde üç defa “Zalimler için yaşasın cehennem” mesajı atan Ünal, Müslüman Kardeşler’in silahlı eylemlerini de şu sözlerle destekliyor: kckembyk“İhvana şiddet yakışmıyor ne demek, adamlar sokaklarda kesilmeyi mi bekleyecek.”k Ünal’ın homofobik kişiliği ise LGBTT bireylere dair yazdıklarıyla ve Gezi direnişindeki varlıklarıyla ilgili paylaştığı seksist videolarla açığa çıkıyor. Ünal, Gezi sürecinde bir aktivistin evinin basılarak gözaltına alınması haberini de şöyle yorumluyor: kckembyk“Acaba neden? Kesin polisin kizina asilmistir polisde gicik kapmistir almistir iceri.”k
Düzey bu! Finans kapitalin en büyük krizi yaşanırken bu düzeydeki “kadrolar”ın çağrısına “faiz lobisi”nin en kudretli isimleri icabet ediyor. Sistemin seçenek üretme yeteneğinin ne kadar zayıfladığı, krizin siyasi boyuttaki derinliği artık kabak gibi ortada. Piyasa kutsamaları arasında bize sunabildikleri siyasi, kültürel, toplumsal “ütopya” işte bu. İktisadi durum dibe doğru yuvarlanırken siyasi vasat yerlerde sürünüyor. Bir de Gezi hareketinin niteliğini bu manzaranın yanına koyup yeniden düşünelim: Başka bir dünya hiç bu kadar mümkün ve gerekli oldu mu?
05.09.2013 – SENDİKA.ORG