MURAT ÖZVERİ: EYT KANUN TEKLİFİNİN KAPSAMI VE SAĞLADIĞI HAKLAR

231

Kendilerini emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) olarak adlandıranlar için hazırlanan kanun teklifi Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına AKP milletvekillerinin imzalarıyla sunuldu. Günlerdir, ortada olmayan metin üzerinde sorular sorulan, tartışılan bir konu nihayet somut bir kanun teklifi üzerinden tartışılır hale geldi.

KİMLER YARARLANABİLECEK?

  1. Sigortalılık başlangıç tarihi 08.09.1999 tarihi ve öncesi olanlar ve bu tarihte 18 yaşını doldurmuş olanlar:

Hemen anımsatalım emeklik dediğimiz statü yürüklükte olan sosyal güvenlik sistemimiz içerisinde “Yaşlılık Sigortası” kapsamında ve uzun vadeli sigorta kolları içerisinde düzenlenmiştir. Hem 506 sayılı Yasa’ya hem 5510 sayılı Yasa’ya göre, yaşlılık sigortasının başlangıcı 18 yaşın doldurulduğu tarihtir. İlk kez sigortalı olup, prim ödemiş olsalar dahi 08.09.1999 tarihinde 18 yaşını doldurmamış olanların getirilen tekliften yararlanmaları, yaş koşulu aranmadan emekli olmaları olanaklı değildir.

  1. Sigortalılık başlangıç tarihi 09.09.1999 tarihi ve sonrası olup borçlanma ile sigortalılık süresini 08.09.1999 tarihi ve öncesine çeken 18 yaşını doldurmuş sigortalılar:

5510 sayılı Kanun, 41. maddesinde borçlanılabilecek süreleri sıralamıştır. Ancak her borçlanma sigortalık süresinin başlangıcını geriye götürmemektedir. Bazı borçlanma türleri sadece prim gün sayısını arttırmakta bazı borçlanma süreleri ise hem prim gün sayısını arttırmakta hem de sigortalılık süresini geriye götürmektedir.

SİGORTALILIK SÜRESİNİ GERİYE GÖTÜRME OLANAĞI VEREN BORÇLANMA TÜRLERİ

– Er veya erbaş olarak silah altında veya yedek subay, yedek astsubay okulunda geçen süreler. (Askerlik borçlanması)

– Sigortalı olmaksızın doktora öğrenimi veya tıpta uzmanlık için yurt içinde veya yurt dışında geçirdikleri normal doktora veya uzmanlık öğrenim süreleri.

– Sigortalı olmaksızın avukatlık stajını yapanların normal staj süreleri.

– Hekimlerin fahri asistanlıkta geçen süreleri.

– Devlet tarafından yurt dışına okumaya gönderilenlerden mecburi hizmetlerini tamamlamış olanların yurt dışında resmi öğrenci olarak geçirmiş oldukları öğrenim sürelerinin 18 yaşının tamamlanmasından sonraki döneme ait olan kısmı.

SADECE PRİM ÖDEME GÜN SAYILARINI ARTTIRAN BORÇLANMA TÜRLERİ

– Doğum borçlanması kapsamında borçlanılan süreler.

– Devlet memurlarının (4/c’lilerin) personel mevzuatına göre aylıksız izin süreleri.

– Grev ve lokavtta geçen süreler.

– Sigortalı iken herhangi bir suçtan tutuklanan veya gözaltına alınanlardan bu suçtan dolayı beraat edenlerin tutuklulukta veya gözaltında geçen süreleri.

– Seçim kanunları gereğince görevlerinden istifa edenlerin, istifa ettikleri tarih ile seçimin yapıldığı tarihi takip eden ay başına kadar açıkta geçirdikleri süreleri.

– 13.02.2011 tarihinden sonrasında olması koşuluyla 4857 sayılı İş Kanunu’na göre kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışan sigortalıların, kısmi süreli çalıştıkları aylara ait eksik süreleri.

  1. Sigortalılık başlangıcını 08.09.1999 ve öncesi olarak mahkeme kararı ile tespit ettirenler:

Sosyal güvenlik hukukumuzda kuruma bildirilmeyen sigortalılıkların hizmet tespiti istemli dava açarak geçmişe doğru belirlenmesi iş sözleşmesiyle çalışan (işçiler/4/a’lılar) için olanaklıdır. Ancak:

  1. Hizmet tespiti davası açılması için hizmetin geçtiği yılı takip eden yılbaşından itibaren beş yıllık hak düşürücü süre geçirilmemiş olması zorunludur.
  2. Eğer sigortalılık kuruma bildirilmişse beş yıllık hak düşürücü süre işlemeyecektir. (Bildirge verilmiş veya kurum tarafından çalışma tespit edilmişse) ne var ki bildirge hak düşürücü süreyi işletmemektedir. Ayrıca sigortalı tespit ettiği dönemde fiilen çalıştığını da kanıtlamak zorundadır.
  3. Bildirge verildikten önce kuruma bildirilmeyen süreler olması halinde hizmetin kesintisiz devam etmesi (blok çalışma bulunması) halinde hak düşürücü süre bildirge verilen hizmetin sona erdiği tarihi takip eden yılbaşından itibaren işlemeye başlayacaktır.

Hizmet tespiti davası yoluyla sigortalılık başlangıç tarihini geriye götürenlerde hizmeti tespit ettirseler dahi ancak 18 yaşını doldurduktan sonrası emeklilik için dikkate alınacaktır.

TAŞERONDAN KADROYA GEÇEN İŞÇİLERİN DURUMU

Teklifin düzenleme yaptığı ikinci konu, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kadroya geçirilen taşeron işçilerine ilişkindir. Bilindiği gibi mevcut düzenleme ile bu işçilerin emekli olmak için gerekli koşulları taşımaları, işten çıkartılmalarının nedeni haline gelmiştir. Oysa, emekli olup olmamaya sigortalının dışında hiç kimse karar veremez. Yaşlılık sigortası için sigortalının talep etmesi zorunludur. Bu zorunluluğun istisnası olarak düzenlenen ve hem çalışma hakkını sınırlayan hem de sosyal güvenlik sisteminin temel mantığı ile çelişen bu düzenleme teklifle birlikte yürürlükten kaldırılmaktadır. Herkes gibi 696 sayılı KHK ile kadroya geçirilenler de emekli olup olmamalarına kendilerinin, teklifteki ifadeyle sözleşme taraflarının karar vermesine olanak tanınmış oluyor. Teklif sözleşme tarafları ifadesini kullanarak işverenin emekliliği hak etmiş olmayı geçerli fesih nedeni olarak belirlemesinin de önünü kapamamıştır.

GEÇMİŞE DÖNÜK HAK TALEP ETMEK OLANAKLI DEĞİLDİR

EYT’lilerin sık sık sorduğu sorulardan birisi de emeklilikte yaşa takılmaları nedeniyle geç emekli olmalarından kaynaklanan gelir kaybının telefi edilip edilmeyeceği konusuydu. Kanun teklifi bu konudaki tartışmaları getirdiği bir hükümle sonlandırıyor. Hükme göre; yapılan düzenlemeye göre emekli olanlara “Geriye dönük herhangi bir ödeme yapılmaz ve geriye dönük hak talep edilemez.”

EMEKLİ OLDUKTAN SONRA ÇALIŞMAYA DEVAM ETME OLANAĞI

Kanun teklifi, EYT kapsamında olup, yaş koşulu kaldırılınca emekli olanların destek primi yatırarak çalışmasını, destek priminin işveren hissesine düşen kısmının yüzde beşinin hazinece ödeneceği hükmünü getirerek desteklemiştir. Hükümden yaralanmak için sigortalının emekli olduktan sonra en geç on gün içerisinde emekli olduğu işyerinde sosyal güvenlik destek primi yatırarak çalışmaya başlamış olması gerekmektedir. Bu teşvikten sadece özel sektör işverenleri yararlanabilecek, kamu işyerleri yararlanmayacaktır. Bu teşvikten yararlanan sigortalının yaralanma sürerken işten çıkartılması halinde teşvik sona erecek, işçi tekrar işe alınsa da artık işveren teşvikten yararlanamayacaktır.

TEKLİFİN DÜZENLEME YAPMAKTAN KAÇINDIĞI KONULAR

Kanun, 09.09.1999 ve sonrası için kademeli bir geçiş yapmaktan kaçınmış, sadece yaş koşulunu 08.09.1999 ve öncesinden sigortalı olanlar için kaldırmakla yetinmiştir.

Üç dönem halinde hesaplanan ve büyük dengesizliklerin doğmasına neden olan emekli aylıklarına ilişkin bu adaletsizlikleri ortandan kaldıracak bir uyum hükmü getirmekten kaçınılmıştır.

Düşürülen aylık bağlama oranları ve güncelleme katsayısına ilişkin herhangi bir düzenleme yapılmamış, emekli aylıklarının asgari ücretin altında kalması görmezlikten gelinmiştir.

1 ŞUBAT 2023 – EVRENSEL