TÜSİAD ve IMF’nin direktifleriyle Meclis gündemine getirilen başta Gelir İdaresi Yasa Tasarısı olmak üzere Sosyal Güvenlik ve Genel Sağlık Sigortası gibi IMF yasaları AKP tarafından hızla yasalaştırılmak isteniyor. 27 Ocak’ta başlattığımız mücadele programımız etrafında Ankara yürüyüşümüz, 4 Mart, 9-10 Mart, 5-6-7-8 Nisan işbırakmalar ve alan eylemlerimizle saldırı yasalarına karşı direnme kararlılığını gösterdik. Emekçiler bu yasaları istemediğini, günlerdir sürdükleri eylem ve açıklamalarıyla ortaya koyuyor. AKP ise, IMF istiyor diye, bu halk ve emek karşıtı yasaları bir an evvel yasalaştırmak gayretindedir.
Değerli Büro Emekçileri,4 ve 9-10 Mart’ta gerçekleştirdiğimiz eylemler sonrasında Alt Komisyon’a sevkedilen Gelir İdaresi Yasa Tasarısı, sendikamız ve diğer kitle örgütlerinin eleştiri ve önerileri genel olarak dikkate alınmadan Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşüldü ve Meclis Genel Kuruluna sevkedildi.
Alt Komisyonda, Gelir İdaresi Başkanı’nın özel sektörden atanmasına imkan tanıyan düzenleme kaldırılmış, Bölge Örgütlenmesi kaldırılmış, Vergi Dairesi Başkanlıkları tanımlanmış, Müdür, Müdür Yrd., Şef gibi unvan ve kadroları ihdas edilmiştir.Ancak tasarı, özü itibariyle mükellef odaklı olup, vergi dairelerinin şirketlerin büyüklüklerine göre gruplandırılması, performans yönetimi, performans değerlendirilmesi temel ilke olarak kalıyor. Maliye emekçilerinin tasfiyesi devam ediyor. Tasarı ile, taşrada, 7604, Merkez’de ise 1352 olmak üzere toplam 8956 personel kadrosu iptal ediliyor. Başkanlığa stratejik plan ve hedefler sunmak ve izlemek üzere özel sektör temsilcilerinin de içinde yer alacağı ve Maliye Bakanının belirleyeceği 10 kişilik bir izleme komitesi oluşturuluyor. Plan Bütçe komisyonunda, performansa bağlı ve ihtiyari olarak konulan 4 ikramiye ve Başkanlığın otomasyonu için ayrılan bütçeye dair geçici maddeler kaldırılmıştır.
Hiçbir eyleme katılmayan, Hükümet yanlısı sendika, 7 Nisan’da yayınladığı bir bildiri ile, çalışanlara ikramiye aldıklarını, yükselmelere ilişkin düzenleme yaptırdıklarını, bütün sorunları çözdüklerini yazarak, bilerek ya da bilmeyerek grev kırıcılığı yapmaya çalıştı, hatırlatalım grev kırıcılar sınıf tarihinde pek hayırla anılmazlar. İkinci olarak, belirtmek gerekir ki, emekçileri köleleştirecek, rekabeti körükleyecek, dayanışmayı zayıflatacak, piyasacı bir düzenleme olan ‘performans kriterine bağlı ikramiyeyi’ maliye emekçilerine kazanımmış gibi sunmak doğru değildir. Çünkü emekçilerin talebi, kendisini köleleştirecek performans (yarış) ücreti değil, toplu sözleşme ile belirlenmiş insanca yaşam ücretidir.
Etkin bir gelir idaresi, adil bir vergi sistemiyle, çalışanların gelecek kaygısı taşımadığı, insan onuruna yaraşır bir ücret ve sağlıklı çalışma ortamı ile mümkündür. Mevcut haliyle, öğle yemek saatlerinde, akşamları, cumartesi, pazar fazla mesai yaptırarak mevcut iş yükünü çözmezsiniz. İlk ve acilen yapılması gereken, %40 eksik olan personel açığının kadrolu istihdamla kapatılmasıdır. Aynı işi yaptığı ve kısa süre önce işe başladığı halde, 300 milyon ‘görev ücreti’ verilerek, memur, şef ve uzman arasında ücret eşitsizliğini derinleştiren uygulama yerine, yapılan iş üzerinden eşit işe eşit ücret uygulanmalıdır. Denetimde çok başlılık giderilmeli, gelir memurlarına ön inceleme yetkisi verilmelidir.
Çalışanları köleleştirecek toplam kalite ve performans yönetimini, kamu emekçilerinin tasfiyesini IMF ve TÜSİAD’ın hizmetine koşulacak bir Gelir İdaresini kabul etmeyeceğiz.
Halktan topladığımız vergilerle kurulmuş, TEKEL’i, PETKİM’i, TÜPRAŞ’ı, ERDEMİR’i, TELEKOM’u, THY’nı ‘babalar gibi satarım’ diyen Maliye Bakanına, kamu kurumlarını tekellere satmasına, Gelir İdaresini İMF’ye teslim etmesine izin vermeyelim.
Adil bir vergi sistemi için, parasız sağlık, eğitim ve sosyal güvenlik hakkı için,İŞİMİZE, İŞGÜVENCEMİZE, İŞYERİMİZE SAHİP ÇIKIYORUZ!
İŞ BIRAKIYOR, İŞYERLERİMİZDE DİRENİYOR, İŞYERİMİZİ TERKETMİYORUZ!