Türkiye ne yazık ki her geçen gün basın, düşünce ve ifade özgürlüğünün daha fazla sınırlandığı, gittikçe otoriterleşen iktidara yönelik en küçük bir eleştirinin dahi cezalandırıldığı bir ülkeye çevriliyor.
İşsizlik, yoksulluk, ekonomik kriz, pandemi gibi milyonlarca yurttaşın hayatını sarsan onlarca gelişme karşısında üç maymunu oynamaya devam eden, iktidar borazancılığı yapan çok kanallı yandaş medyaya teşvikler yağdırılıyor. Buna karşın kısıtlı imkânlarına rağmen “milyonerlerin değil, milyonların sesi’ olmak için çabalayan medyaya yönelik baskılar, saldırılar, cezalar artmaya devam ediyor.
Son olarak, orman yangınının sürdüğü Muğla İçmelerde canlı yayın yapan HALK TV ekibi bir güruhun saldırısına uğramıştır. HALK TV ekibini darp eden güruhtan beş kişinin gözaltına alındığı açıklanmıştır.
Öncelikle basın özgürlüğü karşıtı, mevcut iktidar yanlısı güruhun saldırısına uğrayan yayın ekibi şahsında tüm HALK TV ailesine geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Halkın gerçekleri öğrenme hakkını hedef alan saldırıyı şiddetle kınıyoruz.
Öte yandan bilinmelidir ki bugün HALK TV yayın ekibini hedef alan saldırıyı bilinçsiz veya öfkeli bir güruhun münferit bir marifeti olarak değerlendirmek büyük bir hata olacak, benzer saldırıların önünü açacaktır.
Nitekim Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından üç gün önce televizyon kanallarına gönderilen, “yangınları göstermeyin, aksi takdirde en ağır cezalara çarptırılacaksınız” talimatı ile söz konusu saldırıya ve benzer saldırılara adeta davetiye çıkarılmıştır.
Kısacası yaklaşık on gündür ülkenin dört bir yanından yükselen alevleri kontrol altına alamayanlar, RTÜK talimatı ile özgür-bağımsız medyayı kontrol altına almayı hedeflemiştir.
Bir kez daha altını çiziyoruz. Şeffaflık, özgür habercilik, doğru bilgilendirme her vatandaşımızın en temel hakkıdır. Anayasa’nın teminatı altında yapılan gazetecilik faaliyeti ve basın özgürlüğü ile vatandaşların bu temel hakkı arasında kopmaz bir bağ vardır.
Dolayısıyla bu bağı koparmayı hedef alan her girişim halkın haber alma, gerçekleri öğrenme hakkına vurulan bir darbedir. Basını özgür olmayan bir ülkede, asgari düzeyde bile olsa, demokrasinin yaşam bulması, temel hak ve özgürlüklerin gelişmesi mümkün değildir.
KESK olarak, iktidarı Anayasa’nın ve uluslararası sözleşmelerin açıkça ihlali olan basını, düşünce ve ifade özgürlüğünü hedef alan adımlarına son vermeye, basın özgülüğünü tamamen ortadan kaldırmaya dönük RTÜK “talimatını” geri çekmeye çağırıyoruz.
