SOSYAL GÜVENLİK KURUMU YÖNETİM KURULU ÜYEMİZ HASAN HAYIR İLE İLGİLİ BİLGİLENDİRME

370

ZORUNLU BİR AÇIKLAMA24.11.2006 günü yapılan Sosyal Güvenlik Kurumu 1. Olağanüstü Genel Kurulu’nda aday olup seçilemeyen Kamu-Sen Genel Başkanı BİRCAN AKYILDIZ, seçilen MYK üyemiz Hasan HAYIR’IN şahsına ve konfederasyonumuza karşı tamamı YALAN VE ÇARPITMAYA dayalı, sendikal hareketin ahlaki normlarını zorlayan, düzeysiz bir yıpratma kampanyası başlatmıştır.
Öncelikle şunu sormak gerekiyor; Kamu-Sen Genel Başkanı’nın elinde bu bilgiler var idiyse, on yılı aşkın bir süredir kamu çalışanları mücadelesinde görev alan arkadaşımız hakkındaki iddiaları neden seçimden önce açıklamadı’
Kamu-Sen Genel Başkanı, seçimi kaybetmenin hırsı ve telaşıyla, kendi geleneksel yaklaşımlarının gereği olarak ‘çamur at izi kalsın’ mantığıyla en asgari ahlak kurallarını bile ayaklar altına almaktan çekinmemektedir.
Demokratik hak ve özgürlükler mücadelesinin kimler tarafından yolundan çıkarılmak istendiğinin daha iyi anlaşılmasına vesile olacağına olan inancımızla kamu emekçilerine açıklama yapma gereği duyuyoruz:1- Kamu-Sen’in KARALAMA KAMPANYASI’NDA söz konusu ettikleri mahkeme kararı ve 1 yıl 6 ay ceza aldığımıza dair bilgiler YANLIŞTIR.
Söz konusu dava bir ara karar olup Yargıtay 8.Dairesi’nin 2003/2483 E, 2003/937 K sayılı 28.04.2003 günlü kararı ile bozulmuştur. Bunun üzerine Ankara 24. Asliye Mahkemesi bozma kararına uyarak beraat kararı vermiştir. Doğrusu budur.
Kaldı ki, bu dava 2001 tarihinde, grevsiz toplu sözleşmesiz sendika yasasına karşı yaptığımız bir açıklama sonrasında açılmıştır. Biz bu yasanın çıkmaması için ceza almayı dahi göze alarak mücadele ederken, Kamu-Sen yöneticileri, şimdi karşı oldukları bu yasanın çıkması için TBMM’de lobi faaliyeti yürütüyorlardı. Bizim grevsiz, toplu sözleşmesiz sendika yasasına karşı yaptığımız mücadele ‘ dava konusu olsa bile- meşrudur. Kamu-Sen’in sendikal hak ve özgürlükler mücadelesini yasa dışı göstermesinin, en başta Kamu-Sen üyeleri tarafından değerlendirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bizler ve üyelerimiz bu anlayışa ve pratiğe yabancı değiliz, hafızalarımız da güçlüdür! Biz sendikaları kurarken karşı çıkanları ve sendika kurucuları hakkında ihbarlar yapanları unutmadık! Yine sonradan yüzleri hiç kızarmadan, sendikal haklar konusunda bizim ve binlerce kamu emekçisinin bedeller ödeyerek açtığı yoldan ilerleyerek bir gecede konfederasyon kuranları, tüm kamu emekçilerinin de unutmadığına inanıyoruz.
2- 657 sayılı yasayı biraz olsun bilen herkes, 1 yıl 6 ay ceza almış birinin memuriyet yapmasının veya sendika merkezlerinde yer almasının mümkün olmadığını bilir. Her şeyden önce bu kadar açık yasa hükmünü bile çarpıtarak sunmaları, en başta Kamu-Sen üyelerine hakarettir!
3- Bu güne kadar hakkımızda açılan davaların tamamı sendikal hak ve özgürlükler mücadelesi ile ilgili davalardır ve tamamından beraat etmişizdir. Kaldı ki, sendikal hak ve özgürlükler mücadelesi bir nebze olsun ilerleme kaydetmişse, ne yazık ki, biraz da bu şekilde olmuştur. Emekçilerin her kazanımında bedel vardır, emek vardır. Yüreğini ve inancını ortaya koymayanların, emeksiz olarak bir gecede bir yerlere gelenlerin emekçilerin kazanımlarını da bir gecede heba edecekleri açıktır. Öte yandan Kamu-Sen eğer bugün çok az da olsa alanlarda basın açıklaması yapabiliyorsa, bu bizlerin, kamu emekçilerinin mücadelesi ve ödediği bedeller sayesindedir.
4- WEB sitelerinde ve kendi yandaşı gazetelerdeki yayınladıkları yazılarla, yasalara göre kurulmuş kimi siyasi parti ve derneklerle bağlantımız kurularak, özellikle toplumun kimi konulardaki ‘hassasiyetlerini’ HAMASİ sözlerle süsleyerek, KESK ve yöneticilerine karşı kışkırtmaya çalışmaktadırlar. KESK bütün siyasal partilere karşı örgütsel bağımsızlığını her zaman muhafaza etmiştir. Bu konuda söz söylemesi gereken en son kişinin BİRCAN AKYILDIZ olduğu açıktır. Kendisinin ne şekilde Kamu-Sen Genel Başkanlığına getirildiğini kamu emekçileri bilmektedirler.
5- Ne zaman ki, kamu emekçilerinin mücadelesi yükselişe geçerse, Kamu-Sen bir DALGA KIRAN gibi hemen devreye girmektedir. Emekçiler lehine olan gelişmeleri, toplumun başka konulardaki hassasiyetlerini kışkırtarak başka yere çekmeye çalışmaktadır. Bu KARALAMA KAMPANYASI’NIN zamanlaması bu açıdan da dikkat çekicidir. Tam da hükümetin hazırladığı IMF bütçesine karşı mücadeleyi yükselttiğimiz, kamu emekçilerinde mücadele azim ve kararlılığının arttığı, eylemsellik sürecine girildiği bugünlerde, Kamu-Sen tartışmaların yönünü değiştirmek istemektedir. Doğrusu akıl hocalarından biri de IMF midir, diye sormadan edemiyoruz’
6- Sendikalar ve sendika yöneticileri güvenlik örgütleri şefleri gibi hareket edemezler, kişiler hakkında dosya tutamazlar, fişleme yapamazlar. Kamu-Sen’in uluslar arası sendikal hareket tarafından neden dışlandığını şimdi daha iyi anlayabiliyoruz.
7- Bir emek örgütü başka bir emek örgütüyle ancak emekçilerin çıkarlarının daha etkin ve verimli kılınması, korunması ve geliştirilmesi konusunda yarışabilir. Ancak, Kamu-Sen’in KESK’le sendikal mücadelede rekabet edecek gücü yoktur. Bu nedenledir ki, her defasında KESK’e gerici ve şoven argümanlarla saldırmaktadır. Bu karakteri onun nasıl bir örgüt olduğunu da ele vermektedir. KESK demokratik zeminlerde haklar ve özgürlükler mücadelesini devam ettirecektir.
8- Yine WEB sitelerinde, nereden alındığı belli olmayan, derleme-toplama olduğu her halinden anlaşılan yazıda, üstelik çevirisi bile doğru yapılmamış, sözde bizim görüşlerimizin yer aldığı bir Alman dergisinden bahsedilmektedir. Söz konusu dergiye ne Hasan HAYIR ne de hiçbir KESK yöneticisi demeç vermemiştir, röportaj yapmamıştır.
Biz Türkiye’nin bütün kurumlarının sendikal hak ve özgürlüklerle, genel demokrasi kriterleriyle bağdaşmayan tüm yönlerinin eleştirilebileceğini düşünüyoruz. Bu eleştiriler her yurttaşın daha demokratik kurumlar yaratma idealinin bir parçası alarak devam etmektedir.
Bizim özümüz sözümüz birdir. Söyleyeceklerimizi yurtdışında değil, öncelikle ülke içinde söyleriz. Burada söyleyemediklerimizi yurt dışında söylemeyiz. Bunun böyle bilinmesi gerekir. Ayrıca düşünce özgürlüğü gibi en temel demokrasi değerlerine bile saldıran Kamu-Sen’in ‘samimiyetini’ böylece bir kez daha görmüş olduk!..
9- Biz sosyal Güvenlik Kurumu yönetimine öncelikle kamu çalışanları ve sosyal güvenlik kurumlarından hizmet alan milyonlarca yurttaşımız adına, denetim hakkımızı kullanmak ve sözümüzü içeriden de söylemek için talip olduk. Maaş ve makam arabası umurumuzda değildir. Kamu-Sen Genel Başkanı, aday olmadan önce bunu bilmiyor muydu’ Anlaşılan Kamu-Sen Genel Başkanını ilgilendiren maaş ve makam arabasıdır. Halkımızın söylediği gibi ‘DERVİŞİN FİKRİ NEYSE ZİKRİ DE ODUR’ Anlaşıldı ki Kamu-Sen Başkanının en çok ilgilendiği konu bu imiş. Bu bizi hiç şaşırtmadı. Çünkü 2005 Toplu Görüşmelerinde bizler sendikal hak ve özgürlükler için, toplu sözleşme ve grev hakkımız için hükümetle bir mücadele içindeyken, kendileri 5 YTL’lik sendika aidatını garantiye almanın her türlü yol ve yöntemini devreye sokmakla meşgul idiler’Şu soruları Kamu-Sen Başkanının net olarak yanıtlaması gerekiyor:a- Bütün KESK yöneticileri çalıştıkları kurumlardaki tahakkuk eden maaşları kadarını konfederasyondan almaktadırlar. Peki, Kamu-Sen Genel Başkanı ve MYK üyeleri neye göre ve ne kadar maaş almaktadırlar’b- KESK aylardır hükümetin hazırladığı ve kamu emekçilerine sefaleti ön gören 2007 bütçesine karşı mücadele etmektedir. 14 Aralık’ta üretimden gelen gücünü kullanacaktır. Bu süreçte Kamu-Sen, en azından kendi üyelerine karşı sorumluluğunun gereği bile olsa, ne yapacaktır’c- Kamu-Sen’in rakip sendikalarla ilgili istihbarat toplayan bir birimi var mıdır’d- Türkiye’den DİSK, KESK, TÜRK-İŞ ve HAK-İŞ’in üye olduğu ICFTU’YA Kamu-Sen’in üyelik başvuruları neden reddedilmiştir’e- Bizi AB ile ilişkili olmakla suçlayanlar, Çalışma Bakanlığı bünyesinde yürütülen Avrupa Birliği destekli projelerden hangisine/hangilerine katılmaktadır’f- 2005 Toplu Görüşmelerinde %5’lik sefalet ücretine imza atmadan önce, AKP Genel Merkez yöneticileriyle yaptıkları görüşmelerde neler konuşuldu’ Bunu açıklama cesaretleri var mıdır’ Gazeteci Emin PAZARCI’nın bu konuyla ilgili Tercüman Gazetesi’ndeki köşesinde yazdıkları doğru mudur’ Değilse tekzip ettiler mi’
g- Bizim bu açıklamamızı kendi sitelerinde yayınlama cesareti gösterebilecekler midir’Bütün bu soruları bize ve kamuoyuna olmasa bile, kendi üyelerine karşı olan sorumluluğu nedeniyle açıklamalıdırlar. Biz bu tartışmaya zorunlu ve bizden kaynaklı olmayan bir nedenle katıldık. Bundan böyle seviyesi bu kadar düşürülen bir tartışmanın içerisinde olmayacağız. Ayrıca Hukuk Büromuzun söz konusu yazıyı yazan ve yayınlayanlar hakkında gerekli hukuki ve adli işlemleri başlattığının bilinmesini isteriz.KESK MERKEZ YÜRÜTME KURULU