MUSTAFA SÖNMEZ: ‘VERGİ CENNETİNE’ KAÇAĞA GÖZ YUMULUYOR

679

Ankara 15 yıldır hangi ülkelerin vergi cenneti olduğuna ilişkin bir liste yayınlamadığı için vergi cennetlerine gelir aktarılmasını engellemeyi amaçlayan yasa fiilen uygulanmıyor.

Şirketlerin, kişilerin vergi kaçırmak için kullandıkları “vergi cennetlerine” para transferlerinin, bu amaçla kurulan tabela şirketlerin konu edildiği haberler, yeniden dünya ve Türkiye gündemine girdi. Son olarak “Pandora Papers” sızıntılarıyla gizli offshore dünyasının kapılarını açan 12 milyon belge, Türkiye’den de birçok ünlü ismin vergi sırlarını ortaya döktü. Özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yakınlıklarıyla bilinen Rönesans Holding, Çalık Holding ve Cengiz Holding’in vergi cennetlerindeki şirket ve hesapları manşetlere çıktı. Bunları, yeni firmaların ve iktidara mensup ya da yakın isimlerin hesaplarının ifşası takip edebilir.

Bundan dört yıl önce de Erdoğan’a en yakın isimlerden, eski Başbakan Binali Yıldırım’ın ailesine ve Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın ailesine ait vergi cenneti Malta’daki şirketleri saptanmış, ancak takibatı mümkün kılacak bir düzenleme olmadığı için adli bir işlem yapılmamıştı.

Bu kez de öyle olacak. Çünkü Türkiye’nin, firma ve kişileri vergi cennetleri ile iş yapmaktan alıkoyacak bir yaptırımı, bir hukuki düzenlemesi tamamlanmış değil. Yol açık tutuluyor, bir anlamda kaçağa göz yumuluyor. Birçok ülke vergi kaybına neden olan bu uygulamaların ve ilgili şirketlerin üzerine giderken Türkiye ancak 2006’da, vergi cenneti diye kodlanacak ülkelerle yapılan işlemlere yüzde 30 oranında vergi tevkifatı getiren yasayı düzenledi. Ne var ki, aradan geçen 15 yılda, hangi ülkeler vergi cenneti, bunun listesi oluşturulmadığı için, vergi kaçırmanın yolu da hep açık kaldı ve hala açık.

Aralarında Liechtenstein, Liberya, Monaco, Marshall Adaları, Nauru ve Vanuatu gibi ülkelerin olduğu “vergi cennetleri,” yabancıların şirket kurma işlemlerini oldukça kolaylaştıran ve bu şirketler üzerinden çok sınırlı oranda vergi alan, firmaların kendi ülkelerinden kazandıkları servetlerin vergiden kaçınması ve kaçırılmasına altyapı hazırlayan coğrafyalar olarak bilindiler. Buralarda kurulan şirketlerin çoğu “tabela şirket”. Ülkedeki firma ya da kişiler, yakınları ya da güvendikleri isimlere kurdurdukları bu tabela şirketler üzerinden gerçekleştirilen mal ve hizmet alım-satım eylemlerinde, para akımlarında fatura oyunları yaparak ülkede vergilenmesi mümkün gelirlerini abartılı, denetlenmeyen faturalar yoluyla vergiden kaçırma imkânı buldular. Böylece her yıl milyarlarca doları bulan servetler, vergilendirilmeden mevcut vergi cennetlerine transfer ediliyor, buralardaki bankalarda tutuluyor.

Birçok ülke ve uluslararası kuruluş, toplanması hâlinde eğitim, sağlık, sosyal yardıma dönüşebilecek vergilerin bu şekilde kaçırılmasına neden olan bu uygulamaların ve şirketlerin üzerine gitti. Hem Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) hem de Avrupa Birliği haksız rekabet yaratan ve şeffaflığı gölgeleyen vergi cennetlerine açıklık ve işbirliği talebiyle yaptırımlar uyguladılar. Sık sık “vergi cenneti” listeleri yayınlandı ve yaptırım uyarıları karşısında “terbiye” edildiler.

Şirketlerin ve kişilerin mevcut vergi cennetleri ile yaptıkları işlemler ile vergi kaçırmaları, “vergi tevkifatı” yöntemiyle cezalandırılmaya çalışılıyor.

Türkiye’nin, vergi cennetleri olarak bilinen ülkeler ya da bölgelerle ilgili işlemlere vergi tevkifatı uygulaması ise ancak 2006’da mümkün oldu. 13 Haziran 2006 tarihli 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunun 30’ncu maddesinde gelirlerin vergi cennetleri yoluyla ülke dışına kaçırılmasını önleyecek bir önleme yer verildi.

Yasada, vergi cenneti diye tanımlanıp Türkiye ile bilgi değişimi yapmayan ülkelere nakden veya hesaben yapılan veya tahakkuk ettirilen her ödeme riskli sayıldı ve yurtdışına çıkacak gelirin yüzde 30’u kadar tevkifat kesintisi yapılması kanunla düzenlendi.

Ama sorun şu ki 15 yıl boyunca Bakanlar Kurulu ve 2018’de yürürlüğe giren Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi tarafından hangi ülkelerin vergi cenneti olduğuna ilişkin bir liste yayınlanmadı. Bu nedenle yasa uygulanmıyor ve vergi cennetleri ile iş yapmanın yaptırımı yok. Bu liste 15 yılı aşkın süredir yayımlanmadığı için ülkenin vergiye dönüşebilecek gelirleri bu “cennetlerde” istifleniyor. Özellikle rüşvet, kayırılma karşılığı sağlanan yasa dışı gelirleri stoklamada vergi cennetleri faillerin çok işine yarıyor.

Türkiye’deki şirketlerin ve bireylerin en çok işlem yaptıkları vergi cennetleri, bu ülkelerde kurulmuş görünen şirket sayısı ile tahmin edilebilir. Merkez Bankası verilerine göre bunların başında Malta geliyor. 2001 yılında Malta’da kurulu şirket sayısı 24 iken 2020 yılında 1956 olarak saptandı. Malta’da şirketlere önemli vergi kolaylıkları sağlanmış durumda. Kurumlar vergisi, yabancı şirketler için sunulan avantajlarla yüzde 5’e kadar iniyor. Malta Avrupa Birliği üyesi ve fiilen kara para listesinde yer almıyor ama özellikle Türk denizcilik sektörünün ilgi gösterdiği bir vergi cenneti.

2017’de Süddeutsche Zeitung gazetesi tarafından elde edilen Paradise Papers belgelerinde, dünyanın dört bir yanında çok sayıda politikacı ve iş insanının offshore bağlantıları ortaya konuldu. Bu kişiler arasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı Maliye ve Hazine eski Bakanı Berat Albayrak’ın ağabeyi Serhat Albayrak da vardı. Vergiden kaçınmak için Malta’da kurulan offshore şirketler, Berat ve Serhat Albayrak’ın Çalık Holding’de yönetici olduğu dönemde açılmıştı. Haberin yayımlanmasının ardından internet sitesi linklerine erişim engellendi, gazetecilere davalar açıldı.

Malta’da, kimi faaliyetleri tartışmalı olan offshore şirketler arasında eski Başbakan Binali Yıldırım’ın oğulları, dayısı ve yeğeniyle bağlantılı olan toplam sekiz şirketin ismi de bulunuyordu.

Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu’nun (ICIJ) üyesi olan Pelin Ünker, Süddeutsche Zeitung gazetesi tarafından elde edilen Paradise Papers belgelerini, dünya çapında diğer medya kurumları ile eş zamanlı olarak 6 Kasım 2017’den başlayarak altı gün boyunca Cumhuriyet gazetesinde yayımladı. Ünker, bu gazetecilik faaliyetinden dolayı yargılandı ancak uzun süren bir yargı maratonunun sonunda aklandı, mahkeme davayı düşürdü.

Türkiye’deki şirketlerin iş yaptığı Malta dışındaki diğer vergi cennetlerini, bu ülkelerde kurulan şirket sayısından tahmin etmek zor değil. Merkez Bankası verilerine göre Cayman Adaları’nda 2006’da 1 Türk şirketi varken 2017’de sayı 265 idi. Virgin Adaları’nda (İngiliz) 2017’de 650 Türk şirketi varken bu sayı izleyen yıllarda azaldı. Bahreyn’de 2013’de 18 olan Türk şirketi sayısı 2020’de 402’ye kadar çıkmıştı. Umman’daki Türk şirketi sayısı 145’i bulmuş durumda.

Türkiye vergi adaleti açısından çok gerilerde bir ülke. Vergilerin üçte ikisi dolaylı ve tüketiciden alınıyor. Ücretli, maaşlı, emekli kesimlerin sayısı 30 milyonu aşıyor ve vergilerin doğrudan olanları bu kesimden, kaynaktan, bordrolarından kesiliyor. Şirketlerin vergi yükü ise toplam vergiler içinde yüzde 10 dolayında. Şirketler ve varlıklı kesim birçok vergiden kaçınma ve vergi kaçırma yollarıyla yüklerini azaltıyorlar. Vergi cennetlerini kullanma da bu yollardan biri ve ortaya çıktıkça halkta haklı bir tepkiye neden oluyor.

13 EKİM 2021 – AL MONİTOR