BÜRO EMEKÇİLERİ İŞ BIRAKARAK HÜKÜMETİ UYARDI…

230

” ‘0’ ‘5’


‘5’ ‘261″>
]Bugün Türkiye’nin dört bir yanında, örgütlü olduğumuz tüm işyerlerinde, Haklı Taleplerimiz, Ülkemiz ve Geleceğimiz için İş Bırakarak, Hükümeti ve Yetkilileri uyarıyoruz.
Değerli Büro Emekçileri; İMF ve Dünya Bankasının, uluslararası sermayenin çıkarları doğrultusunda oluşturduğu Emek karşıtı politikalar yıllardır ülkemizde uygulanmaktadır. AKP eliyle pervasızca sürdürülen, “Zengin Dostu, Yoksul Düşmanı” politikalar sonucunda yoksulları ve Emekçileri giderek daha da yoksul ve çaresiz hale getirilmiştir.
Yatırım yapmayarak, istihdam alanı yaratmayarak, toprağını ektirmeyerek; yoksul, aç ve işsiz bıraktığı kesimlere Yerel Seçimler öncesinde adeta ‘Seçim Rüşveti’ verircesine Halkın Vergileriyle oluşturulan Bütçeden kaynak aktararak kendi siyasi geleceğini varetmeye çalışan AKP’nin, özellikle Sağlık ve Sosyal Güvenlik alanında yürüttüğü politikalarla gelinen noktada ne kadar acımasız ve zalimce uygulamaları hayata geçirdiği herkes tarafından görülmektedir.
” ‘0’ =’210′ ‘5’

‘5’ ‘318″>
]Temel gıda maddelerine, elektriğe, suya, doğalgaza, dolaylı vergilere ve para cezalarına olağanüstü zamlar yapan AKP iktidarı, İMF talimatları doğrultusunda emekçileri ve halkı yoksullaştırmakta; kendine yakın sermaye kesimlerini beslemekte, kendi medyasını oluşturmakta, Ergenekon Soruşturması adı altında da ‘Kendi Derin Devletini’ yaratmaya çalışmaktadır.
TÜSİAD Krizden çıkış yolu olarak İMF ile bir an önce Stand-By anlaşması yapılmasını dayatıyor. Başbakan ‘kredi kartı kullananları sahtekar’ ilan ediyor. Biz de soruyoruz: 19 kez İMF ile anlaştınız da; iç ve dış borçları arttırmaktan, kamu hizmetlerini özelleştirmekten, kaynaklarımızı uluslar arası sermayeye peşkeş çekmekten başka ne işe yaradı’ Sayın Başbakan; haberin var mı’ Devlet memurlarının yüzde dosan dokuzu kredi kartı kullanıyor, kaç memur borcunu ödeyemediği için intihar etti’ Kaç çiftçi, kaç esnaf intiharın eşiğinde’
Bu koşullarda; bize, başta Büro Emekçileri olmak üzere, tüm İşçi ve Emekçi Halk kesimlerinin, İşsizlerin ve Yoksulların, Krizin Bedelini Ödememek için, insanca çalışmak ve yaşamak için Birleşip Mücadele etmekten başka yol kalmamıştır.
” ‘0’ =’170′ ‘5’

‘5’ ‘128″>
]2008 yılı Ağustos ayında örgütlü olduğumuz tüm kurumları Toplu Sözleşme yapmaya çağırmıştık. Olumlu yanıt alamadığımız kurumlardan Adalet Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Danıştay Başkanlığı hakkında Toplu Sözleşme Hakkımızı tanımadıkları gerekçesiyle Davalar açtık.
Toplu Sözleşme Hakkımızla ilgili olarak açmış olduğumuz Davaların tıpkı Tüm Bel Sen tarafından açılan Davanın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesindeki sonucuna benzer bir biçimde Toplu Sözleşme Hakkımızın olduğuna dair Kararlarla sonuçlanacağına inanıyoruz.
Aylardır; Adalet Bakanlığına, Maliye Bakanlığına, Gelir İdaresi Başkanlığına, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığına, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğüne ve Sivil Savunma Genel Müdürlüğüne ve Müsteşarlıklara, bu kurumlarda çalışan Büro Emekçilerinin haklı ve meşru taleplerini iletiyoruz.
Bu kurumlara yönelik olarak düzenlediğimiz Dilekçe Kampanyalarında toplanan onbinlerce Dilekçe ilgili birimlere ulaşmış durumda. Buna rağmen henüz bu kurumlardan olumlu bir yanıt alabilmiş değiliz.
” ‘0’ =’220′ ‘5’

‘5’ ‘293″>
]Uzunca bir süredir Hukuk Mücadelesi veriyoruz. Yüzlerce dava açtık. Kazandığımız davalar olduğu gibi, halen süren davalarımız da var.
Hükümet ve onun atadığı Bürokratlar Yargı Kararlarına rağmen, Hukuk Tanımaz uygulamalarını sürdürüyor, Yargı Kararlarını uygulamamakta direniyor. Mahkemeler tarafından verilen Kararlarla iptal edilen uygulamalar, yeniden, başka biçimler ve isimler altında hayata geçirilmeye devam ediliyor.
Adalet Bakanlığı 30 Ekim 2008 tarihinde imzaladığı Kurum İdari Kurulu Tutanağının gereğini yerine getirmekte yeterince hızlı davranmıyor. İmzasına sahip çıkmıyor. Yargı Emekçilerine vermiş olduğu sözleri ve imzalamış olduğu taahhütleri yerine getirmiyor.
3717 sayılı Yasa, Anayasa Mahkemesi Kararına rağmen hala yeniden düzenlenmiş değil. Mübaşir Kadrosundaki Yargı Emekçileri hala Yardımcı Hizmetler Sınıfından, Genel İdare Hizmetleri Sınıfına geçirilmedi. Zabıt Katiplerinin kadroları hala Veri Hazırlama Kontrol İşletmeni olarak değiştirilmedi. Yargı Birimlerinde görev yapan 4/B ve 4/C statüsündeki Yargı Emekçileri hala Servis, Yemek ve Fazla Mesai Ücreti hakkından yoksun. Hala Servis Hizmeti tüm Yargı Emekçilerine verilmiyor, Fazla Mesai Ücretleri Kurum İdari Kurulunda Adalet Bakanlığınca imzalanarak kabul edildiği halde hala 3 kattan 5 kata çıkartılmadı.
Maliye Bakanlığı ve Gelir İdaresi Başkanlığı hala Aynı Masalarda, Aynı İşi yapan, Aynı Adli, İdari, Mali ve Cezai Sorumluluğa sahip Maliye Emekçilerine farklı Unvan ve Statü ayrımları üzerinden farklı ücretler ödemeye devam ediyor. Bu tutum İş Barışını tehdit ediyor. Maliye Emekçileri bu uygulama nedeniyle karşı karşıya getirilmeye çalışılıyor.
” ‘0’ =’210′ ‘5’

‘5’ ‘158″>
]Fiilen Bilgisayar kullanan Maliye Emekçileri, birçok kamu kurumunda ‘Sınavsız’ olarak dağıtılan Veri Hazırlama Kontrol İşletmeni Kadrosuna atanabilmek için Sınava girmeye zorlanıyor. Muhasebe ve Milli Emlak Uzmanlığı Sınavlarında hala ‘Mülakat’ şartı yer alıyor. Mülakat Sınavlarının mevcut yasal düzenlemelere uygun olmamasına, Mülakat Sınavlarıyla ilgili olarak Yargı tarafından verilen Kararlara rağmen, Maliye Bakanlığı bu konudaki tutumundan vazgeçmiyor.
Bu durum, Maliye Emekçileri arasında var olan ‘Siyasi Kadrolaşma’ tartışmalarının Kamuoyuna da yansımasına neden oluyor.
Maliye, Sosyal Güvenlik Emekçilerine ödenen Ek Ödemeler 4 yılı aşkın bir süredir artırılmadı. Gümrük emekçilerinin ek ücretleri kesilmekte ve fazla çalışma ücretleri Hazineye aktarılmaktadır. Ek Ödemelerde hala Merkez-Taşra, Unvan, Kadro, Derece vb. ayrımcı uygulamalar sürüyor. Ek Ödemeler Büro Emekçilerinin haklı taleplerine rağmen hala Emekli Maaşlarına yansıtılmış değil.
Sosyal Güvenlik Kurumunda Hükümetin Siyasi Kadrolaşması devam ediyor. Kadro ve Unvanları her ne olursa olsun Hükümete yakın kişiler Üst Görevlere görevlendiriliyor.” ‘0’ =’230′ ‘5’

‘5’ ‘306″>

Kurumun hemen hemen tüm Üst Görevleri ‘Vekaleten’ göreve getirilen kişiler aracılığıyla yürütülüyor. Yeniden Yapılanma adı altında, Yerel Seçimler öncesinde, AKP’nin Siyasal Çıkarları doğrultusunda, yeni yeni Sağlık ve Sosyal Güvenlik Merkezleri açılıyor. Bu yeni birimlere ‘Birer Ay Süreyle Geçici Görevlendirme’ adı altında Sürgünler yapılıyor.
Anayasanın 18. Maddesine rağmen, ‘Zorunlu Fazla Mesai’ adı altından SGK Emekçileri mağdur ediliyor. SGK Türkiye’nin dört bir yanında yeni Sosyal Güvenlik Merkezleri açmaya hazırlanıyor. Bu yeni birimlerde de, mevcut SGK Emekçileri istihdam edilmeye çalışılacak. Binlerce SGK Emekçisi Aile Birliğinin, Kurulu Düzeninin bozulması ihtimali nedeniyle huzursuz. Vekaleten Üst Görevlere getirilen kişiler aracılığıyla yönetilen SGK Emekçilerinin bu rahatsızlığı anlamsız değil.
Sosyal Güvenlik Kurumunda ‘Veri Hazırlama Kontrol İşletmeni’ ve ‘İcra Memurluğu’ kadrolarının verilmesi ve ‘İmza Yetkilerinin Dağıtılması’ndaki tarafgir tutumlarla açıkça görünür hale gelen İdarenin tarafgir tutumuyla ilgili gerçekler, SGK emekçilerini doğal olarak tepki göstermeye zorluyor.
Türkiye’de sadece Nüfus ve Vatandaşlık Hizmetleri Genel Müdürlüğüne bağlı birimlerde çalışan Nüfus Emekçilerinin Fazla Mesai Ücretlerinden %15 Gelir Vergisi Kesintisi yapılıyor. Yetkililerin öngörüsüzlüğü ve Personel yetersizliği nedeniyle sık sık fazla mesaiye zorlanıyor. Sivil Savunma, Gençlik Spor Genel Müdürlüğü çalışanlarının sorunları artarak devam ediyor.
Tüm girişimlerimize rağmen bu kurumlar sorunları ortadan kaldırmaya yönelik olarak adım atmamakta ısrar ediyor. Bu Kurumlarda çalışan binlerce Emekçi tarafından verilen Dilekçelere rağmen İdareler suskunluğunu koruyor, Emekçilerinin taleplerini görmezden geliyor.
Bugün tüm örgütlü olduğu işyerlerinde Büro Emekçileri olarak Haklı Taleplerimizi gündeme taşıyor ve sorunlarımız çözülene kadar Mücadeleyi yükseltmekte kararlı olduğumuzu belirtiyoruz.
[kck]strong[byk]” ‘0’ =’230′ ‘5’

‘5’ ‘307″>
]BÜRO EMEKÇİLERİNİN ORTAK TALEPLERİ[kck]/strong[byk
– Kamu Personel Reformu olarak bilinen ve Kamu Emekçilerinin ‘İşgüvencesini’ ortadan kaldırmayı, onları köleleştirmeyi amaçlayan yasal düzenleme hazırlıklarından vazgeçilmesini,
– Performans Esaslı Yönetim Modeli, TKY, kesintisiz hizmet, zorunlu fazla mesai, sözleşmeli istihdam gibi Esnek Çalışma Biçimlerinin terk edilmesini,
– İşyoğunluklarının giderilmesi için, yeni Kadrolu İşgüvenceli Personel İstihdamının sağlanmasını,
– İşyerlerinin ‘Çalışma Koşullarının iyileştirilmesi’ni ve ‘Meslek Hastalıkları’na karşı önlem alınmasını,
– Ücretlerin ‘İnsanca Yaşam Ücreti’ düzeyine çıkartılmasını,
– Eşit İşe Eşit Ücret prensibinin Nesnel ve Gerçekçi bir biçimde uygulanmasını,
– Tüm Büro Emekçilerinin Yemek, Servis, Lojman, Kreş, Emzirme Odası ve Gündüz Bakımevi, Kamp, vb. hizmetlerden eşit ve nitelikli bir biçimde yararlanmasını,
– Elektrik, Su, Doğalgaz, Ulaşım vb. ‘Temel Tüketim Mallarına yapılan zamların geri alınması’nı,” ‘0’ ‘5’

‘5″>

– Eğitim, Sağlık ve Sosyal Güvenlik Hakkını Paralılaştıran yasal düzenlemelerin geri alınmasını, Yurttaşlarımızın bu Sosyal Haklardan; Nitelikli, Eşit ve Ulaşılabilir bir biçimde yararlandırılmasını,
– Yaşanan ‘Ekonomik Kriz Koşulları’nın göz önüne alınması ve ‘Milyonlarca İşsizin İş Sahibi olabilmesi’ için Kamuda ‘Kadrolu ve İşgüvenceli Ek İstihdam Olanağı’nın yaratılmasını,
– Özelleştirme, Hizmet Satın Alma ve Taşeronlaştırma uygulamalarından vazgeçilmesini,
– Kamu İşyerlerinde 4/B, 4/C, Ücretli, Sözleşmeli vb. statülerde istihdama son verilmesini, ‘İşgüvencesinden yoksun bulunan tüm Kamu Emekçilerinin Kadroya alınmasını’ ve mali ve sosyal haklardan eşit yararlanmasını,
– 2009 yılında İşkolumuzda ilk Toplu Sözleşmenin imzalanması ve Grev Hakkımızın tanınmasını talep ediyoruz.
” ‘0’ =’200′ ‘5’

‘5’ ‘299″>
]Siyasi iktidarı uyarıyoruz. İnsanca çalışmak ve yaşamak için taleplerimiz karşısında bize duvar olmayın. Ülkemizin kaynaklarını ve topraklarını talan eden emperyalistlerin, İMF ve TUSİAD’ın taleplerine duvar olun. Kamu kaynaklarını IMF’ye Sermayeye değil, Emekçilere, yoksullara ayırın.
Büro Emekçileri Sendikası olarak tüm Büro Emekçilerini haklı ve meşru taleplerimiz etrafında birleşmeye, örgütlü mücadeleyi yükseltmeye, haksızlıklar karşısında sessiz kalmamaya, tüm Kamu Emekçilerini Eşitlikten, Özgürlükten, Barıştan, Adaletten, Kardeşlikten ve Kamusallıktan yana tutum almaya çağırıyoruz.
4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu çerçevesinde yürütülecek bir mücadeleyle Kamu Emekçilerinin taleplerinin yaşam bulması olanaklı değildir. Sendikamız Büro emekçilerinin sorunlarının çözülmesi ve taleplerinin kazanılması için, Büro Emekçilerinin birleşik ve güçlü mücadelesini örgütlemeye kararlıdır. Taleplerimiz karşılanmadığı takdirde, Sendikalı, sendikasız ayrımsız tüm Büro Emekçileri olarak emek ve demokrasi güçleriyle birlikte, siyasi iktidarı ve yetkilileri bir kez daha uyarmak için, 14 Nisan 2009 tarihinde İşbırakarak alanlarda olacağız.” ‘0’ ‘5’

‘5″>

Sendikamız, geçmişten bugüne Büro Emekçilerinin haklı ve meşru taleplerini Toplu Görüşme Masalarında İktidarlara teslim eden Sarı Sendikalara inat, üyemiz olan ya da olmayan tüm Büro Emekçilerini haklı ve meşru taleplerimiz etrafında birleşmeye, yan yana gelmeye ve birlikte mücadele etmeye çağırmaktadır.
‘center'[kck]strong[byk]YAŞASIN ÖRGÜTLÜ MÜCADELEMİZ [kck]/strong[byk
‘center'[kck]strong[byk]YAŞASIN BES[kck]/strong[byk
‘center'[kck]strong[byk]YAŞASIN KESK [kck]/strong[byk