24.05.2006 TARİHİNDE OKUNACAK BASIN AÇIKLAMASI METNİ

251

BASINA VE KAMUOYUNAÖrgütlülüğümüz içinde yer alan Adalet Bakanlığı, adliyeler ve bağlı kurumlarda çalışanlar, kamu emekçilerinin en mağdur, çağımıza göre en ilkel denecek koşullarda hizmet üreten kesimlerin başında gelmektedir. Her geçen gün mahkemelerin iş yükü artmakta, çalışanların sayısı artmadığı gibi azalmakta, ekonomik ve özlük haklarında bir iyileştirme olmamaktadır.IMF, DB ve Dünya Ticaret Örgütü gibi sermaye kuruluşlarının programını uygulamak için iktidara gelen AKP hükümeti, uyguladığı iktisadi politikalar yüzünden tüm toplum kesimleri yoksullaşırken, özelde ise kamu emekçileri ve yargı çalışanları bir kat daha yoksullaştırılmıştır. Uygulanan ekonomik program adeta yargı emekçilerini yoksulluk sınırına getirmiştir. Diğer yandan ülkemizde temel hak ve özgürlüklere yönelik şiddet ve baskı politikaları artarak devam etmektedir.Son gelişmeler ise SS ve GSS yasalarının geri çekilmesi için Meclise yürüyen emekçilere kurşun sıkılması, Cumhuriyet Gazetesi’ne yönelik bombalı saldırılar, yüksek yargı kurumu olan Danıştay’a yapılan silahlı saldırı ve toplu katliam girişimi; AKP’nin kamuda gerici ve ırkçı kadrolaşmasının yarattığı gerilimlerin ardında, terörle mücadele yasasını yasallaştırmaya çalışmakta, halkların talepleri askeri yığınaklarla susturulmaya çalışılmaktadır.AKP’nin iktidara gelmesiyle topluma sunulan sanal ekonomik istikrar ve toplumsal uzlaşmanın olmadığı, gelişen ekonomik ve siyasi gelişmeler açığa çıkarmıştır. Ek ödeme almayan kamu çalışanlarına yönelik yapılan 40+40 düzenlemesinden de mahrum bırakılan ve son günlerde kamuoyuna yansıdığı biçimiyle ‘yüksek yargı organlarında görev yapan hakim ve savcılara’ yönelik, ekonomik ve özlük haklarına ilişkin bir düzenlemenin bugünlerde Meclise sunulacağı bilinmektedir. Bu düzenleme yargı alanında hizmet üreten tüm yargı emekçilerinin iş barışını bozacağı çok açıktır.Adalet hizmetlerinin yürütülmesi bir bütün olarak ele alınmalıdır. Bu çerçevede çalışanlar arasında ayrımcılığa ve bölücülüğe neden olan bu türden uygulama ve karardan vazgeçilmelidir.Eşit işe eşit ücret anlayışından yola çıkarak, çalışanlar arasında ayrımcılığa neden olmayacak bir düzenleme ile, ‘adalet hizmetleri’ tazminatı günün koşulları dikkate alınarak düzenlenip verilmelidir.Yetkili sendika olarak yaptığımız Nisan/2006 Kurum İdari Kurul görüşmelerinde mutabık kalınan kararların yerine getirilmesi için çalışmalar hızlandırılmalıdır.Sendikamızın talepleri:- Personel eksikliğinin bir an evvel giderilmesi yolunda çalışma yapılması, KİK görüşmelerinde ifade edildiği gibi 2006 yılı için 3600 civarında atamanın yapılması,- Çalışma koşulları düzeltilmeli, personel eksikliği nedeniyle hizmetli olarak çalıştırılan mübaşir unvanlı personelin sorunları çözülmeli, her personel kendi kadrosunda çalıştırılması,- Fazla mesai uygulamaları zorunluluktan çıkartılıp gönüllülük temelinde yapılmalı, mesaiye kalan personelin her türlü ihtiyacı karşılanarak yaklaşık olarak 60 YTL’nin günün koşullarına göre ve diğer kurumlardan emsal alınarak yeniden düzenlenmesi,- Suçüstü nöbetine kalan personelin her türlü hakları verilmesi,- Ulaşım, kreş sorunlarının çözümü için çalışma yapılması ve sendikamız denetleyici olarak taraf kabul edilmesi,- Yemekhaneler, piyasacı yaklaşıma terk edilmiş, yargı çalışanlarının sağlığıyla oynanmıştır. Bu anlayıştan vazgeçilmesi ve yaşanan sorunların düzeltilmesi,- Adalet Bakanlığı, adliye ve bölge idare mahkemelerinde çalışan personelin öğrenim koşulları dikkate alınarak yardımcı hizmetlilerin görevde yükselmeleri için kurum içi sınav açılmalı, görevde yükselme yönetmeliği yargı çalışanlarının mağdur edilmeyeceği şekilde düzenlenmesi,- Hizmet binalarının çalışma koşullarına göre düzenlenmesi.Sendikamız, yargı çalışanları arasında ücret farklılığını artıracak yeni düzenlemeye karşıdır. Adalet Bakanlığı’nın Sendikamız ile toplu sözleşmeye oturup, çalışanların sorunlarının çözümü için çaba sarf etmelidir.Sendikamız yargı çalışanlarının sorunlarına dün olduğu gibi yarın da sahip çıkmaya devam edecektir.