EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET

277

Değerli Basın Emekçileri,
Uluslarüstü sermayenin tüm taleplerini hayata geçirmekte bir sakınca görmeyen AKP iktidarı, uyguladığı İMF, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü patentli saldırı yasalarıyla ülkemizin ve halkımızın geleceğini tehdit etmeye devam ediyor.
Hükümet; yabancı finans çevrelerinin Türkiye’deki yüksek faizler üzerinden vurgun yapmasını ve Türkiye’nin en modern kamu ve özel işletmelerinin, bankalarının, telekomünikasyon merkezlerinin, hizmet kurumlarının özelleştirilmesini ‘AKP hükümetinin büyük ekonomik mucizesi’ olarak göstermeye çalışıyor. Kamu yararına olmadığı bilindiği halde özelleştirme politikaları ısrarla sürdürülüyor. Son 30 yılda, aralarında TÜRK TELEKOM, TÜPRAŞ, ERDEMİR, TEKEL ve PETKİM gibi kuruluşların da yer aldığı onlarca kamu kurumu elden çıkartılmış bulunuyor.
Neo liberal politikaların uygulamaya geçişi ile birlikte ülkemizin ve halkımızın değerleri sermayeye peşkeş çekiliyor. Son olarak TBMM’den geçirilen ‘İstihdam Paketi’ ile İşsizlik Sigortası Fonunda bulunan birikimler vergi indirimi ve yatırımı teşvik adı altında sermaye kesimine aktarılmış, işverenlerin çalışanlara dönük Kreş, Kurum Tabibi gibi sorumlulukları ortadan kaldırılmış bulunuyor.
Yeniden yapılanma adı altında ortaya konulan tüm yasal düzenlemeler bir taraftan ülkemizin ve halkımızın geleceğini karartırken, diğer taraftan çalışma yaşamında ciddi sıkıntıların yaşanmasına, işçi ve emekçilerinin karşı karşıya getirilmesine neden oluyor. Kamu Emekçileri arasında yapay ücret ayrımları yaratılarak iş barışı bozuluyor, çalışanlar arasındaki dayanışma ilişkileri yok edilmeye çalışılıyor.
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasasıyla halkın hakları elinden alınırken ciddi bir tepki koymaktan sakınan sermaye ve iktidar yanlısı sendikalar, 1 Mayıs’ta tüm dünyanın gözü önünde yaşanan insanlık suçlarını dahi görmezden gelmeye devam ediyor.
İstanbul’da Taksim, Ankara’da Kızılay meydanı konserlere, maç kutlamalarına açılırken emekçilere kapatılmak isteniyor. Başbakan tüm emekçileri ‘ayak takımı’ olarak tanımlarken, emekçilere hangi gözle baktığını itiraf ediyor.
İstanbul’da Tuzla Tersanelerinde yaşanan ‘iş cinayetleri’ halen sürüyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Tuzla Tersanelerinde yaşanan hukuksuzluğa göz yummaya devam ediyor. İş güvenliği sağlanmayan binlerce tersane işçisini daha, hükümetin bu sermaye yanlısı tutumu ve aymazlığı yüzünden sakatlıklar ve ölümler bekliyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı bu durumun vahametini görmeli ve ya görevini yapmalı, ya da istifa etmelidir.
AKP tarafından özellikle AB’ye endeksli olarak yürütülen ‘demokratikleşme’ çalışmaları hep sermaye lehine düzenlemeleri içeriyor. Emekçiler lehine yapılması beklenen örgütlenme, düşünce ve ifade özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılması, siyasi partiler ve seçim yasalarındaki antidemokratik hükümlerin, hem siyasi hem de sendikal alandaki örgütlenmelerin önündeki en büyük engellerden biri olan ‘barajların’ kaldırılması bir türlü gündeme getirilmiyor.
Temel insan haklarına yönelik ihlaller devam ediyor, demokratik kitle örgütleri ve sendikalar üzerindeki baskılar sürüyor, sendikacılar tutuklanıyor. Kamuoyunca da bilindiği üzere SES MYK üyesi Meryem ÖZSÖĞÜT ve TÜM TİS yöneticileri halen tutuklu bulunuyor. Kürt sorunundaki çözümsüzlük ve savaş politikalarındaki ısrar toplumda büyük acılara, yoksullaşmaya ve çeteleşmeye neden oluyor.
Tüm bu gelişmeler, ülkemizde yaşayan herkesi olumsuz bir biçimde etkilemeye devam ediyor; içe kapanmaya, muhafazakarlaşmaya, neo liberal tezler üzerinden yalnızlaşmaya, sadece ve sadece kendisini ve kişisel çıkarını önemseyen bireylerden oluşan bir topluluk haline getirmeye zorluyor. Yoksulluk ve yolsuzluk bir kader haline getirilmeye çalışılıyor ve 1 Mayıs’ta olduğu gibi bu kadere razı olmayanlara yönelik şiddet uygulamaları giderek artıyor. Tüm bu olumsuz politikalara karşı, Büro işkolunda örgütlü, fiili ve meşru mücadele geleneğine sahip bir sendika olarak toplumsal dayanışma ilişkilerini ve sendikal mücadelemizi güçlendirerek ilerleyeceğimizi ilan ediyoruz.
Değerli Basın Emekçileri,
Büro İşkolunda bulunan Adalet, Maliye, İçişleri, Dışişleri, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlıklarında, Başbakanlığa bağlı Müsteşarlıklarda, Sosyal Güvenlik Kurumunda ve diğer 42 kurum ve kuruluşta çalışan Kamu Emekçileri her geçen gün daha da yoksullaşmaktadır. Hükümet, kendisi tarafından belirlenen Enflasyon rakamlarını bile görmezden gelerek Kamu Emekçilerinin Enflasyon Farkı talebini değerlendirmeye dahi almamaktadır. Halbuki hükümet tarafından Bütçe Kanununda öngörülen enflasyon rakamlarının, gelinen aşamada yılsonu hedeflerini aşacağı bugünden görülebilmektedir.
Değerli Basın Emekçileri,
İşkolumuza bağlı farklı kurum ve kuruluşlarda çalışan personelin ücretleri arasında yaklaşık iki kata varan farklılıklar vardır. Bununla birlikte, Büro çalışanlarının ücretleri bir bütün olarak yoksulluk sınırının altındadır. Büro işkolundaki farklı kurumlar arasında tespit edilen ücret farklılıklarının yanısıra, aynı Bakanlık ve/veya kurumda çalışan personel arasında da merkez-taşra, uzman olan-uzman olmayan gibi unvan ve statü ayrımları üzerinden ciddi ücret farklılıkları yaratılmış durumdadır.
Maliye Bakanlığında, Gelir İdaresi Başkanlığında, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığında, Gümrük Müsteşarlığında velhasıl uzmanlaşmaya geçilen tüm birimlerde aynı masa etrafında, aynı işi yapan personele farklı ücretler ödenmektedir. Bu uygulama, bilimsellikten ve ahlaki değerlerden yoksun bir uygulamadır. Çalışanları bölen bu uygulamanın durdurulması için, Sendikamız geçtiğimiz dönem başlattığı ‘Eşit İşe Eşit Ücret’ mücadelesini yargıya taşımıştır.
Sendikamızın örgütlü olduğu Vergi Daireleri, Adliyeler, Nüfus Müdürlükleri, Sosyal Güvenlik birimleri, Sivil Savunma ve Gümrük birimleri başta olmak üzere, işkolumuzda bulunan kurumlarda artan iş yoğunluğuna rağmen, emekli olanların yerine yeni personel alınmamaktadır. Alınan personelin önemli bir bölümü ‘sözleşmeli personel’ ya da ‘kariyer uzmanı’ statüsünde istihdam edilmektedir.
Birçok kurumda, banka promosyonları Başbakanlık Genelgesine uygun olarak dağıtılmamaktadır. Adaletin tesis edildiği Bakanlıkta bile bu sorun üzerinden çalışanlara sıkıntılar yaşatılmaktadır. Kurumlar, çalışanların aylıkları üzerinden el koydukları Banka Promosyon gelirlerini, Genel Bütçeden karşılanması gereken harcamalarında yasa dışı bir şekilde kullanmaktadır.
Hükümetin uyguladığı politikalarla kamu hizmeti değil ‘kar’ ve ‘piyasa değerleri’; insan değil, müşteri/mükellef odaklı bir çalışma yaşamı öngörülmekte, kölelik koşulları dayatılmaktadır. Çalışma koşulları sağlıksız ve yeterli teknik donanıma sahip olmayan işyerlerinde görev yapan büro emekçilerinin yaşadığı sıkıntılar; fazla çalışma, esnek ve kuralsız çalıştırma, performans ve toplam kalite uygulamaları nedeniyle giderek artmaktadır. Performans yönetiminin uygulandığı kurumlarda, hem birimler hem de çalışanlar birbirine karşı yarıştırılmaktadır. Birimler ve çalışanlar arasında çatışmaların yaratılması, personel yetersizliği ve çalışma sürelerinin fazla olması, iş yoğunluğu ve iş stresi nedeniyle son zamanlarda büro emekçilerinde psikolojik bunalımlar ile kalp krizleri artmıştır. Hükümet bu konuda duyarlı davranmak ve gerekli önlemleri almak durumundadır. Bu konuda hükümeti göreve çağırıyoruz. Son bir birbuçuk ayda, sadece İstanbul Vergi Dairelerinde 14 arkadaşımız kalp krizi geçirmiştir. Maliye Bakanlığı ve Gelir İdaresi Başkanlığı bu durumu görmezden gelmeyip, gerekli araştırmaları yapmak ve önlemleri almak durumundadır.
Değerli Basın Çalışanları,
Büro emekçilerinin sorun ve taleplerini en genel anlamda kamuoyu ile paylaşmak ve evrensel bir hak olan ‘Eşit İşe Eşit Ücret’ talebini 6 Haziran 2008 Cuma günü bir kez daha Maliye Bakanlığına ileteceğiz.
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasasının ve İstihdam Paketinin geri çekilmesini talep etmek, Çalışma Barışını bozan ücret farklılıklarına hayır demek, Kamunun Yeniden Yapılandırılması adı altında kazanılmış haklarımıza yönelen saldırılara, Performans Yönetimine, Toplam Kalite Uygulamalarına, Esnek Çalışma ve Esnek İstihdama dur demek, İş güvencemize ve Grevli Toplu Sözleşmeli sendikal haklarımıza sahip çıkmak ve Eşit İşe Eşit Ücret talebimizi yükseltmek için 6 Haziran 2008 Cuma günü Maliye Bakanlığı önünde olacağız. Tüm Büro Emekçilerini, emek ve demokrasi güçlerini 6 Haziran’da yapacağımız eyleme katkı koymaya davet ediyoruz.
 

MERKEZ YÖNETİM KURULU

[byk]