SAMSUN ŞUBEMİZ: ARTAN İŞ YÜKÜ, KEYFİ SORUŞTURMALAR, MOBBİNG VE SÖZLEŞMELİLER YARGI ÇALIŞANLARININ KADERİ DEĞİLDİR!

516

Samsun Şubemiz, Yeni Yargı Yılı Açılışı nedeniyle3 Eylül 2021 Cuma günü Eski Adliye önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.

“2802 sayılı Kanun Yargı Emekçileri Üzerinde Mobbingdir, Kaldırılsın!” pankartının açıldığı açıklamada Yargı Emekçilerinin sorun ve talepleri kamuoyuyla paylaşıldı.

Şube Başkanımız Yılmaz TULUK tarafından okunan açıklama aşağıdadır:

BASINA VE KAMUOYUNA

YARGI YILI 1 EYLÜL’DE AÇILDI…

YARGI EMEKÇİLERİ ARTIK YETER DİYOR!

Adalet talebinin her türlü talebin önüne geçtiği koşullarda yargının bağımsızlığı ve Yargı Emekçilerinin sorunlarının çözümü için yıllardır mücadele ediyoruz. Açılış gününü taleplerimize dikkat çekmek için bir zemin olarak kullanmaya çalışıyoruz.

2010 referandumu sonrasında yargı alanında tahakküm kuran cemaat ve sonrasında mevcut iktidarın sistemini iktidarlarını güçlendirmek ve toplumsal muhalefeti susturmak için bir araç olarak kullandığı bir süreci yaşıyoruz. Mevcut yargı sistemi içerisinde bile benimsemedikleri kararları tanımayan siyasi iktidar, anayasal hakların kullanılmasını bile keyfi olarak engellemeye çalışıyor.

Cezasızlık nedeniyle kadın cinayetlerinin 19 yıllık AKP iktidarında yüzde 1400 artması, kadın cinayetlerinin bu kadar arttığı bir dönemde İstanbul Sözleşmesinden bir imza ile çekilmek, adalet arayışının sosyal medya ve TV programlarında örgütlenerek aranması gibi garabetlerin yaşandığı bir ortamda siyasi iktidar, Yargıda reform iddiaları ile gündeme getirilen her yargı paketinde, sorunları çözmek bir yana siyasi iktidara bağımlı bir yargı yaratmaktan öteye gidememiştir.

Anayasa gereği bağımsız olması gereken yargının, sarayda açılış yaparak adeta kendi varlıklarını inkâr etmektedirler, yargı mensupları bağımsızlıklarının sembolü olan düğmesiz cübbelerinin olmayan düğmelerini ilikleme yarışına girişmişlerdir.

Yine 81 ilin barolarının karşı çıkmasına rağmen İktidarın kendine bağımlı baro yaratma çabası için çıkarttığı çoklu baro yasasına bugüne kadar sadece İstanbul’da karşılık bulabilmiştir.

Yargıtay’ın yeni hizmet binası açılış töreninde, Anayasa’da, ‘Laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devletidir’ diye tanımlanan Türkiye Cumhuriyeti Devletine değil, dini esaslar üzerine şeriatla yönetilen bir ülkeye yakışan açılıştır.

Hal böyle iken yurttaşlarımızın hak, hukuk, adalet talebi için adına saray denilen adliyelere başvuruları her geçen gün artarak devam ediyor. Bir yandan yargı hizmetlerine ulaşmanın ekonomik bedelinin artması, bir yandan yıllarca süren dava süreçleri yurttaşlarımızın bu yargı sisteminden beklentilerini zayıflamaya devam ediyor.

ÇARPIK YARGI SİSTEMİNİN BEDELİ YARGI EMEKÇİLERİNE ÖDETİLEMEZ!

Bir yandan iş yükü, bir yandan mobbing, bir yanda keyfi olarak açılan soruşturmalar mesai kavramı gözetmeksizin çalışmaya zorlanan yargı emekçilerinin yargı paketleri sonunda, bırakın kazanım elde etmelerini mevcut kazanımlarını yitirerek açıklanan her yargı paketi sonunda kabus yaşamaktadırlar.

ARTIK YETER SORUNLARIMAZA ÇÖZÜM İSTİYORUZ!

Yeni yargı yılı açılırken bir kez daha taleplerimizi sıralıyoruz;

  • 2009 yılından bu yana Yargı Emekçilerinin ekonomik haklarında hiçbir ilerleme sağlanmamıştır. Aksine var olan havuz paralarının kaldırılması, iyileştirme olarak verilen fazla mesai ödemelerinin kesilmesi, ulaşım paralarının sadece Ankara, İstanbul ve İzmir’le sınırlandırılması gibi uygulamalarla ekonomik kayıpları artmıştır. Bu nedenle Yargı Emekçilerinin insanca yaşayacakları bir ücret için öncelikle ekonomik kayıpları giderilerek derhal ek zam verilmelidir.
  • Ayrım yapılmaksızın, tüm Yargı Emekçilerine mesai ücreti ödenmesi sağlanmalıdır.
  • Ulaşım ücretleri ayrımsız her ilde verilmelidir.
  • Havuz paralarının, Yargı Emekçilerinin lehine olacak şekilde düzenleme yapılarak ödenmesine tekrar başlanmalıdır.
  • Promosyon ücretlerinin tüm personele eşit şekilde ödenmesi yapılmalıdır.
  • Yargı Emekçilerinin de, diğer kamu görevlileri gibi 2802 sayılı Yasadan çıkarılarak 4483 sayılı Memurin Muhakematı Kanunu’na tabi olması için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
  • Mobbinge maruz kalan personelin durumunun değerlendirilmesi, mobbingin önlenmesi amacıyla kurumlarda bir kurul oluşturulması, mobbing uygulayan amire yaptırım uygulanması için düzenleme yapılmalıdır.
  • Görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarıyla kurum içinden atamalara devam edilerek, mülakat değil liyakat esas alınmalıdır.
  • Yargı hizmetleri sınıfı oluşturulmalı kadro ve unvanlar yeniden tanımlanmalıdır.
  • İcra ile çocuk kaldırma köhnemiş kanundur, kaldırılmalıdır, çocuklar mağdur edilmemelidir.

İlimiz Samsunda ise;

  • Samsun Adliyesi ne yazık ki şu anda içinde görev yapılmıyor, koridorlar, merdiven altları, kalem yapılıyor, geçmiş dönemlerde AVM’ye benzettiğimizde bize aba altından sopa gösterenler bizi dinlemediler, hakkımızda ihbarda bulundular.
  • Bölge Adliye Mahkemesi (istinaf mahkemesi) ile Adli Yargı’nın iç içe olması doğru değildir ve kesinlikle bulunduğu yerden kaldırılmalıdır.
  • Samsun İdari ve İlk Derecedeki asansörler herkese hizmet vermelidir.
  • Samsun İcrasındaki fiziki koşullar iyileştirilmeli, pandemi nedeniyle evlere ve işyerlerine zorunlu hacizler durdurulmalıdır.
  • Avukatlar tarafından kullanılan robot yazılım mahkemelerde ve özellikle icralarda her gün iş yoğunluğu yaratmaktadır, yargı emekçileri ve avukatlar karşı karşıya gelmektedir. Bunun önüne geçilmelidir.

Büro Emekçileri Sendikası olarak Yargı Emekçilerinin taleplerinin karşılanması ve bağımsız bir yargı sistemi için mücadele etmeye devam ediyoruz.

Tüm Yargı Emekçilerini bu haklı mücadelemize sahip çıkmaya çağırıyoruz!

03.09.2021

Yılmaz TULUK – Şube Başkanı