VERGİ HAFTASI ETKİNLİKLERİNE VERGİ DAİRELERİNDE YAPILAN ANKETE KATILMIYORUZ!

250

YARIŞMA DEĞİL DAYANIŞMA
Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından yayımlanan bir yazı ile 27 Şubat/04 Mart tarihleri arasında kutlanacak olan Vergi Haftası etkinlikleri kapsamında “personelin motivasyonunun arttırılması ve çalışanlarla yöneticiler arasındaki iletişimin geliştirilmesi amacıyla mükellefler ve çalışanlarla iletişimi güçlü, mevzuata ve yaptığı işe hakim, çalışmalarında başarılı olduğu düşünülen personele yemekli toplantı düzenlenerek başarılı memurlara teşekkür belgesi verileceği” duyurulmuştur.
Üstün Başarılı personeli seçmek için de anket yapılacağı ve oylama ile aynı birimde çalışanların aralarında en iyi olanı seçmeleri gerektiği belirtilmiştir. Bu bizleri kendi aramızda bölme, birbirimizle rekabet eder hale getirme, birbirimizle yarıştırma, performansı artırma politikalarının hayat buldurulma çalışmalarıdır.
Performans Esaslı Yönetim uygulamasıyla önce ayın performansı en yüksek dairesini seçmek sonra servisleri tespit etmek sonrasında ise bireyleri tespit etmek hedeflenmektedir. Böylece Başkanlığın açıklamasında da yer aldığı şekliyle çalışanların birbiriyle rekabet edebilir hale gelmesi sağlanacaktır. Personel Rejiminin kanunlaşması halinde ise performansa göre ücretlendirme, performansı düşük olanla sözleşme imzalamama gibi uygulamalar bizi bekleyen tehlikeler olacaktır.
Toplam Kalite Yönetimi, Performans uygulamaları ve bir bütün olarak Personel Rejimi, halkımızın yarattığı değerler sonucu alınan vergiler ve sınıf mücadelesi ile kazanılan hakların uluslar arası sermaye ve yerli işbirlikçilerine bir rant kapısı olarak sunulması planının bir parçasıdır.
Performans esaslı yönetim anlayışı bilimsel olarak uygulanabilir bir anlayış değilken ve doğanın kurallarına aykırı iken 2008 Toplu Görüşme Sürecinde Masaya oturup figuran olmaya devam eden sarı sendikaların “performans esaslı bir çalışma düzeninin yerleştirilmesi” (Mutabakat metni) konusunda hükümetle mutabakata varması, norm kadro uygulamasını talep etmesi ise bir kez daha figuranlığın ve hükümetin her dediğine evet demenin bir göstergesi olmuştur. Hükümet yanına aldığı Sendikaların desteğiyle performans uygulamalarını artırmış, Gelir İdaresi Başkanlığı da Dairelerde üstün başaralı memur seçimini yine aynı işyerinde çalışanlara seçtirerek bu uygulamanın alt yapısını oluşturmanın adımını atmıştır.
Çalışanların tümünün desteği olduğu ve tam bir katılım söz konusu olduğunda ancak uygulama ve başarı alanı bulabilen performans ve TKY çalışmaları ancak bizler izin verirsek uygulanacaktır. Oysa hiçbir çalışan kendi sonunu hazırlayacak ve köleleştirecek bir yapıya müsade etmez. Bizler de, performans uygulamalarına, çalışma arkadaşlarımızla yarıştırılmamıza izin vermeyeceğiz. Tam tersine dayanışmamızı büyüteceğiz.
Tüm Kamu emekçileri arasında sun’i ayrımlar yaratılıp “Ücret Adaletsizliği Büyütülürken”, Uzmanlık Politikaları hızla hayata geçirilerek Maliye emekçileri, Uzman/Memur, Eski/Yeni, Kurum içinden Uzman olan/ Kurum dışından Uzman olan, Merkez/Taşra vb. ayrımlarla iyice birbirinden ayrıştırılmaya ve birbirine karşı kışkırtılmaya çalışıldığı bu dönemde ÜSTÜN BAŞARILI MEMUR olmak değil, AYRIMCI POLİTİKALARIN sonlandırılmasını istiyoruz.
Maliye Bakanlığı; kendi personelini yok saymış, yıllardır %2-3’lük artışlarla maliye emekçilerinin maaşlarının erimesine neden olmuş, kendi personeli arasında derin ücret farklılıkları ve ayrımcılık uygulamaya devam etmiş ve başta ücret adaletsizliği olmak üzere adaletsizlikleri büyütmüştür. ÜCRET ADALETİNİ sağlamayan, bizleri birer meta olarak gören, tüm Maliye Emekçilerini değil sadece başarılı memurları yemeğe çağırarak ayrımcılığını bir kez daha ortaya koyan Başkanlığın VERGİ HAFTASI etkinliklerine katılmıyoruz.
Zalimliğin Hüküm Sürdüğü ve Adaletin Olmadığı Yerde, kimsenin, tek başına, ya da parça parça gruplar halinde “Kendisini Kurtarmasının” olanaklı olmadığını tarih bize defalarca göstermiştir.
Haklarımızın Genişletilmesini, Geleceğimizin Güvenceli Olmasını istiyorsak, Hep Birlikte ve Dayanışma içinde olmak ve Mücadeleyi Birlikte Büyütmek zorundayız.
KURTULUŞ YOK TEK BAŞINA, YA HEP BERABER YA HİÇBİRİMİZ!