ERGİN YILDIZOĞLU: GEZİ’DEN SURUÇ’A YA SONRA’ (27. 07. 2015)

216

Bir süredir, Türkiye siyasetinde bir
“Siyah Kuğu”
(düşük olasılıklı, yüksek etkili) olayının gerçekleşme riski artıyordu. Bölgedeki tüm politikaları çökmüş bir AKP liderliği, AKP Türkiyesi’ni
kaosa
doğru sürüklüyordu.
Suruç katliamı
bir “Siyah Kuğu” olayı idiyse, onu izleyen gelişmeler de “kaos” ortamına girdiğimiz gösteriyor.

Kaosun nereye kadar ilerleyeceği henüz belli değil, ama bence bir şey kesin: Yaşananlar AKP hükümetinin
12 yıllık
restorasyon projesiyle
uyumlu.
Tarih olarak bugün

Bugünün tarihine, ülkede yeni bir “durum” yaratan “Gezi
olayı”ndan başlamak gerekir. Bu “durum” Suruç katliamıyla yeniden değişmeye başladı.

“Gezi olayı”, AKP önderliğindeki siyasal İslamın, bir süredir restorasyon projesine, toplumun rızasını alamadığını, giderek daha fazla şiddete başvurduğunu; liberallerin desteklerini çekmesiyle boşalan yeri milliyetçiliğin doldurmaya başladığını ortaya koydu. Bu noktadan sonra, ülke siyaseti bir “tek adam”,
totaliter
rejim konjonktürüiçinde ilerlemeye başladı. “Bu
ilerlemenin momentumu
seçimlerde kırılabilir
mi”sorusu gündeme oturdu.

AKP’nin elindeki devletin, medyanın giderek daha fazla şiddete dayanma eğilimine, bir taraftan “Gezi
olayı”nın yankıları diğer taraftan, AKP söyleminin giderek daha fazla
Sünni-milliyetçili
bir eksene oturması eklenince, seçimlerde HDP barajı aştı. Böylece totaliter konjonktürdeki ilerlemenin momentumunun kırılmasının koşulları oluştu.

AKP’nin tek başına hükümet kuramayacağı, başkanlık sistemine geçemeyeceği anlaşılınca, ilerici demokrat hatta liberal kesimlerde bir özgürlük, iyimserlik havası esti; medya, üzerinden bir yük kalkmış gibi davranmaya başladı. Cumhur Başkan ister istemez dilini yumuşatmak, medyada profilini düşürmek, durumu kabul etmiş gibi davranmak zorunda kaldı.

Bu sırada, siyasal İslamcı entelijansiya (bu kesimi bir sınıf gibi değerlendirdiğimi vurgulamıştım), iktidarda kalamayabileceklerine ilişkin büyük bir korkuya kapılmıştı. Şimdi bu ikilemin merceğinden geriye, o birkaç haftaya bakınca insanın aklınaWeimar Almanya’sı geliyor:
Kısa süreli bir özgürlük,
iyimserlik patlaması dönemi; faşizmin devleti ele geçirmesinden önce. . . Bu benzetme de,
Suruç katliamı
acaba “Reichtag Yangını“mıydı sorusuna açılıyor.
Madendeki kanarya

Suruç katliamından (“Reichtag
Yangını’ndan”) çıkan dumanların havayı ne derecede zehirlediğini madendeki en renkli kanaryanın,
antikapitalist
ve özgürlükçü Müslüman
olduğu iddia edilen
İhsan
Eliaçık‘ın, “IŞİD açılımı” sırasında gerçekleşen “siyasi” ölümü gösterdi. Bu konuyu, merak edenler,
Nilgün Cerrahoğluarkadaşımızın pazar yazısına bakabilirler.

Bu “ölümün” “Gezi olayı”nın yankılarına, mirasına karşı bir türlü sonu gelmeyen saldırılarla da ilgisi var.
Suruç
katliamından sonra başlayan durum içinde AKP iktidarının (hükümet kavramı artık yetersizdir) bu yankıları, mirası kesin olarak yok etmek için kararlı bir biçimde harekete geçtiğini görüyoruz. “Gezi olayı” sırasında özellikle dikkat çeken
“sendika.
org”
portalına erişimin engellenmesi de bu kararlılığın bir başka göstergesidir.

“Terörizmle mücadele”, içine, IŞİD teröristlerinden çok, “Geziciler”
olarak damgalanan herkesin, Kürt siyasi hareketinin, en radikal kesimlerinden başlayarak doldurulmaya başlandığı bir torbaya dönüştü. Şimdi “bu operasyonlar nereye
kadar ilerleyebilir, bir iç savaş
tehlikesi yaratır mı” soruları gündemdedir.

Bence, bu koşullarda bir AKP-CHP koalisyonu, siyasal İslamın hesaplarına uymaz; uyacak olursa CHP yok olur. Bir AKP-MHP koalisyonu, eğer MHP, Kürtlere yönelik baskıda, başlayan savaşın tetiğinde benim de parmak izim olsun diyerek kararından vazgeçmezse, olanaklı değil. Yok vazgeçerse devlet şiddetin dozunun daha da artması kaçınılmaz.

Bir erken seçim ise HDP imha edilmeden AKP’ye istediği sonucu getirmez, HDP imha edilirse seçim sonuçları siyasal İslamın projesine arzuladığı “rızayı” sağlamaz. AKP’ye de, seçimler, parlamento gibi incir yapraklarından kurtulup, totaliter rejimi tüm açıklığıyla, kapasitesiyle olarak oturtmayı denemekten başka bir seçenek kalmaz.
27. 07. 2015 – CUMHURİYET