HİKMET ÇETİNKAYA: YAYLALAR BİZİM, DOKUNMA YANARSIN!. . . (14. 07. 2015)

227

Yağma ve
talan düzeni
yıllar önce
başladı yaşadığımız coğrafyada. . .
Ormanlar,
tarım alanları, yabanıl zeytinlikler,
koylar, bükler. . .
Şimdi sıra geldi
Karadeniz’de
yaylara. . .
Sakın yaylalara dokunma, oralar bizim!
Ve dinle bak neler anlatacağım:
1983
yılında ANAP iktidar olunca Başbakan
Turgut özal,
Ege ve Akdeniz’in
o güzelim koylarını yok etti. . .
Beş yıldızlı oteller, devlet desteği, turizm teşviği. . .
çevre hareketleri, doğa gönüllüleri
1986
yılında on binlerce kişi
Aliağa‘daydı. Dönemin Belediye Başkanı
Hakkı ülkü‘nün barış, kardeşlik, çevre başlıklı sevgi zinciriydi bu eylem.
Bugün
Karadeniz’den
Ege’ye, Artvin’den Karaburun’a,
Sinop’tan Akkuyu’ya
dek genç yaşlı, kadın erkek, eğitimli eğitimsiz insanlar ayakta. . .
HES’lere karşı
çıkıyorlar, “çokuluslu
altın avcıları”na karşı savaşımlarını bıkmadan usanmadan, korkmadan sürdürüyorlar.
Onlar peşkeşe, yağmaya, talana karşı eylemlerini sürdürmeye kararlı. . .
Pazar günü
Taksim Alanı‘ndaydı çevre mücadelesinin içinde olan kızlar, kadınlar. . .
Ne demişlerdi:
Biz amazonlarız, yılmayız,
demokratik haklarımızı özgürce
kullanır doğaya sahip çıkarız. . . “
Yıllar önce
Kazdağları‘nda, Bergama
Ovacık‘ta yapıldı eylemler. . .
Siyanürlü altın üretimine “hayır” diyenlere
DGM’lerde dava açıldı.
Bu davanın adı neydi anımsatayım:
Vatana ihanet ve casusluk!

***

80‘li,
90‘lı,
2000‘li yıllar. . .
ülkemin dağları, ovaları, koyları, bükleri yağmalanıyor hâlâ. . .
Kütahya’da
taşan
siyanür
havuzu, kanserden ölen insanlar, o güzelim Bergama’nın
Kozak
Yaylası, Turgutlu,
Gördes, İzmir Efemçukuru, Tunceli
Ovacık, Erzincan
İliç. . .
Biga Yarımadası’nın durumu yürekler acısı,
Manyas
Gölü‘nden kuşlar kaçıyor, kırlangıçlar bile gelmiyor artık memleketime. . .
çünkü onlar zehirli havada yaşayamazlar. . .
Şimdilerde yandaşlara peşkeş çekilmiyor doğa. . .
Geçmişi var!
80’li ve 90’lı yıllar. . .
Gelmiş geçmiş
tüm iktidarlar.
Bergama Ovacık’ta yaşananlar,
bakanların, komutanların
tesisleri ziyaretleri, “çokuluslu altın
avcıları”na
alkış tutmaları. . .
1995-2000
yılları arasında, çevre hareketinin öncüleri DGM kapılarındaydı. . .
Yıl 1999. . .
Bülent Ecevit, DSP, ANAP, MHP ortak hükümetinde başbakan olarak şu açıklamayı yapmıştı:
“Sadece Bergama yöresinde
üretilecek altından
yılda 7 milyar
dolar kazanacak Türkiye. . . “
Aradan geçen yıllar!
Sahi devlet ne kazandı üretilen altından?
Şu kadar kazandı falan diyen bir babayiğit arıyorum ama yok!
Kozak Yaylası’ndan geçerken göreceksiniz çam ağaçlarının
nasıl kesildiğini,çamfıstığının
yok edildiğini. . .

***

Tarım alanlarımızı, o güzelim
verimli topraklarımızı
yapılaşmaya açan
AKPiktidarı. . .
Bugün
pamuğu, buğdayı,
bademi, elmayı,
kavunu, karpuzu,
kirazı, vişneyi ithal etmeye başladık. . .
Köylü sütünü, yoğurdunu artık köy bakkalından alıyor, köyler boşalıyor,
kentlere göç
tüm hızıyla sürüyor. . .
Ekili alanlar gittikçe azalıyor,
derelerimiz kuruyor.
Karadeniz’de, Ege’de yurdumun her köşesinde çevreciler, doğaseverler seslerini duyurmak istiyor. . .
Doğa can çekişirken, zeytin ağaçları katlediliyor Küçükkuyu’da, Burhaniye’de, Ayvalık’ta, Mudanya’da.
Tarım alanlarından sorumlu kim?
Gıda ve Tarım Bakanlığı!
Bakanlık anımsadığım kadarıyla bir kamu spotu yayımlıyordu 2015’in Ocak ayında. . .
Şöyleydi yanılmıyorsam:
Gıda güvenliği için, çocuklarımızın
geleceği için tarım
alanlarını yapılaşmaya açmayın!
Yahu, uluslararası tekellerin sarmalında yaşayan bir ülkede, önce gözlerine kestirdikleri ülkelerin topraklarını yok etmek için, siyasal iktidarlara yasal düzenlemeler yaptırırlar. . .
2006 yılında üreticimizin
yerli
tohumuna, fidesine
yasak getiren
AKP
iktidarıdır. . .
14. 07. 2015 – CUMHURİYET