Sendikaların bir bölümünde son zamanlarda başbakanı ve bakanları toplantılarına çağırıp konuşturma yarışı başladı. 1 Mayıs kürsünde, 8 Mart kürsüsünde bakan veya başbakan konuşturmak pek moda şimdilerde. Bakanların ve başbakanların hesap verdiği ve işçilerin taleplerini dinlediği toplantılara bir itirazım yok ama bizde öyle olmuyor. Bakan ve başbakan bildiğini okuyor, hatta sendikaları fırçalıyor ve gidiyor. Sendika kürsüleri hükümet için bir “halkla ilişkiler” kürsüsüne dönüşüyor. Bunlardan bir yenisini yaşadık.
”Türk Metal sendikası (her yıl olduğu gibi) bu yılda başbakan Erdoğan’ı 8 Mart toplantısına çağırdı. Başbakan bol bol hükümet icraatlarını anlattı. Olumsuzluklardan sendikaları sorumlu tuttu. Ve bolca da alkış aldı. Bu sendikacılık tarzı başka bir yazının konusu ama başbakanın Türk Metal konuşmasında çalışma yaşamı açısından hayli kritik unsurlar ve ciddi sorunlar vardı.
”Türk Metal Sendikası 18. Kadın Kurultayı’nda konuşan Erdoğan, işçilerin kıdem tazminatı konusunda hiçbir kaygı taşımaması gerektiğini söyleyerek ”Biz işçinin, emekçinin aleyhine hiçbir adım atmadık, atmayız. Kıdem tazminatıyla alakalı olan her şey spekülasyondur, sadece iktidarı yıpratmaya yöneliktir” dedi. ([kck]a href=’http://t24.com.tr/haber/erdogan-iscilere-sordu-yarin-issizler-de-sendikalasirsa-ne-yapacagiz/225139′ style=’outline: none'[kck]span style=’color:[shrp]007FC0’http://t24.com.tr/haber/erdogan-iscilere-sordu-yarin-issizler-de-sendikalasirsa-ne-yapacagiz/225139]) Başbakan bu konuşmasını prompter ile yaptığı için, bu sözlerin önceden yazılı olarak hazırlandığını ve rastgele söylenmediğini kabul etmek gerekir.
”Başbakana göre kıdem tazminatı ile ilgili her şey spekülasyon ve işçiler kıdem tazminatı konusunda hiç bir kaygı taşımamalı. Bunun anlamı hükümetin kıdem tazminatı konusunda hiç bir değişiklik hazırlığının olmadığıdır. Başbakan kıdem tazminatı konusunda büyük bir hassasiyeti olan işçilere kıdem tazminatı konusunda müsterih olmalarını söylüyor. Peki işçilerin ve sendikaların kaygısı ne’ Kıdem tazminatının fona devredilerek budanması. Bu nedenle kıdem tazminatı fonu büyük hassasiyet yaratıyor. Bu konuyu T24’de yayımlanan yazımda ele almıştım: Neden kıdem tazminatı fonu değil’ (t24.com.tr/yazi/neden-kidem-tazminati-fonu-degil/4976)
”Başbakan Türk Metal konuşmasında kıdem tazminatı ile alakalı olan her şey spekülasyondur diyor ama hükümet programı öyle demiyor, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından hazırlanan Ulusal İstihdam Stratejisi öyle demiyor, 61. Hükümetin bakanları öyle demiyor. Başbakan kendi hükümet programında yer alan hedeflerle çelişiyor.
”Önce 61 hükümet programına bakalım. Hükümet programı başbakanı tekzip ediyor. Çünkü 12 Eylül sonrasında ilk kez bir hükümet programında kıdem tazminatı fonu kurulması hedefi yer aldı. Sayın Başbakan hükümet programındaki bu hedefi bilmiyor mu’ Hükümet programında kıdem tazminatının işletmeler üzerinde ödeme baskısı yarattığı açıkça yazılı. Hükümet programı dikkatli ama net ifadelerle kıdem tazminatını fonu kurulacağını belirtiyor:
””İşçilerimizin büyük çoğunluğunun alamadığı, işletmelerimizin üzerinde ödeme baskısı oluşturan, çalışma hayatının en önemli sorun alanlarının başında gelen kıdem tazminatı sorununu kazanılmış hakları koruyan ve bütün işçilerin kıdem tazminatlarını garanti altına alan bir fon teşkil etmek suretiyle, sosyal taraflarla istişare içinde çözeceğiz.”
”Hükümet programındaki bu hedef Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından hazırlanan Şubat 2012 tarihli Ulusal İstihdam Stratejisi (2012-2023) adlı belgede detaylı olarak yer alıyor. Strateji belgesinde “kıdem tazminatının yüksekliği işgücü piyasasında katılık yaratan unsurlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Kıdem tazminatının yüksekliği, işletmeler açısından önemli bir maliyet kaleminin ortaya çıkmasına neden olmaktadır” görüşlerine yer verilmektedir (sayfa 24). Raporda açıkça kıdem tazminatı reformu yapılacağı yazılmaktadır.
”Nitekim bu konuda hazırlanan ve kıdem tazminatının 15 güne düşürülmesini hedefleyen “Kıdem Tazminatının İşçinin Bireysel Hesabına Yatırılması Hakkında Kanun Taslağı” çalışması basına da yansımıştı. Konuyu 9 Temmuz 2012’de Hürriyet’te Şükrü Kızılot köşesine taşımıştı. T24’te “Kıdem tazminatında Ali Cengiz oyunları” başlıklı yazımda bu gelişmeyi ele almıştım.
”Dahası bu konuda AKP’li bakanların yıllardan beri basına yansıyan açıklamaları mevcut. Sadece son ikisine bakalım: Maliye Bakanı Mehmet Şimşek istihdam artışının önündeki en büyük engellerin kıdem tazminatı yükü ve esnek istihdama geçilememesi olduğunu söyledi ve işsizliğin sebebi olarak kıdem tazminatı gösterdi (Milliyet, 21 Nisan 2010). Daha yakın bir tarihte Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik kıdem tazminatı oranlarının çok yüksek olduğunu bu oranları düşürerek yararlanacak insan sayısını artırmayı planladıklarını söyledi (Zaman, 13.4.2012).
”Bütün bu belgeler ve ifadeler ortadayken Başbakan Türk Metal konuşmasında kadın işçilere ve sendikacılara kıdem tazminatı konusunda hiç bir kaygı duymayın, her şey spekülasyon diyor ve kuvvetli alkış alıyor. Başbakan yukarıda saydığımız hazırlıklardan ve hükümet hedeflerinden habersiz olamayacağına göre, anlaşılan fikrini değiştirdi veya çok tepki alabilecek bu konuyu Cumhurbaşkanlığı sonrasına bıraktı. Eğer fikrini değiştirdiyse bunu bakanlara ve bürokratlara da söylesin ki, onlar da kıdem tazminatını budamak için hazırlıktan vazgeçsinler.
”Not: Başbakan konuşmasında taşeron sisteminin sendikaların istediği olduğu gibi hayli iddialı sözler de sarf etti. Bakalım, buna muhatapları ne yanıt verecek. Bir kaç gün sonra bu konuyu da ele alacağım.