15-16 Haziran 2021 tarihlerinde, insanca yaşayacak bir ücret için ek zam talebiyle ülke genelinde eylemdeydik.
Taleplerimiz;
– Bugün ülke genelinde alanlardayız, eğer bu ülke gerçekten ilk çeyrekte %7 büyüdüyse büyümeden hakkımızı, İnsanca yaşayabileceğimiz bir maaş istiyoruz!
– TÜİK’in açıkladığı gerçek olmayan enflasyon rakamlarına göre değil. Bağımsız iktisatçılardan oluşan kuruluşların ve sendikamızın açıkladığı enflasyon verilerine göre “EK ZAM talep ediyoruz!
– Güvenceli çalışma, grevli gerçek bir toplu sözleşme istiyoruz!
– Emek hırsızlığına dönüşen mülakat uygulamalarının son bulmasını, liyakatın esas alınmasını istiyoruz!
– Ücretsiz, nitelikli, anadilinde kurum kreşleri açılmasını istiyoruz!
– Ücretsiz kamusal yaşlı ve hasta bakımı istiyoruz!
– Kamusal emeklilik sisteminin güçlendirilmesini, Bireysel Emeklilik dayatmasına son verilmesini istiyoruz!
– Her türlü ek ödemenin emekli maaşlarına dâhil edilmesini istiyoruz!
– Haksız ve hukuksuz bir şekilde keyfi olarak ihraç edilen büro emekçilerinin işlerine iade edilmesini istiyoruz!
– Kamuda mobbing uygulamalarının son bulmasını istiyoruz!
– Vergi dilimi marifetiyle maaşlarımızın erimesinin önüne geçilecek bir düzenleme yapılmasını istiyoruz!
– Kamuda yoksulluk sınırı altında maaş uygulamasına son verilmesini istiyoruz!
– Eşitlik, özgürlük, barış, adalet laiklik ve demokrasi istiyoruz!
Taleplerimizin takipçisi olacağımız buradan kamuoyuyla bir kez daha paylaşıyoruz.
İllerde okunan basın açıklaması aşağıdadır:
BASINA VE KAMUOYUNA
Değerli Basın Emekçileri Sevgili Mücadele Arkadaşlarım;
Bugün öncelikle 15-16 Haziran 1970 yılında sendikal bürokrasiye ve gasp edilmek istenen haklarına ilişkin işçi sınıfının gerçekleştirdiği büyük işçi direnişinin yıldönümünü kutluyor direnişlerini selamlıyoruz.
Bizlerde kamu emekçileri olarak fili ve meşru bir hatla direne direne kurduğumuz sendikalarımızın tüm baskılara rağmen emek, barış ve demokrasi mücadelesine kararlılıkla devam ettiğini bu anlamlı günde ülke genelinde insanca bir yaşam talebi ile alanlara çıkarak dosta düşmana bir kez daha gösteriyoruz.
Değerli Basın Emekçileri Sevgili Mücadele Arkadaşlarım;
Komşusu açken tok yatan bizden değildir söylemi ile iktidara gelen, bu ülkeyi 19 yıldır yöneten siyasi iktidar içler acısı bir noktaya gelmiştir.
Pandemi döneminde işyerlerini açamadığı için devletten destek bekleyen esnafın nankörlükle suçlandığı,
Ekonomik gerekçelerle intihar eden yurttaşlarımız için, intiharların gerekçesi ekonomik nedenler olsa toplumun yarısı intihar ederdi diye alay konusu edildiği,
Açlıkla boğuşan yurttaşlarımıza ilişkin muhalefetin geliştirdiği tepkilere karşı, bu ülkede aç varsa o zaman açları da siz doyurun söylemine kadar varmış olup ibret alınması gereken bir süreci yaşıyoruz.
Yaratılanı severiz, yaratandan ötürü diyenlerin kendileri dışındaki herkese yönelik kurdukları kin ve nefret dili üzerinden toplumu kutuplaştırdıkları iktidarlarını kutuplaştırma siyaseti ile sürdürmeye çalışıyorlar. Kürt sorununu çözümsüzlüğe sıkıştırıyor ve savaş politikalarının bedelini hem ekonomik hem politik hem de psikolojik olarak tüm ülkeye ağır bir biçimde ödetiyorlar.
Ama bizler biliyoruz ki, bu kadar ağır koşullara mahkum değiliz, biz emekçiler asla seçeneksiz olmadık bu günde seçeneksiz değiliz.
Değerli Basın Emekçileri Sevgili Mücadele Arkadaşlarım;
Mutlu bir azınlığın sürekli olarak servetine servet kattığı, başta gençler ve kadınlar olmak üzere milyonlarca yurttaşımızın işsiz olduğu, milyonlarca emekçinin açlık sınırı altında asgari ücrete mahkûm edildiği, çiftçinin mahsulünün tarlada kaldığı, esnafın kepenk kapattığı bir düzende haklarımıza sahip çıkmak taleplerimiz için mücadele etmekten başka bir seçeneğimizin olmadığını biliyoruz.
Değerli Basın Emekçileri Sevgili Mücadele Arkadaşlarım;
Yeni emek rejiminin, kadının görünmez kılınan, değersizleştirilen ev içi ve bakım emeği üzerinden inşa edildiğini hepimiz biliyoruz. Ve yıllardır bu temelde kadınlar; evden, uzaktan yarı zamanlı gibi esnek çalışma biçimlerine yönlendiriliyor. Şimdi pandemi ile birlikte esnek çalışma biçimlerinin, tüm emekçiler için kalıcı hale getirilmesi planlanıyor. Esnek çalışma güvencesiz, örgütsüz, daha ucuza çalıştırmayı hedefleyen köleliği derinleştiren bir yöntemdir. Pandemi döneminde her ne kadar zorunluluk olsa da normal koşullarda kalıcı hale getirilmesi asla kabul edilemez. Yine kadını ev ve bakım işlerini daha çok yapabilmesi ve daha çok çocuk doğurabilmesi için eve hapsetmek isteyen siyasal iktidar, diğer yandan kadına yönelik şiddeti önlemede İstanbul Sözleşmesi gibi uluslararası çok önemli bir hukuki aracı iptal etmek istiyor. Bu hamle aynı zamanda kadınların; yaşamını, emeğini savunamaz hale getirilerek daha çok sömürülebilmesini, köleleştirilmesini amaçlıyor.
Gençlerimize KYK borcunu ödeyemediği için haciz işlemi uygulayan siyasi iktidarın milyonlarca dolar kredi borcunu ödemeyen yandaşlarına ihale üstüne ihale verdiği bir düzende merkez bankasının 128 milyar dolar rezervinin buharlaşması siyasi iktidar tarafından bir varmış, bir yokmuş kıvamında masal gibi yurttaşlara anlatılmaya çalışılarak ört bas edilmeye çalışılıyor.
Yargı talimatla, maliye ve SGK yapılandırma adı altında aflarla faaliyetlerini sürdürüyor. Ülkeyi A.Ş gibi yöneteceğiz diyenlerin getirdiği Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde hak hukuk adalet talebi her geçen gün yükselirken kamu kurumlarında liyakat yerlerde sürünüyor.
Değerli Basın Emekçileri Sevgili Mücadele Arkadaşlarım;
“Döviz kurlarındaki artış karşısında dolarla mı maaş alıyorsunuz” yaklaşımını öne çıkaran siyasi iktidar, doğalgaz, elektrik ve akaryakıt fiyatlarına dövize endeksli olarak her ay zam yaparken maaşlarımız her ay erimeye devam ediyor.
İktidar geçmiş yıllarda hedeflediği enflasyon oranları, TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranlarıyla bile uyuşmamış, TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranları iktidarın açıkladığı oranlarının en az iki katı olarak gerçekleşmiştir. 2021 takvim yılının ilk yarısı için verilen %3 lük maaş farkı Mayıs ayı itibarıyla açıklanan %6,4 enflasyon farkı ile ortadan kalkmıştır. Kaldı ki, açıklanan enflasyon farkı gerçeklikten uzak olduğu bağımsız iktisatçılardan oluşan bir grup ile sendikamızın her ay açıkladığı gerçek enflasyon farkının uzağında olduğu, sendikamızın 2021 yılının ilk beş ayında hesapladığı enflasyon farkının %17,3 olduğu bilgisi genel kamuoyu ile paylaşılmıştır.
Yaşadığımız ekonomik kayıplar yüzdelik zamlarla telafi edilme aşamasını çoktan geçmiştir. Geçmiş yıl kayıplarını giderecek ve temel ücrete yapılacak oranda seyyanen telafi ücret artışları yapılmalı, seyyanen yapılacak bu ücret artışlarına ek olarak “öngörülen değil, gerçekleşen enflasyon” oranın ve ekonomik büyümeden çalışanlara pay verilmelidir.